17| Üçüncü Tekil Şahıs

55 7 0
                                    

*

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

*

Kız halimle ve sahip olduğum cüzi kas kitlesiyle Amir'i odama taşımak imkansıza yakındı. Onu kaldırmak, pencereden içeriye geçişini sağlamak beni aşan bir işti. Ne yapacaksam burada, bahçenin sınırlarında, yapmam gerekiyordu. Bir koşu odamdan ecza poşetini alıp geri döndüm. Sevda Nine'den aşırdığım merhemler poşetin muhtevasını oluşturuyordu. Ayrıca motelin buzdolabında her daim kutu kutu bulunan ağrı kesici, ateş düşürücü gibi semptomatik ilaçlardan da biraz getirmiştim aydınlık diyara. Annem çok pimpirikli bir insandı. Dünyanın bin türlü hali var diyerekten her türlü musibete karşı daima tedarikli davranırdı. Bendeniz Ebru Severler bu konuda ona çekmiştim.

Kara Amir'in mahremiyetine saygı duyduğumdan yüzündeki peçeye dokunmadım. Fakat pelerini çıkarmam lazımdı. Ne yapacağıma karar vermeden evvel yarasını görmeliydim. Soğukkanlılıkla ona yaklaştım. Sevda Nine'den öğrendiğim birkaç temel kaide vardı. Amir'e yardımımın dokunması için elimden geleni yapacaktım. Pelerini kenara itip kıyafetini sıyırdığımda şok edici gerçekle işte o an karşılaştım. Kara kumaşlarla sır gibi sakladığı teni gözler önüne serilmişti Amir'in. Renksizdi. Kanının kırmızı değil de siyah akması bu sebeptendi kuşkusuz. O da rengini yiyicilere kaptırmıştı. Üstelik teninin kontrastı düşük ve oldukça soluktu. Sayım yaparken bu türden tenlerle çok sık karşılaşmıştım. Sarayda uzun süre çalışan eski hizmetliler hayalet gibi soluktu. Yeni hizmetçilerin tonları daha koyu ve görünümleri daha canlı oluyordu. Belli ki Kara Amir'in başına gelen felaket yeni değildi. En başından beri renksizdi.

Daha önceden tahmin etmeliydim. Zira ilk kez çocukken tanışmıştım bu pelerinli adamla. Kucağımda yaralı bir geyik taşıyordum ve o ansızın karşıma çıkmış, bana yardım etmişti. Aradan yıllar geçmesine rağmen Amir'in ses tonu hâlâ genç bir erkeğinki kadar dinç ve diri çıkıyordu. Evet, gücünden kuvvetinden hiçbir şey kaybetmemişti. Üçüncü katta çalışan renksiz kadın tamamen haklıydı. Onlar yaşlanmıyordu ancak her fani gibi sayılı ömre sahiplerdi.

Adamın yarası cidden vahimdi. Omzunda onlarca ısırık izi vardı ve bu küçücük yaralar durmaksızın kan sızdırıyordu. Böyle tuhaf bir şeyle daha önce hiç karşılaşmamıştım. Sevda Nine'nin eczalarının fayda edebileceği bir vaka değildi. Siyah pelerinin boyun bağlarını çözdükten sonra kumaş parçasını iki elimde tutarak ona ciddiyetle baktım. Uçan halıya benziyordu. Amir nasıl çalıştırıyordu acaba bu şeyi?

"Pelerin," dedim kararlılıkla. "Beni duyabiliyor musun bilmiyorum ama bize yardım etmek zorundasın. Sahibin çok kötü durumda. Amir'i tedavi edebileceğimiz bir yere gitmeliyiz."

Ağzımdan çıkan sözleri anladığını umarak akıllı pelerine düşünmesi için birazcık süre tanıdım. O sırada baygın adamın yanına çökmüştüm. Yeteri kadar beklediğime emin olduktan sonra harekete geçtim. Gözlerimi sımsıkı kapatıp pelerini bir çarşaf gibi üzerimize örttüm.

Perilere İnanmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin