16| Elmasever

60 8 3
                                    


*

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

*

"Uzun zamandır denetim yapılmıyordu," diye aralarında konuşmaya başladı iki oda hizmetçisi.

"Yine kadın bir memur... Neden onu seçtiler dersin?"

"Açıkça ortada değil mi? Hiç öyle duru bir güzellikle karşılaştın mı?"

Dedikodusunu yaptıkları surat maalesef bana ait değildi. Ama bir konuda yanılıyorlardı. Nefise'nin güzelliği sayesinde girmemiştim saraya. Şu anki mevkim kargalarla yaptığım anlaşmanın sonucuydu. Bana ait olmayan bir meziyet hakkında daha fazla söz duymak istemediğimden ciddiyetle boğazımı temizledim. Arkalarında olduğumu fark etmemişlerdi. Dedikodu ikilisi beni görünce telaşa kapıldı. Hızlı adımlarla koridoru terk edip salona geçtiler.

"Sabah denetimi için herkes sıraya girsin!" diye bağırdı saray tellalı. Şekilsiz kafası ve çıkıntılı yüz kemikleri nedeniyle ata benziyordu. Mübarek ağzını her açtığında iri beyaz dişleri apaçık ortaya çıkıyordu. Gıybetini yapmak gibi olmasın ama konuşuyor mu kişniyor mu belli değildi.

Sağ tarafa yatırdığı jöleli saçlarını düzeltti tellal. "Düzen ve intizama çok önem veririm memur hanım," derken benden aferin beklercesine gözlerini üzerime dikti. İlgisinden öyle çok bunalmıştım ki! Dünden beri hiç istemediğim halde fedaim kesilmişti.

Kapı eşiğinde dimdik durmuş vaziyetteyken hâlâ içeriye adım atmamıştım. Ahşap ve oldukça şık mobilyalarla döşenmiş büyük salonu şöyle bir süzdüm. "Üçüncü katta çalışanların hepsi burada mı?" diye sordum soğuk bir tavırla.

"Evet emriniz üzerine bütün renksizleri bekleme salonuna topladım."

Kaşlarım gayri ihtiyari çatıldı. "Ya diğerleri?" dedim sorgulayarak. "Sadece renksizlerin sayımını yapacağımı söylemedim ben. Sarayda renklileri hizmetliden saymıyor olabilirsiniz ancak onlar için de kayıt tutulması gerekiyor. Bu defterleri boşuna getirmedim."

İpleri ilk günden gevşek bırakırsam buradaki saçma kast sistemi beni de içine çekerdi. Disiplini sıkı tutmaya kararlıydım. Bu yüzden eksik şahıslar gelene kadar koltuk altıma sıkıştırdığım defterleri açmadım. İlkelerimden taviz vermeye hiç niyetim yoktu.

Renkli çalışanlar sarayda yiyicilerin gözü kulağı gibi davranıyordu. Kimse bu gerçeği doğrudan dile getirmiyordu, lakin her şey ortadaydı. Herkes onlardan çekiniyordu. Yiyicilerin kulağına kendi aleyhlerinde bir şey fısıldayacaklar diye renksiz garibanların ödleri kopuyordu. İspiyonculuk çok kötü bir hasletti. Gelin görün ki sarayda öyleleri kıdem ve kıymete sahipti. Üzerinde dev bir kristal vazo bulunan yemek masasına oturup ilk kayıt defterini açtım. Tek sıraya girmiş üçüncü kat hizmetlileri zamanı gelince masaya yanaşıyor, ellerini uzatıyorlardı. Bildiğiniz üzere çoğu çalışan rengini yitirmişti. Fakat o halde bile aralarında bariz farklılıklar mevcuttu. Kimisinin kontrastı yüksek kimisininki düşüktü. Teni soluk olanların hareketleri de ağırdı. Yani bu solgun kimselerin genel manada hasta ve yorgun bir görünümleri vardı.

Perilere İnanmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin