2. Bölüm- Anılar ve Gerçekler

2.6K 287 69
                                    

Herkese merhaba!

İkinci bölümle karşınızdayım.

Lütfen oy vermeyi ve satır arasıyorum yapmayı unutmayın. Yorumlarınız motivasyonu arttırıp daha hızlı yazmamı sağlayacak.

Gelişmelerden ve alıntılardan haberdar olmak için

ElifKaplan3

insta: elifkaplan3watty

tw: byfrodoiyimsn Ayrıca #greyout tagi ile yorumlarınızı bırakabilirsiniz.

Keyifli okumalar!

Not: Anı kısmında alevde ızgara tabirini ben uydurdum ama diğer yazdıklarım gerçektir.

Ben tam bir annesinin her şeyini önüne getirdiği çocuklardan biriydim. Düzen ve disiplini Askeri Lise'de öğrenmiştim ve beni fena çarpmıştı o zamanlar. Şimdi bir aydır Tuğrul ile birlikte evde yemek yapmayı öğreniyorduk. Kabul etmek gerekirse o benden daha iyiydi bu konuda. Annesi Asuman teyze çocukluktan onu bazı temel yaşam becerilerine karşı hazırlamıştı. Eli benden daha yatkındı. Gerçi şu an salata yapmaya çalışıyordu ama marulları biraz fazla kalın doğruyordu. Tencerenin kapağını açarken mutfağı çok güzel bir koku doldurdu ve daha da aç hissettim kendimi. Temiz bir kaşık alıp küçük bir parça koparıp kaşığı Tuğrul'a uzattım. Durdu, kaşığı elimden alıp ufacık parça tavuğu ağzına attı ve çiğnemeye başladı.

"Serdar bu yaptığın en iyi tavuk olabilir. Çok iyi tadı," dedi ve beni fazlasıyla meraklandırdı.

"Annem görseydi şu halimi aşırı gururlanırdı," dedim gülerek. Tencerenin kapağını kapattım ve biraz daha suyunu çekmesini istedim.

"Tadı nasıl biliyor musun? Menteş'te mukavemet eğitiminden sonra aşırı yorulup akşam yemeğinde deli gibi tavuk yemeği yemiştik ya tadı aynen öyle."

"No more Menteş! ulan bizdeki de ne biçim şans," dedim hatırlayarak.

"O değil de Serdar hadi iki üç olsak neyse de birinci sınıftan hardcore kötü olmuştu. İyi dayandık be o zaman."

"Tuğrul suratını bir hafta asıp benimle konuşmamıştın, unutmadım." Cümlemi duyunca güldü daha o zaman 15 yaşına yeni girmiş çocuklardık.

"Çocuksu bir alınganlık işte. Bence biz o kampta gerçek bir arkadaş olduk." Başımı salladım askerlik anılarımı çok seviyordum ve Menteş de zor ama güzel anılardan biriydi benim için. İsmini en çok abimden duymuştum çünkü Maltepe Askeri Lisesi yaz kampı olarak Menteş'e gidiyordu. Yalnız o zaman içeriği pek bilmiyordum.

"Herkesin ağzında bir Menteş, nedir bu Menteş diğer askeri kamplardan ayıran özelliği ne?" dedim abim ve en yakın arkadaşı aynı zamanda devresi olan Metehan abiye bakarak. İkisi de birbirine baktı. Ben ise oturma odasında bizimle birlikte oturup dinleyen küçük kız kardeşim Selcan'a baktım. Çok az bir süre evde kalınca bizi çok özlüyordu bu yüzden de yanımızdan ayrılmak istemiyordu. Ayrıca şu an bizi dinliyordu. Metehan abi konuşacak gibi oldu.

"Ürkütme çocuğu," dedi abim Metehan abiyi uyararak.

"O kadar kötü mü?" dedim merakla ikisine bakarak. Abim kısa bir nefes aldı. Metehan abi ise boşver dercesine elini salladı.

"O kadar merak etme abisi, boş ver orayı." Bu esrarengiz altı dolu ama gizli mesaj da barındıran tavırları daha da merak etmemi sağlıyordu.

"Işıklar'da bile konuşuluyor oraya gidilmediği halde, ister istemez merak ediyorum. Kampta bizi ne karşılayacak bilmiyorum. Bir de ben lider olacağım onun heyecanı da var."

GREYOUTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin