Baha, kendi halinde yaşayan başarılı bir yöneticiydi. Hayatı ise bir gece ansızın karşısına çıkan kedi ile tamamen değişmişti.
Yuki, Japonca "kar" anlamında gelir. Diğer anlamlarından birisi ise "umut etmek için bir neden" olarak karşımıza çıkar.
E...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
İş yerinde son dosyayı da mail yoluyla göndererek saatimi kontrol ettiğimde çıkış saatinin geldiğini görerek toparlanmaya başlamıştım. Bugün eve gittiğimde Yuki'nin kendisini kontrol edebildiğini görmek istiyordum ama bu isteğimin gerçek olup olmayacağı yönünde herhangi bir fikrim yoktu.
Dün Yuki'nin bana anlatmaya çalıştığı şeylerin ardından ona yemek yedirmiş ve elimden geldiğince birlikte vakit geçirmeye çalışmıştım.
Bir gün önce öptüğüm kişinin böyle bir şekilde karşımda olması bazen ne yapacağımı bilemememe neden olsa da sonunda günü tamamlamış ve her zamanki gibi yatağımıza geçerek uyumamızla son bulmuştu.
Sabah işe giderken sürekli peşimde dolanıp miyavlaması ise aklımda kalırken bir an önce eve giderek Yuki'nin durumuna bakmak istiyordum.
Eğer insana dönüşebiliyorsa da oturup öncelikli olarak bu içki muhabbetini konuşacak ardından da öpücük konusuna geçiş yapacaktım.
Konuşulmamış ve havada kalmış bir çok konumuz vardı küçük beyle.
Tamamen hazırladığım eşyalarımın ardından çantamı elime alarak koltuğumdan kalktığımda odadan çıkarak kalan arkadaşlara selam vermiş ve iş yerinden tamamen çıkış yapmıştım. Arabaya biner binmez elim direkt olarak radyoya giderken telefonuma mesaj geldiğini bildiren ses kulaklarıma dolmuş ve ben yerime daha rahat yerleşerek telefonumu çıkartmıştım.
OnlyGuns
Selim: Ulan bu akşam oyunda etkinlik varmış, giriyoruz değil mi? 💕
Savaş: Bugün bizim çocuklarla dışarıya çıkacağım ben.
Tolga: Yine gay bar herhalde?
Savaş: Bilmiyorum, karar vermedik.
Selim: O gün kafan güzel miydi lan? Gerçi kafanı bilmem de ortam iyiydi ha.🥵
Savaş: Bazı arkadaşların sandığının aksine sarhoş değildim. Ortamı da kesmedim açıkçası, eğlendik sadece.
Tolga: :)
Selim: Ne demek çıplak adamlara bakmadım? Ulan ben bile bir ara zoom yaptım lan.
Baha: Yuki bile ilgiyle baktı ekrana ulan. Ayrıca akşam beni de yok sayın.
Savaş: Işıklar çekmiştir dikkatini kardeşim, salın beni.
Tolga: :)
Savaş: Sen de atma şu gülücüğü sokacağım götüne o parantezi yoksa.
Tolga: :)
Tolga'nın triggerlama zamanı geldiğini anlayarak grup konuşmasından çıktığımda bu bar muhabbetinin grupta gereğinden fazla konuşulduğunu fark etsem de bozuntuya vermemiştim. Aslında üzerinde durmayacağımız bir konu olsa da Selim'in uğraşmayı sever tavrı ile Savaş'ın kolay sinirlenerek konuyu kapatma çabası birleştiği için bir türlü kapanmamıştı.
