Herkese merhaba! Umarım iyisinizdir ve özlemişsinizdir çünkü yeni bölümle karşınızdayım!
Aramızdaki alış veriş dengesini koruyalım. Bu denge diğer tarafa kaymasın. Genelde bu denge kayıyor yazar daha fazla şey vermek zorunda kalıyor.
Bu dengeyi şöyle sağlayabiliriz. Her bölüme yazdığım temenniler diğer bölüm gelmeden gerçekleşirse hiçbir sorunumuz olmaz. Oy genelde veriyorsunuz ama yorum yapmaktan kaçıyorsunuz. Her zaman diyorum her oy veren kişi beş yorum yazsa inanılmaz güzel şeyler olur. Beni motivasyonla doldurursunuz ben de size hızlı bölümler yazayım.
Hadi bunu bu bölüm gerçekleştirmeye çalışalım. Şu kadar oy yorum gelmezse bölüm yazmayacağım demeyeceğim çünkü biliyorum ki ben yazmadan duramam ama birlikte dengeyi kuralım.
Bu bölüm sizden 250 oy ve 150 yorum görmeyi temenni ediyorum. Çok kolay beş yorum yazmak :)
Yeni bölümde görüşmek üzere!
Bana ulaşmak için;
insta: elifkaplan3watty, elifkaplan.ek
twitter: elifkaplan3waty #greyout etiketiyle yorumlarınızı bekliyorum.
Keyifli okumalar!
Buraya bölüm başlama saatinizi belirtmek için bir emoji bırakabilirsiniz.
Bölüm Şarkıları- Müslüm Gürses -Mest Oldum, Babutsa-Yanayım Yanayım, Mustafa Sandal-İsyankar, Tarkan-Hüp, Gripin-Dalgalandım Duruldum
"Paşam geldin mi, nerede kaldın?" İçeriden Furkan'ın sesi yükselirken kapıyı kapattım. Evet en fazla yarım saatte halledilecek işim iki buçuk saate çıkmıştı ve doğal olarak merak etmesi normaldi. Yavaş adımlarla salona doğru yürüdüm ve ikisinin de geniş ekrana kilitlendiklerini gördüm. Ellerindeki oyun kollarının tuşlarına basarken bir it dalaşının içindeydiler.
"Serdar hakikaten nerede kaldın?" dedi Tuğrul ekrandan gözünü ayırmadan. Birazdan Furkan'ı haklayacak gibi duruyordu ki bu normaldi Furkan atış üzerine eğitim alıyordu. Her pilotun farklı özellikleri olurdu ve bu özelliklere göre filolara yerleştirilirdiniz.
"Lannnnn!" Furkan'ın o sitem dolu sesini duyduktan sonra Tuğrul gülümsedi ve arkasına yaslandı.
"Geçmiş olsun kardeşim!" İkisinin de yüzü bana çevrilirken Furkan üzerindeki yenilgiyi çabuk attı.
"Ne çarptı lan sana! Tuhaf duruyorsun." Öyle de hissediyordum. Koltuğa doğru yürüdüm ve Furkan'ın bıraktığı oyun kolunu aldım.
"Bir şey çarpmış ama hemşire mi acaba?" Tuğrul'un temkinli sesine aldırmadım. Bir an kolu bıraktım ve elimi uzatıp baktım.
"Benim ellerim güzel mi?" dediğimde ikisi de gözlerini kısıp şaşkınlıkla bana baktılar. Bilmiyordum normal bir erkek eliydi işte. Elim büyüktü parmaklarım uzun ve kemikliydi.
"Ne o sevgilisi tektaş takmış kızlar gibi elini niye öyle inceliyorsun?" Furkan kötü bir kız taklidi yaptı. Kollarını sağa sola salladı ve yüzünü kibirli bir şekle büründürdü.
"Elimin güzel olduğunu söyledi," dedim dalgın bir şekilde. Şu an gerçekten tuhaf duruyor olabilirdim.
"Hemşire mi söyledi?" dedi Tuğrul meraklı bir sesle.
"Evet kitapçıda karşılaştık, kahve içmeye gittik."
"Kahve içmeye mi gittin?" dedi ikisi de aynı anda çünkü hiç sevmediğimi biliyorlardı. Ortaokul son sınıfta ders çalışma olarak geriden geldiğim için annem ders çalışırken zihnim açılır diye bana zorla kahve içirirdi. O günden beri kendi rızamla kahve içmemiştim.
![](https://img.wattpad.com/cover/330773965-288-k315174.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GREYOUT
RomanceSerdar Akılçelen, yetenekli, cesur ve hayatının en önemli beş yılını ülkesine adayan sadakat dolu bir Savaş Pilotudur. İlk görev yerinde hiç beklemediği bir anda fazlasıyla güzel ama aynı zamanda öfkeli bir kadın hayatına girer. O günden sonra hiçb...