Yuki ile geçirdiğimiz gezmeli günlerin ardından iş yerinde olmak ölüm gibi geliyordu. Hele bir de bütçe ayarlamalarının üzerinden geçmemiz gerektiği için ek mesaiye kalmış, işle ilgili isteksizliğimi daha da körüklemiştim. Kısaca gün bitsin diye resmen dualar eder durumdaydım.
"Akşam yemeğini buraya isteyelim, şu başlığa da baktıktan sonra dağılırız."
Satış için olan genel müdürümüzün konuşmasıyla beş kişilik ekipten onaylar mırıltılar geldiğinde bu konuda neden toplantı yapıldığını anlasam da niye böyle uzattığımızı anlamıyordum.
Genel işleri konuşmuştuk ne güzel, ne yapılacağını da birbirimize aktarmışken kalanını herkes kendi evinde halledebilirdi. Fakat kadın bizi inatla burada tutmuş, ortak bir şekilde ilerlememiz gerektiğini söylemişti.
Sorun şuydu ki hepimiz aynı şirket bünyesinde çalışsak da lokasyon olarak farklı yerlerdeydik ve bütçelerimiz de haliyle farklı oluyordu. Kısaca burada sadece zaman kaybediyorduk.
"Pizza yiyelim mi?"
Sedef'in önerisini Hakan onaylarken ben de onaylamıştım ama aklım evdeydi... Yuki'ye haber verebileceğim bir telefon yoktu elimde, eve gitme saatini de dört saatle kaçırmışken onun şu an neler yaptığını merak ediyordum.
Benim için endişelenmiş olabilir miydi?
Aklımdaki sorular iç çekmeme neden olurken ekranımı açmamla birlikte çekindiğimiz, hafta sonundan kalma fotoğraf karşıma gelirken tebessüm etmiştim. Enerjisi o kadar yüksek ve güzeldi ki ekranda duran resim bile benim için etkili olmuştu.
Gözüm o sırada saate kayarken bu durumdan rahatsız olmuş bir şekilde yerimde kıpırdanmış ve içten içe küfürler etmiştim. Eve gitmek istiyordum.
********
Arabamı park ederek çıkmamla aceleci adımlarımı eve doğru attığımda saat on buçuğa geldiği için stres yapmıştım. Yarın için Home Office olmuştum ve sanırım bugün için aldığım en güzel ikinci karardı.
İlki eve gelmek için o sıkıntılı toplantı odasını terk etmek olarak kullanılmıştı.
Adımlarımı kapıya doğru yöneltmemle tam girişte duran endişeyle bir o yana bir bu yana yürüyen bedeni görürken olduğum yerde kalmıştım.
Yuki miydi o?
Ben karmaşa içinde kalmışken bedeni beni görerek hızla koşmaya başlamış, saniyeler sonra ise bana sıkıca sarılmıştı.
"Çok geç kaldın! Ben korktum, yerini bilsem gelirdim ama bilmediğim için burada bekledim!"
Sesinden bile anlaşılan rahatlama sayesinde konuşan ufaklığı kollarımla sardığımda Yuki bacaklarını iki yana açmış ve üzerime tırmanmaya çalışmıştı. Kendisini kedi formunda sanıyordu sanırım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YUKİ (bxb)
General FictionBaha, kendi halinde yaşayan başarılı bir yöneticiydi. Hayatı ise bir gece ansızın karşısına çıkan kedi ile tamamen değişmişti. Yuki, Japonca "kar" anlamında gelir. Diğer anlamlarından birisi ise "umut etmek için bir neden" olarak karşımıza çıkar. E...