Herkese merhaba! Umarım iyisinizdir ve özlemişsinizdir çünkü yeni bölümle karşınızdayım!
Aramızdaki alış veriş dengesini koruyalım. Bu denge diğer tarafa kaymasın. Genelde bu denge kayıyor yazar daha fazla şey vermek zorunda kalıyor.
Bu dengeyi şöyle sağlayabiliriz. Her bölüme yazdığım temenniler diğer bölüm gelmeden gerçekleşirse hiçbir sorunumuz olmaz. Oy genelde veriyorsunuz ama yorum yapmaktan kaçıyorsunuz. Her zaman diyorum her oy veren kişi beş yorum yazsa inanılmaz güzel şeyler olur. Beni motivasyonla doldurursunuz ben de size hızlı bölümler yazayım.
Hadi bunu bu bölüm gerçekleştirmeye çalışalım. Şu kadar oy yorum gelmezse bölüm yazmayacağım demeyeceğim çünkü biliyorum ki ben yazmadan duramam ama birlikte dengeyi kuralım.
Bu bölüm sizden 250 oy ve 170 yorum görmeyi temenni ediyorum. Çok kolay beş yorum yazmak :)
Yeni bölümde görüşmek üzere!
Bana ulaşmak için;
insta: elifkaplan3watty, elifkaplan.ek
twitter: elifkaplan3waty #greyout etiketiyle yorumlarınızı bekliyorum.
Keyifli okumalar!
Buraya bölüm başlama saatinizi belirtmek için bir emoji bırakabilirsiniz.
VERDA'DAN
Bunu nasıl başarıyordu, neler yapıyordu bilmiyordum ama bir şekilde kendini bana sevdirmeyi başarmıştı. Karşısında dururken içeriye girdiğimden beri ona hiç dikkatle bakmadığımı fark ettim. Az önce okşadığım saçları nemliydi ve güzel kokuyordu. Üzerinde bir tişört vardı ve sevdiğim kollarını biraz örtüyordu. Bakışlarım kollarında olunca o da istemsizce kollarına baktı.
"Ne oldu?" dedi merakla yüzüme bakarken. Gülümsedim şimdi bir düşününce komik gelmeye başlamıştı. Ona itiraf edip etmeme konusunda kararsız kalsam da Serdar'ın yanlış anlamaması için anlatmaya karar verdim.
"Hani erkekler kızları etkilemek için kol kaslarını gösteriyorlar ya..." dedim çekimser bir sesle.
"Evet," dedi devam etmemi isteyerek. Direkt yüzümü izlediği için bakışlarımı yere çevirmek istedim. Birazdan bu konuyla dalga geçeceğinden emindim. Onun dalga geçemeyeceği bir konu yoktu.
"Bunun hiç çekici olacağını düşünmemiştim hatta çok itici geliyordu ama şimdi..." Güldüm gerçekten saçma bir şeydi ama Serdar'ın geniş omuzları ve kaslı kolları hoşuma gidiyordu. Onların arasındayken kendimi güvende ve iyi hissediyordum. O gün üzerimde böyle bir tesir bırakmıştı. Her ne kadar her şeyi hatırlamasam da kucağına aldığı anı az da olsa hatırlıyordum. Serdar'ın yüzünde tahmin ettiğim gibi kendinden emin alaycı bir gülümseme oluştu.
"Ha... Ha! Kollarım seni etkiliyor mu?" Normal şartlarda bakışlarımı kaçırmam gerekiyordu ama aksine gözlerimi kahverengi gözlerine diktim.
"Evet," dedim keskin bir sesle ve bu durum onu şaşırttı.
"Peki..." Tişörtünün kol kısmını omzuna kadar sıvadı ve sağ elini yumruk yapıp kolunu kastı ve bana iki elimle kavrayamayacak kadar büyük olan kol kasını gösterdi.
"Tahmin edemeyeceğin kadar ağırlık kaldırıyor. Mesela sen benim için bayağı hafif kalmıştın." Kendini över gibi değil de gerçeği söylemek ister gibi söylemişti. Serdar arada sırada egolu davranabiliyordu ama şimdi öyle bir an değildi.
"Demek öyle..." Kollarına bir bakış atarken bu halim hoşuna gidiyordu. Tişörtünün kolunu serbest bıraktı ve bir adım daha bana doğru adım attı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GREYOUT
RomanceSerdar Akılçelen, yetenekli, cesur ve hayatının en önemli beş yılını ülkesine adayan sadakat dolu bir Savaş Pilotudur. İlk görev yerinde hiç beklemediği bir anda fazlasıyla güzel ama aynı zamanda öfkeli bir kadın hayatına girer. O günden sonra hiçb...