o n d ö r t.

81 25 210
                                    

Heeeyyyooo

Bölüm Şarkısı;

Seni Dert Etmeler- Madrigal

Bazen bana gelir, gider seni dert etmeler.

-

Luna'dan.

Flashback. Hastane.

Bu örtülerle ve hastane odasıyla geçirdiğim 2. günümdü ve 1 gün daha vardı.

Hazan hâlâ gitmemişti.

Saat gece ona yaklaşıyordu ve annemler eve benim için örtü almaya gitmişlerdi. Onun yerine Hazan bekliyordu, Gül abla da kendi evine gitmişti, abim onu götürüyordu.

"Kaldıkyalnız?" dedi Hazan sandalye yerine yanıma oturarak.

"Kalmadık," dedim ona.

"Niye, iki kişiyiz ya işte odada?"  diye sordu bana.

"Susar mısın Hazan?" dedim ona gözlerimi dikerek.

"Neyse, sen hâlâ üşüyor musun?" diye sordu bana.

"Üşümesem annemler örtü ve yastık almaya gitmezdi Hazan." diyerek nefes verdim.

"Bir saniye," dedi ve koltukta duran ceketini aldı.

"Centilmenlik mi yapacaksın şimdi?" diye sordum ona.

"Ceketi zaten giymiyordum, nasıl yapabilirim?" dediğinde bana yaklaştı ve kolumu tutarak ceketin kolumdan geçirdi. Sonra diğer koluma aynı şeyi yaptı ve fermuarı çekti. Örtüyü tekrardan üstüme örttü ve yanıma oturdu.

"Koltuğa otursana Hazan, her şeyi ben mi söyleyeceğim?" dedim ona.

"Hayır." dedikten sonra örtüyü kendi üstüne de örttü ve başımı kendi omzuna yasladı.

Başımı geri çektim ve yatağa yasladım. Şu an oturuyorduk o yüzden sorun olmuyordu.

Bir koluyla belimi sararak bana sarıldığında gözlerim belirgin bir şekilde büyüdü.

"Geçen gün sana ayrıldığımızı söylemiştim, duymadın galiba Hazan." dedim ona bakarak.

Ellerim acımasaydı bir sert tokat atacaktım.

"Neden affetmiyorsun Luna?" diye mırıldandı ve başını omzuma yasladı. Ona bakmayarak cevapladım.

"Bir de affedeyim istersen Hazan? Başını omzumdan çek ve bana sarılma." dedim hareket etmeden. Başını çekti ama sarılmayı bırakmadı.

"Canını yaktığım her an için sana sıkıca sarılmak istiyorum." dedi bana.

"Sarılınca geçiyor mu Hazan? Sadece kendi vicdanın rahatlıyor." dedim ona.

"Öyle düşünme, sana değer veriyorum Luna." dediğinde devam ettim.

"Biz değer verdiğimiz insanları yola ittirmiyoruz ama Hazan, hatırlatırım." dedim ona cevap olarak.

"Ne desen haklısın Luna, bağırsan da kızsan da haklısın." dedi bana.

"Bağırıp, kızmam Hazan. Sadece kırgın kalırım ve bu en kötüsüdür." dedim buruk bir tebessüm ederken. Gözlerim yavaş yavaş doluyordu.

Eskiyi özlemiştim. Geçmişi çok özlemiştim.

"Ben şimdi uyuyacağım ve senin yüzünden yaslanamıyorum." dediğimde elini arkadan çekti ve belimi önden tutarak beni yatırdı. Tekrardan üstümü örttüğünde derin bir nefes almıştım. Yandaki sürahiden bardağa su kattı.

"Soğuk mu?" diye sordum ona. Başını salladı ve bir iki yudum içirdi bana.

Önemli olan onun gitmesi değildi bence. Yardımcı olarak, konuşarak, beni görerek yaptıklarını hatırlamasıydı. Herkes ayrı kalınca unuturdu ama o kişiyi tekrar görünce her şeyi yine hatırlardı.

Önemli olan Hazan'a unutturmamaktı.

Bardağı yerine koydu ve bana döndü.

"İyi uykular ay ışığı." dedi bana.

Evet bunu yapacaktım, affetmeyecektim ama her zaman onu kendime hatırlatacaktım.

Bunu düşünerek başımı onun göğsüne yasladım. Bu yaptığıma şaşırsa bile umursamıyordum.

Önemli olan buydu, artık gitmemeliydi hatta her şeyi o yapmalıydı. Hep hatırlamalıydı. Bazen o insanın yanındayken vicdan azabı çekmen gerekir.

Hatta ben genelde bir şeye pişman olduğumda o kişiyle daha da yakın olduğumda daha da üzülüyordum yaptıklarım için. Hazan'ın da böyle olduğunu biliyordum ve bunu özellikle yapıyordum.

"Saçını okşayayım mı?" diye sordu bana.

"Okşa." dedim muzip bir tavırla. Bir eliyle önden bana sarıldı ve diğer eliyle saçımı okşamaya başladı.

"Hayır Luna, tahmin ettiğim şeyi yapıyor olma hayır."

"Saçımı okşar mısın Hazan?" diyerek gözlerimi kapattım.

"Başka bir evrende
En güzel halinle
Sen hayata karış
Ben daha da biteceğim
Kırgınım kendime
Üşüyorum gölgende
Henüz bilmesen de
Belki bir gün gideceğim."

-

Go girrrllssss

Ay bu kızı çok seviyorum ben ya.

Aradan gerekli Hazan&Luna sahnemi de alıyorum ne mutlu.

-Gecenin Yazarı.

kimse yok- yarı texting✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin