-OLUMSUZ ÖRNEK OLUŞTURABİLECEK DAVRANIŞLAR VE YETİŞKİN İÇERİK BARINDIRMAKTADIR!
...
''Mila...'' Diye fısıldadı Hector, genç kızı kendisine bastırdıktan hemen sonra. ''Cehennem sıcağında esen o soğuk rüzgârsın, Mila. Karnı gıdıklayan o güzel hissin...
Bu, yazdığım ilk kurgu olacak ve olumsuz örnek oluşturabilecek, yetişkin içerikli sahneler bulunduracaktır.
Kurgu geçmiş bir dönemde geçiyor fakat tarihin ne olduğunu bilemeyeceğiz.
İlk bölüm benim, sonraki bölümler ana karakterimizin bakış açısından yazılacaktır.
İyi okumalar dilerim efendim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
BÖLÜM 1. | 'Şehvetin doğurduğu günahlar.'
🕯️
Castle Combe'da, büyük bir ormanın ortasında, cotswold tarzı şirin evde süregelen hayat, iç ısıtacak türdendi. Genç anne Helen ve genç kızı Mila'nın, yaşadıkları evde yalnızca yaz akşamları artan cırcır böceklerinin sesi dışında rahatsızlık duydukları pek bir şey olmazdı. Ha, bir de evlerinin kasabaya bir hayli uzak olması onlar için bir başka sorundu fakat bundan artık o kadar da şikayet etmiyorlardı.
Onlar için burada her türlü imkan vardı; meyvelerini tüketebilecekleri ağaçlarla doluydu etraf, üstelik evlerinin yaklaşık elli, altmış adım sonrasında etrafı ağaçlarla kaplı olan, hem kendilerini hem de kıyafetlerini yıkamak için bir gölleri de vardı.
Yine de geceleri biraz korkutucu olmuyor değildi hani; evleri ormanın tam ortasındaydı ve onlara en yakın evlerin de yürüyerek on beş dakika kadar bir uzaklıkta olması etrafı daha tehlikeli kılıyordu. Ama ikisi de buradan ayrılmaya pek gönüllü değillerdi, genç kadın çok küçük bir yaşta hamile kaldıktan sonra herkes ona sırt çevirdiğinde, zor da olsa karnı burnunda haliyle çalışarak kazanmıştı bu evi.
Tam on sekiz yaşında, kundaktaki bebeğiyle, sinsi dilleri gerisinde bırakarak indi kasabaya Helen, iş öğrenmeye. Neyse ki iyi insanlar hâlâ yaşıyordu. Genç Marta, kucağında bebeğiyle para kazanmaya çalışan kadına önce iş, sonra da aş vermiş; ona hem yoldaş, hem de sırdaş olmuştu.
Gel zaman git zaman, bebeğiyle birlikte büyümüştü Helen. Mila'sı gün geçtikçe güzeller güzeli bir kız oluyor, köydeki herkesin dilinde dolanıyordu. O zaman anlamıştı işte genç anne Helen; evladı büyüyüp serpildiğinde her şey daha korkutucu bir hâl almıştı, korkuyordu köydeki serserilerin kızına dadanmasından.
Marta'da elbette farkındaydı tehlikenin.
Mila, yalnızca on sekiz yaşındayken Marta'nın, en yakın arkadaşı olan Helen'e sunduğu adam, attığı her adımda yeri sarsan bir isimdi. O zamanlar otuz sekiz yaşında olan Hector, baba mesleği olan ticaretle uğraşıyordu. Sırf bundandı ki, paranın getirisiyle köydeki genç kızların gözde koca adayıydı fakat o evlenmeyi aklının ucundan bir kez olsun geçirmemişti.
