0.1

3.7K 422 46
                                    

Davetli olduğum düğüne doğru arabamı sürerken yorgun olduğumu düşündüğüm için kendime kızıyordum çünkü asıl şu an yorgunluktan ölüyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Davetli olduğum düğüne doğru arabamı sürerken yorgun olduğumu düşündüğüm için kendime kızıyordum çünkü asıl şu an yorgunluktan ölüyordum. Bugün lise arkadaşımın düğünü vardı ve özellikle davet edildiğim için gitmiştim. En azından lise döneminde yakın arkadaşım olan ama şu an görüşmediğim Dilşan'a bunu borç bilmiştim.

Fakat hiçbir şey yapmamış olsam da vücudum çok yorgundu.

Hasta mı olacaktım hiçbir fikrim yoktu fakat arabayı sürerken hızlı olmaya çalışıyordum ki bir an önce eve gidip yatabileyim.

Oflayarak geldiğim ışıkla dururken sürekli burada yakalandığım ışığa ters ters bakmıştım. Koduğumun şeyi bir de yüz yirmi saniye sürüyordu. İç çekerek elimi direksiyona vurarak çalan şarkıya ritim tuttuğumda gözümün önünden geçerek yolda duran beyaz şeyle durmuştum.

Gecenin ileri olan bir saatinde ana yol üzerindeydik. Aktif bir yerdi ama bir o kadar da ıssız olan yolda böyle iri, kirli ve güzel duran kediyi görmek kaşlarımı çatmama neden olurken karşıdan gelen tırı görmemle heyecanlanmıştım.

"Geç lan diğer tarafa."

Sanki duyacakmış gibi kediye bakarak mırıldanmamla beyaz kedi kafasını kaldırıp benimle göz göze geldiğinde ben hızla hemen arkasındaki tıra bakmıştım. Kedinin bizim tarafa doğru hareket etmesi gerekliydi yoksa benim için fazlasıyla travmatik bir olay gerçekleşecekti.

Kornaya bassam kedi korkup daha çok tehlikeye girebilirdi. Uyarmak için hızla tıra karşı selektör yapmayı düşündüğüm sırada kedi bana doğru hareketlenmiş ama hemen yanından geçen tır yüzünden yalpalamıştı.

Bu haliyle gerildiğimde koşa koşa bana doğru gelen kediden gözlerimi ayırmıyordum.

Işığın yandığını cama yansıyan yeşillikle anlasam da kedinin burada güvende olmayacağını bildiğim için vicdanen rahatsızlık duyuyordum. Gözlerimi saniyelik olarak kapattıktan sonra şu an kaputumun önünde durduğuna emin olduğum kediyi almak için kemerimi çıkarttığımda söyleniyordum.

Ne vardı bu saatte kediye denk gelecek? Evime gidip uyumak istiyordum. Şimdi bu kedinin sahibi var mıydı? Kaçmış mıydı yoksa sadece sokak kedisi miydi? Onu götürsem bile bizim taraflarda güvende olacak mıydı gibi bir sürü soru beynimde dönerken kapımı açarak dışarıya adımımı atmıştım.

Ben dışarıya çıkar çıkmaz hemen ayaklarımın dibine gelen kediye doğru eğildiğimde gözlerinin çok güzel bir şekilde iri iri olduğunu görerek istemsizce gülümsemiştim.

"Ne işin var senin burada? Az daha eziliyordun bak."

Hafif azarlar şekilde konuşsam da nazik bir şekilde konuştuğum kediyi ürkütmemek için yavaşça dizlerimin üzerine çöktüğümde yan taraftan durup geçen araçları duyuyor ama umursamıyordum.

YUKİ (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin