2.3

1.8K 301 29
                                    

Yuki, ayakta ellerini beline koymuş bir şekilde bana sinirle bakarken ben oturduğum koltukta nefeslenerek öne eğilmiştim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yuki, ayakta ellerini beline koymuş bir şekilde bana sinirle bakarken ben oturduğum koltukta nefeslenerek öne eğilmiştim.

"İşimiz çok uzun sürecekti, o yüzden Zahit bize gelmek zorunda kaldı."

Defalarca yaptığım açıklamaya bir yenisi daha eklenirken Yuki trip atar gibi kafasını yana çevirmiş ağzından da minik bir hıh sesi çıkartmıştı.

Ulan ben niye trip yiyordum ki şimdi?

"Evimize yabancı birini getirmen sorun değil zaten Ba. Sorun anlık olarak yakınlaşmalarınız."

Yine bana ba demesine bakılırsa sinirli anlarındaydık ama bu pek de umurumda değildi. Çünkü söylediği gibi bir durum olmamıştı Zahit'le aramızda. Tamam, yakınlaşmıştık ama aşırı bir yakınlık değildi bu.

"Yuki, şu an boşu boşuna zamanımızdan çalıyoruz. Birlikte güzelce zaman geçirebiliriz. Emin ol ki Zahit kıskanmanı gerektiren bir yerde ve durumda değil."

Bana inanmasını istercesine gözlerine bakmamla bakışları hafifçe yumuşarken gözlerim saate gitmiş ve ciddi anlamda bir süredir bu konuyu konuştuğumuzu görmüştüm. Tüm günün yorgunluğu varken bir de üstüne mental olarak yorgunluk gelmişti.

"Kıskandım ama."

Sonunda pes etmiş gibi yanıma yaklaşan ve beni geriye doğru iterek kucağıma tırmanan Yuki ile derin bir nefes verdiğimde ellerim beline çıkmış, Yuki'yi yakalayarak kendime çekmiştim.

"Biliyorum bebeğim, farkındayım ama cidden Zahit kıskanmanı gerektiren biri-"

"Değil. Tamam anlıyorum."

Benim yerime cümlemi tamamlayan sevgilimle gülümserken bu sefer öne uzanıp burnunu hafifçe ısırmıştım.

"Peki söyle bakalım kedicik. Kulaklığımı nasıl yere attın?"

Sesim bir tık ciddileşirken Yuki benden gözlerini kaçırmış, hemen ardından da kucağında duran ellerine bakarak parmak uçlarıyla oynamıştı.

"O an ilgini çekememiştim."

Hafif bir omuz silkmenin ardından kafasını kaldırmadan alttan alttan bana baktığında onunla nasıl başa çıkmam gerektiğini bilmiyordum. Yuki anlaşması kolay biri olsa da kıskandığı zaman dur noktası olmuyordu ve beni en çok zorlayan özelliği de buradan çıkıyordu.

"O zaman bir gün ben de seni kıskandığımda mor bardaklarını ve tabaklarını yere atayım."

Sırf empati yapabilmesi için konuşmam üzerine kaşları hızla çatılırken kafasını kaldırıp direkt olarak omuzlarıma tutunmuştu.

"Hayır Baha, yapma sakın öyle bir şey. Yapma tamam mı?"

Gözlerini iri iri açarak resmen yalvarma moduna geçtiğinde bu haline gülmek ve onu sevgiyle kucaklamak arasında kalsam da ikisini de seçmemiştim.

YUKİ (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin