BÖLÜM 9 'BEKLENMEDİK GERÇEKLER'

2.1K 56 8
                                    


S A D E C E

S E N


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



BÖLÜM 9| 'Beklenmedik Gerçekler.'

🕯️


3. gün sonra.

Her defasında canımı yakan soğuk su darbeleri, titremelerime rağmen bedenimde küçük damlalar bırakarak kayarken, kalçama kadar uzanan saçlarımı sol omzuma alarak sıktım. Sarı saçlarım yeniden sırtıma dökülürken, kenara bıraktığım havlumu alarak sarındım. 

Dikkatli adımlarım banyo zemininde ilerlerken aynanın karşısına geçerek yüzümü inceledim. Sabahtan beri solgun ve yorgun görünüyordum; buna sebebiyet verenin iki gün önce -seviştiğimiz günün ertesi- Hector'un acilen şehre gitmiş olması olduğunu biliyordum. Gitmeden önceki birkaç saatlik dilimde bana kendimi prenses gibi hissettirmiş, bana yemek bile yapmış, beraber gölde yıkanmıştık. 

Odama geçip üzerime pembe elbiselerimden birini geçirdim. Yumuşak kumaşın tenimde bıraktığı doku bana Hector'un derin öpücüklerini hatırlatmış olsa da bunu yadırgamadım; gittiğinden beri elim neye değse, ya da nereye baksam ondan bir parça görüyordum sanki...

Tabii ki de daha önce şehre gidip iki günden fazla kaldığı olmuştu. Fakat şimdi ben ona daha fazla bağlanmışken, onu görmüyor olmak azap gibiydi. 

Çok da ince telli olmayan saçlarımı zor bela kuruttuktan sonra örerek geriye attım. Sabahın erken saatleriydi ve hava hafif esiyordu, ama öğlene doğru güneşin, bizi yakabilecek kadar ısıtacağını biliyordum. 

Odamdan çıkarak seslerin geldiği yere, mutfağa girdim. Annem, elindeki bezle tuttuğu fırın kabını masamızın üzerine bıraktıktan sonra bezi önlüğünün cep kısmına asarak bana döndü. Güzel gülümsemesi her zamanki gibi yüzündeki yerini almıştı. Adımlarım ona doğru ilerlerken, yanında durduğumda koluma girerek masaya dönmemizi sağladı. 

''Nasıl? Onun en sevdiği şeylerden yaptım.'' Heyecanlı fısıltısı gerilmemi sağlarken, göğsümde hissettiğim baskının kaynağını biliyordum. Düşen yüzümü görmesine müsaade etmeden kendimi toparlayarak gülümsedim ve masadaki birbirinden farklı yiyeceklere göz gezdirdim. 

''Vay canına,'' diye soludum yalandan bir hayretle. ''Erkenden kalkmış olmalısın.'' Tabaklardan birinden aldığım çöreği ikiye bölerken, bir yarısını ona uzattım. Verdiğim parçayı tutarken, ağzıma attığım yarıyı çiğnememi ve ne düşündüğümü söylememi bekledi. ''Her zamanki gibi, Helen. Bu işte mükemmelsin.''

Benim aksime eli o kadar lezzetliydi ki, bu durum Marta'nın sürekli benimle dalga geçmesini sağlıyordu. ''Teşekkür ederim hayatım,'' diye mırıldandı neşeyle annem. Önlüğünü başından çıkarırken, Hector'un bugün döneceğini bildiğinden sevinçli olduğunun farkındaydım. 

SADECE SEN (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin