Baha, kendi halinde yaşayan başarılı bir yöneticiydi. Hayatı ise bir gece ansızın karşısına çıkan kedi ile tamamen değişmişti.
Yuki, Japonca "kar" anlamında gelir. Diğer anlamlarından birisi ise "umut etmek için bir neden" olarak karşımıza çıkar.
E...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sabah sabah kapıya dayanan Emir yüzünden yataktan nasıl kalktığımı bilmezken gözünden uyku aktığı belli olan çocuk bana bakarak terliklerini çıkartmış ve direkt eve girmişti.
"Ben kabus gördüm Baha. Annemi arasam da rahat edemedim, buraya geldim."
Üstün körü bir şekilde derdini anlattıktan sonra direkt gidip koltuğuma yatarken ben sonunda kapıyı kapatmış ve şaşkınca arkama dönmüştüm.
Üzerimdeki kaymış olan tişörtü bile yenice düzelterek saçlarımı karıştırdığımda koltuğuma yatmış olan Emir'in hemen uyku moduna geçmiş olduğunu görerek yanına adımlamıştım.
"Annenin haberi var mı burada olduğundan?"
Soruma kafasını sallayarak cevap verirken Emir'in üzerini örtmüş ardından da odama doğru yürümüştüm.
Gözlerim saate kayarken daha sabahın yedisi olduğunu görmek canımı sıkarken hafta sonunu uyuyarak geçirmeye kararlı olduğum için odama girerek kapıyı arkamdan kapatmıştım.
"Emir miydi?"
Uykulu uykulu konuşan Yuki'nin bedenini kollarımın arasına aldıktan sonra alnından öperek yatağıma yerleştiğimde ona karşı onaylayan birkaç mırıltı çıkartmış hemen ardından kapanmak için an kollayan gözlerime izin vermiştim.
Uykum çok fazlaydı.
*******
Tiz bir miyavlama sesiyle gözlerimi açtığımda kalbim hızlı hızlı atmaya başlamıştı. Daha çok kedi çığlığı gibi çıkan ses aklıma direkt Yuki'yi getirirken odayı tarayan gözlerim onu bulamamış ve kendimi nasıl dışarıya attığımı bilememiştim.
Gözlerim salonu büyük bir hızla gezinirken hemen ilerde yere çömelmiş duran Emir'i görmemle kaşlarımı çatmıştım.
"Ne oluyor?"
Korktuğum için ve henüz Yuki'yi göremememin etkisiyle kasılırken Emir bana doğru dönerek gözlerini irileştirmişti.
"B-ben su içecektim ama kedi... bir anda bağırıp beni korkuttuktan sonra kaçtı."
Gözlerim Emir'den ayrılıp masamın altına kaçmış olan ve sinirli duran Yuki'ye kayarken neden böyle bir şey yaptığını anlamadığım için sorgularcasına bakmıştım.
"Başka bir şey olmadığına emin misin?"
Gözlerimi Emir'e odaklamamla bacaksız kafasını sallarken masanın üzerinde duran bardağa bakmamla olayı fark ederek gülümsemiştim.
Emir, Yuki'nin fazlaca beğenip aldığı bardağını kullanmak istemişti anlaşılan.
"Gel sen suyunu iç."
Emir'e yönelik konuşmamla kedimden sinirli bir mırıltı geldiğinde o bardağı alıp içindeki suyu boşalttıktan sonra üst raflardan birine koymuş, Emir için daha başka bir bardağı çıkartmıştım.
