0.3

3.4K 394 104
                                    

Geldiğim evle birlikte daha asansörden inmeden rahatlık çöktüğünde aynadaki yansımama bakarak yorgun gözlerimi incelemiştim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Geldiğim evle birlikte daha asansörden inmeden rahatlık çöktüğünde aynadaki yansımama bakarak yorgun gözlerimi incelemiştim. Para kazanmak için çok çalışmama gerek yoktu, yıllardır yaptığım bir birikimim vardı zaten ama şimdi her ne kadar yakınsam da o iş hayatımın bir parçası haline gelmişti ve eğer çalışmasam yapabileceğim başka bir şey yokmuş gibi hissettiriyordu.

Aileden kalma yazlığımız vardı, arabam vardı ve oturduğum evi geçtiğimiz yıl satın almıştım. Kendi kendime yetinmek için her şeye sahip olsam da çalışmayı seven yanım her zaman bana zorluk çıkartıp insan sevmeyen yanımla çatışıyordu.

İkisinin birleşimi ise iş hayatını direkt olarak yok ediyordu bende.

Kapımın önüne gelmemle cebimdeki anahtarı deliğe takarak kapımı açtığımda birkaç ses duymuş hemen ardından da bir şeyin bir yere atlama sesi kulaklarıma gelmişti. Bir haftadır benimle olan tek canlının kedi olduğunu göz önüne alırsak ise bu atlamanın sahibini direkt bulmuş oluyorduk.

Yalnız, o atlama biraz... iri birisi için çıkmış olan sese benziyordu.

"Pisi pisi."

Adımlarımı atıp aynı zamanda etrafa bakınsam da salon ve mutfak kısmında göremediğim kediyi odamda, yatağımın üzerinde bulurken bana bakarak miyavlayan beyaz kediyle durmuş ve ona kınayan bir bakış atmıştım.

"Tişörtlerimi yatağa taşımayı bırakmanı söylemiştim."

Yatağın üzerinde duran ve normalde kirli sepetinde olması gereken tişörtümü yanından alarak elimde tutmamla kedi sırtüstü döndüğünde yumuşacık gözüken karnına elimi atmıştım. Temasımla birlikte hızla mırlamaya başlayan hayvanla birlikte yüzümdeki katılık yerini yumuşak bir ifadeye bırakırken bu hayvanın bana böyle kolayca nasıl güvendiğini de düşünmeden edemiyordum.

Veterinerden onun için gerekli şeyleri alarak eve getirmemin üzerinden bir hafta geçmişti. Bu bir haftada sürekli sahibini bulmak için çabalamıştım ama anlaşılan kedimizin sahibi yoktu. İşin en istenmeyen tarafı ise geçen bir haftada kediye alışmıştım.

En az onun bana alıştığı kadar hem de...

He gece yatağıma gelmek için çabalamasına rağmen onu aşağıya bırakıp uyarıyor olsam da uyuduğum zaman yanıma geldiğini hayal meyal görüyordum mesela. Enseme vuran nefesi ve ağırlığıyla çöken yatağı hissetsem de hiçbir zaman gözlerimi açabilecek kadar uyanmasam da bu hareketine alışkanlık göstermiştim artık.

Diğer yandan Savaş'ın hayvan sahiplenme ve benim stresim üzerinden söylediği sözlerinin haklılığını görmüştüm. Doğru söylüyordu çünkü bir haftam normal stresle geçse de eve geldiğim zaman kediyle ilgilendiğim için sahip olduğum stresi oyunda harcadığım zamandan daha kısa sürede atmıştım.

Bir de bu vardı...

Bizimkilere artık erkek bir kediyle aynı evde yaşadığımı söylememle birçok fotoğraf istenmiş ve bu kediyi sahiplenmem için baskılar artmıştı. Hele de şimdi sahibi yokken Savaş'ın bitmek bilmeyen ikna sözlerini duyuyor, gün içinde sapık gibi attığı mesajlarını okuyordum.

YUKİ (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin