55. BÖLÜM

225 18 69
                                    

Ülkedeki depremlerden dolayı okullar bir hafta tatil edilmişti bizde bende hemen bir tane yb yazayım dedim.

İnşallah herkesin durumu iyidir, Hatay çok kötü olmuş falan diolaedi. Hatta benim kuzenim Hatay'da yasiyor ve sanırım enkaz altında kalmış. Ama şu an iyimis diye biliyorum.

Bu arada diğer kitaplara yazmak istiyorum ama ikisi de animeye bakmamı gerektirdiginden üşeniyorum ve yazmiorum. Ama söz en yakın zamanda aticam onlarada.

neyse hadi size iyi okumalar.

___________________________________________

Bir yıl sonra...

"Riu, Carla annenin evde olduğuna emin miyiz?"

Tam arkamda durup çenesi omzuma yaslıyken söylenen Reiner üzerine tekrardan kapıyı çalmıştım.

Cidden annem neredeydi? O kadar yol gelip onu ziyarete gelmiştik bir de.

Tam bir kez daha kapıyı çalıyordum ki sonunda açılmıştı. Uykulu gözleri ile kapıya bakan annem beni gördüğü gibi gözlerini kocaman açmıştı.

Yaklaşık üç aydır onu görmüyordum ve sürpriz yapmak için ona geleceğimi söylememiştim. Heyecanlanmış olmalıydı.

"Riu? Oh, bebeğim gel buraya!"

Beni kendine çekip sıkıca sarılırken ben de kollarımı onun boynuna dolayıp sıkı sıkı sarılmıştım.

Özlemiştim onu. Bana sarılması iyi gelmişti.

Yanağımı öpüp geri çekilirken arkamdaki Reiner'e çevirmişti gözlerini.

"Oğlum, sende hoş geldin!"

Sesindeki heyecan yerini korurken bu sefer Reiner'e sarılmıştı. Şaşkın şaşkın bana bakıyordu.

Annemin aniden ona sarılması garip hissettirmiş olmalıydı.

O da kollarını anneme sarıp "Hoş buldum anne." demişti.

Normalde anneme Carla teyze diyordu. Ancak yediği onca azardan sonra mecbur anne diye sesleniyordu.

Ben onların bu hâline gülümserken annem geri çekilmiş ve ikimizi de içeriye davet etmişti.

"Ben üzerime bir şeyler alıp geleceğim, siz içeri geçin. Hem Eren ve Esther de içeride."

Gülümseyerek konuştuktan sonra arkasını dönüp kendi odasına gitmişti.

Demek onlar da buradaydı. İyi bari, hem onları da görmüş olurdum. Ayrıca annem yerine kapı açmayan Eren adındaki öküze hesap sormam da gerekiyordu.

Geniş geniş kollarımı esnetip sonunda annemin evinde olmanın verdiği rahatlık ile sırıtarak salona doğru ilerliyordum.

"Fazla mutlu gibisin." Yanağıma uzunca bir öpücük bıraktıktan sonra sırıtarak konuşan Reiner'e çevirdim gözlerimi.

Tabii ki de mutluydum. Buraya gelme amacım sadece annem değildi. Yarın bu şapşalın doğum günüydü ve ben harika planlar hazırlamıştım.

Geçen sene düğün hazırlıklarından dolayı Reiner'in doğum günü arada kaynamıştı. Ona hiçbir hediye verememiştim.

Ancak bu sefer ona kimsenin veremeyeceği, sadece bana özel bir hediye vardı elimde.

Yüzümdeki sırıtış büyürken heyecanla salonun kapısını açmıştım ki gördüğüm manzara ile donup kalmıştım.

Eren bildiğiniz Esther'in üzerine çıkmıştı!

"HÖST ULAN!"

Kükrercesine söylediklerim üzerine Esther'in yüzüne doğru yaklaşmakta olan Eren şokla bana dönmüştü.

𝐇𝐞𝐫𝐞 𝐈̇𝐬 𝐓𝐡𝐞 𝐏𝐞𝐫𝐟𝐞𝐜𝐭 𝐒𝐢𝐬𝐭𝐞𝐫 ༒︎ ℝ𝕖𝕚𝕟𝕖𝕣 𝔹𝕣𝕒𝕦𝕟༒︎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin