-OLUMSUZ ÖRNEK OLUŞTURABİLECEK DAVRANIŞLAR VE YETİŞKİN İÇERİK BARINDIRMAKTADIR!
...
''Mila...'' Diye fısıldadı Hector, genç kızı kendisine bastırdıktan hemen sonra. ''Cehennem sıcağında esen o soğuk rüzgârsın, Mila. Karnı gıdıklayan o güzel hissin...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
BÖLÜM 6. | 'Ufak tefek sızılar.'
🕯️
Bir adım gerimdeki annem, korsemin iplerini nefes alabileceğim şekilde sıktığında, saçlarımı yapmak için bekleyen iki kadın da odanın köşesinde bekliyordu. Bugün Bayan Rosa'nın nişan töreni vardı ve Hector kasabanın ileri gelenlerinde olduğu için, ayrıca Rosa Grace annemi çok sevdiğinden, bizler de davetliydik. Sırf bu tören yüzünden davetli diğer genç kızlar gibi erkenden kalkmış ve süslenmeye zorlanmıştım. Yalan yok, süslenmeye bayılırdım ama şu sıralar her şeye karşı üzerime konmuş isteksizlik vardı.
''Çok güzel oldun canım,'' diye mırıldandı annem arkamdaki işini bitirip tam karşıma geçerken. Uzun saçlarım şu anda her zamanki dalgalı hâlindeydi ve dağınıktı biraz ama giydiğim elbise tüm kusurları kapatabilmiş gibiydi.
Koyu kahverengi elbiseli, balık etli kadın elindeki yelpazesini yüzüne karşı her salladığında, sol tarafındaki perçemi uçuşuyordu ve rahatsız olmamasına şaşırıyordum. ''Gerçekten öyle hayatım,'' dedi biraz daha bana yaklaşarak. ''Umarım Bayan Grace'i gölgede bırakmazsın,'' Yelpazeyi dudaklarına yaslayıp odamdaki diğer kadınla gülüştüler.
Ah, Bayan Grace'de o elbise varken kimse onu gölgede bırakamazdı.
Kadınlar beni sandalyeme oturttuktan sonra saçımı ve makyajımı yapmaya başladılar. Saçımı yapan kadın, yani Amanda, kafamın üzerinde kocaman bir tepe yapmaya hazırlanıyordu ki birkaç dakika önce gelip bunun saçma görüneceğini söyleyen Della ile vazgeçmişti.
Kıvır kıvır hâle getirerek dağınık bir topuz yaptıkları saçlarım arasına inci taşlar yerleştirmeye başladılar. Diğer kadın dudaklarıma son olarak hoş, pembe bir ruj sürdüğünde, yansımadaki gözler kendini hayran hayran izliyordu. Ayağa kalktığımda kabarık elbise bana biraz zorluk çıkarmıştı ama Della ve kadınlar ile halletmiştim.
''Mila... Muhteşem görünüyorsun!''
Della elinin dış yüzeyini elbisenin parıltılı eteklerinde gezdirip kocaman gülümsedi.
''Teşekkür ederim,'' diye fısıldadım gülümseyerek. ''Annem hazır mı?'' Saat neredeyse öğle sularıydı. Annem, yaklaşık iki saat önce onu hazırlamak için gelen kadınlarla birlikte kendi odasına geçmişti ve ne hâlde olduğunu merak ediyordum.
''Bayan Helen'i az önce gördüm, o da mükemmel görünüyor,''
Della'yı başımı sallayarak onayladım. Tekrar aynaya dönüp üzerimi süzdüğümde bir anlığına fazla abartılı gelmiştim gözüme. ''Fazla mı abarttım acaba?'' diye mırıldandım kendi kendime.
