Herkese uzun bir aradan sonra merhaba!
Nereden başlayacağımı bilmiyorum. Bu yaz benim için çok zor geçti. Kafamı toplamakta zorlandım. Diğer kitaplarına döndün diyebilirsiniz doğru ama onlar konu itibariyle daha hafif düzeyde olan kitaplar. Greyout hem duygusal hem de bilgi olarak dolu bir kitap olacak aynı Blackout gibi. O yüzden ekstra bir konsantrasyon ve emek istiyor. Aynı zamanda Serdar muzip bir kişilik, kendimi kötü hissederken komik bir karakter yazmak çok zor.
(Ayrıca Zaman Alevi ve Tekinsiz Yamaçlar'a da gelebilirsiniz. :))
Bilmeyenler için Blackout kitap oluyor bu arada. Ayrıca Greyout için de açık bir kapı var. Serdar sevilen bir karakter.
Geri dönmemin şerefine her satırda sizlerden yorum görmeyi umuyorum.
250 oy ve yorum umarım görürüz.
Lütfen bu isteğimi göz ardı etmeyin ben de şevkle yazmaya devam edeyim. Buna gerçekten ihtiyacım var.
Yazarken çok eğlendim umarım siz de eğlenirsiniz.
Bana ulaşmak için;
insta: elifkaplan3watty, elifkaplan.ek
tw: elifkaplan3waty #greyout etiketiyle yorumlarınızı bekliyorum ayrıca hiç çekinmeyin:)
Görüşmek üzere!
Keyifli okumalar!
Bugünü anlatmak için tek bir kelime seçsem bu kesinlikle 'tuhaf' olurdu. Sürekli umut et ve umut etmeyi bırak temalı bir randevuya çıkmıştım. En tuhaf randevular listesinde zirveye oturmuştu. Gerçi o listede başka randevular yoktu çünkü yetişkin Serdar'ın kadınlarla arası iyi olmuştu. Onların hayran bakışlarına alışıktım, onları dinlemeyi seviyordum, en çok da güldürmeyi... Verda bana sadece bir kez minik bir gülümseme göndermişti ve o kadardı.
Onu evine bırakmama izin vermedi. Çok ısrarcı olsam da... İşte o noktada biraz ipler gerildi. Ne sanıyordu evine gelip rahatsız edeceğimi mi? Bir düşündüğümüzde evet bundan korkması için geçerli bir nedeni olabilirdi. Onunla bir randevuya çıkmak için şansımı fazla zorlamıştım.
Enerji devam etsin demişti ama o son bakışından sonra pek de öyle olacak gibi durmuyordu. Bir ilişki istemiyordu ama aynı zamanda da istiyordu. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Uzun uzun düşünmeye biraz da akıl almaya ihtiyacım vardı.
Anahtarımı cebimden çıkarıp kapının deliğine soktum. İçeriden piyano sesi geliyordu. Tuğrul kafasını dinlendirmek istemişti anlaşılan. Anahtarı çevirdim ve kapı açıldığında piyano sesi daha da yükseldi. Kapıyı kapattım birkaç adım attığımda ses aniden durdu. Salona doğru yürüdüm ve kapıda belirdiğimde Tuğrul meraklı gözlerle bana baktı.
"Nasıl geçti?" dedi hemen. Yüzümün buruştuğunu görünce gözleri kısıldı şaşkınlıkla.
"Kötü mü geçti?" Oturduğu tabureden kalktı ve birlikte karşılıklı koltuklara oturduk. Ellerimle yüzümü ovuşturdum.
"Bilmiyorum Tuğrul, onu çözemiyorum. İstemiyor ama aynı zamanda istiyor gibi. Arafta kaldım ben de yani." Derin bir nefes aldım ve arkama yaslandım. Kafam düşünceden dolayı patlayacak gibiydi.
"İstemese asla gelmezdi ikimiz de onu gördük Serdar." Tuğrul haklıydı haklı olmasına ama onu pek de etkilemiş değildim. İkinci bir buluşma hiç olmayadabilirdi çünkü ilgisini çekmiş gibi durmuyordum. Diğer kadınlar gibi değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GREYOUT
RomanceSerdar Akılçelen, yetenekli, cesur ve hayatının en önemli beş yılını ülkesine adayan sadakat dolu bir Savaş Pilotudur. İlk görev yerinde hiç beklemediği bir anda fazlasıyla güzel ama aynı zamanda öfkeli bir kadın hayatına girer. O günden sonra hiçb...