19| Emanet Yüz

34 7 0
                                    

*

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

*

"Ebru beni iyi dinle. Birazdan sana söyleyeceklerimi harfi harfine tekrarlamanı istiyorum."

"Bilmece bulmacanın sırası mı şimdi? Hafiyeyi buldum Amir. O hain kişi muallimin ta kendisi!" Zihinsel yoldan tünel zabıtasına müjdeli haberi verdim. Ardı sıra gülmeye benzer bir ses çıkardı. "Ercüment senin gibi akıllı bir kızı bile kandırmayı başardı demek," diye şen bir şekilde konuştu.

Tepkisine kelimenin tam manasıyla şok oldum. Burada önemli meseleleri çözmeye çabalarken onun eğleniyor olması çok ayıptı. Beni peri koltuğuna oturtmuşlardı ama saygı ve ihtiram gördüğüm söylenemezdi. Şu habis siyasete hiç bulaşmamalıydım. Ben ne anlardım elin inli cinli diyarını yönetmekten!

"Gülmeyi keser misin Amir? Seninle daha yeni barıştık. Tekrar küseyim mi istiyorsun ha?" Kendimi yanlış iz üzerinde gezinen bir avcı gibi hissediyordum. Kara Amir beni fazlasıyla bozmuştu. Öyle görünüyor ki çapkın muallim aradığımız ajan değildi.

Dut ağacının meyveleriyle meşgul olan Ercüment daldaki kargaya bakmaktan vazgeçmiş, odağına yeniden şahsımı almıştı. "Ebru iyi misin? Nöbet geçiren insanlara benziyorsun," derken ne olduğunu anlamaya çalışırcasına suratımı inceledi.

Tünel zabıtasıyla iç alemimde hesaplaştığım sırada yüzümden her çeşit mimik geçmişti. Rönesans tablolarından fırlamış gibiydim. Hal böyleyken muallim büyük ihtimalle delirdiğimi düşünmüştü.

"İyi olup olmamam seni ilgilendirmez," dedim keyifsizce. Lakin yenilgiyi kabullenmenin sonucu olarak omuzlarım düşmüştü. En nihayetinde kafamdaki sese beyaz bayrak çektim ve içimden fısıldadım. "İyi bakalım, muallime ne söylememi istiyorsun? Artık senin işine karışmayacağım."

"Kargalar bizi dinliyor. Ağzından çıkacak her kelime aynen Muhbir Kuşlar Federosyonu'na iletilecek," dedi Amir ve devam etti. "Bu bizim için büyük bir fırsat. Onları yanlış tarafa yönlendirmek istiyorum."

Kargalarca takip ediliyorken rotayı değiştirip aniden okula gelmemizin sebebi buydu demek. Peçeli adam muhbir kuşları şaşırtmayı amaçlamıştı.

Bahçenin ortasında amaçsızca dikiliyordum. Kendim gibi davranmadığım Ercüment'in de dikkatini çekmişti. Ortada garip bir şeylerin döndüğünü fark etmesi muhtemeldi. Zira gevşek ve çapkın bakışlarının ardında kuşkulu bir ifade yatıyordu. Bence masum değildi. Hele sıradan bir köy öğretmeni hiç değildi. Hafiyelik yapmasa bile buna benzer işlerde parmağının olduğunu düşünüyordum.

"Bütün hazırlıkları tamamladık, yiyicilerin yeni periyle tanışma vakti geldi. Gelecek hafta saraya baskın düzenleyeceğiz," dedim mukavemetli bir duruşla. Sesimin tok ve kararlı çıkmasına özen göstermiştim. İşin aslı şu ki papağan misali Amir'in dediklerini tekrarlıyordum. O da tıpkı Kudo gibi peri olduğumu insanlara duyurmaktan çekinmiyordu. Verdiğim haberden sonra muallimin çehresi birdenbire değişti. Şaşkınlığı yüzünden apaçık okunuyordu. Yılışık ve rahat ifadesi çoktan silinmişti.

Perilere İnanmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin