50.bölüm

16.8K 1.1K 611
                                    

Efe'den

Kızın bana bağırmasıyla neye uğradığımı şaşırmış, Ezgi'yi az daha kucağımdan düşürecektim.
Son anda düşürmemiştim ama kafasını bahçe kapısına çarpmıştım yanlışlıkla.
Umarım Ezgi'yi öldürmeden hastaneye yetiştirebilirdim.

-Ezgi'yi nereden tanıyorsun bilmiyorum, ama ben bayıltmadım onu. Şimdi çekil önümden de hastaneye gideyim.

- Lan ben Ezgi'nin en yakın arkadaşıyım. Elbet bahsetmiştir, ismim Sude.

İsmini söylemesiyle, instagram yorumlarındaki kız olduğunu fark etmem bir olmuştu.
Hatta bir ara biz Ezgi'nin yorumlarında konuşmuştuk, nasıl hatırlamazdım.

- Memnun oldum Sude, ama biraz daha çekilmezsen harbiden Ezgi'yi düşürüp ikinci kez ben bayıltacağım.

Sözlerimden sonra mahçup bir şekilde bana bakmış, önümden çekilip peşime takılmıştı.
Şaşkın ördek...

- Sen nereye geliyorsun sorması ayıp?

- Hastaneye gidiyoruz demedin mi, bende geleceğim, yani şey emrivaki olmazsa gelebilir miyim acaba?

Sonlara doğru annemle göz göze geldiği için kendini düzeltmiş, utanarak konuşmuştu benimle.
Hayret, taş yağacaktı başımıza.
Sabahtan beri küfür eden kız sonunda annemin varlığını fark etmişti.
Benden önce konuşan annemle beraber Sude tuttuğu nefesini vermiş, bizimle beraber taksiye atlamıştı.

- Gelebilirsin tabi ki, ama lütfen yolda tatsızlık yaşanmasın.

Sude anneme utangaç bir şekilde kafasını sallamış, yol boyu tek kelime etmemişti.
Sanırım anın şoku ile annemi fark etmemiş, küfür ettiği için utanıyordu.
Bilmiyordu ki ben annemin yanında neler neler diyordum..

Çok geçmeden hastaneye varmamızla, Alaz'ın acil kapısında telaşla beklediğini görmüştüm.
Bu çocuk kıçına füze falan mı takmıştı acaba, bizden önce nasıl hastaneye varabilmişti?

Taksiden inip Ezgi'yi fazla sallamadan kucağıma aldım.
Kafasını bahçe kapısına çarptığım için yolda kafası kızarmıştı.
Ayrıca üstü başı kolonya kokuyordu, kazağı da ıslanmıştı.
Umarım Alaz bunları görünce ağzıma sıçmazdı.
Yok canım, sıçmazdı herhalde.

Alaz uzaktan bizi görüp, koşarak yanıma ulaşmış elini Ezgi'nin kızaran alnına koymuştu.

- Neyi var, düşerken kafasını çarptığı için mi oldu bu kızarıklık?

- Şimdi şöyle ki, ben yani Ezgi kucağımdayken yani bahçe kapısı sen tut, çek kendine sonra düş-

- Efe, dediğinden hiçbir şey anlamadım kardeşim. Baştan anlatır mısın?

- Ya şey, şimdi onu boşversek de Ezgi'yi hemen götürsek. Sonra konuşursunuz bunları.

Sude denen kızın konuşmasıyla, annem de Sude'ye hak vermiş, daha fazla oyalanmadan hastaneye girmiştik.
Ucuz atlatmıştım amına koyayım.
Ama Ezgi'nin de ebesini bellemiştim.
İnşallah bir şey olmazdı.

Alaz, hemen doktor çağırmış, çok geçmeden Ezgi'yi sedyeye yatırmıştı bile.
Telaşla yanı başına oturup ellerini tutmuş, ellerini okşuyordu.

Annem Ezgi'nin hastane kaydını oluşturmak için danışmana doğru gitmiş, Sude de onun peşinden gitmişti.

Doktorun gelmesi ile beraber, Alaz kenara doğru çekilmiş, doktor ise Ezgi'nin gözlerine ışık tutuyordu.
Acaba kolonya döktüğümü anlar mıydı?

- Kolonya koklatmak yerine, kolonya ile duş aldırdınız sanırım.
Siz olayı çok yanlış anlamışsınız.

Doktorun Alaz'a bakarak söyledikleri ile Alaz şaşkınca doktora bakmış, ellerini havaya kaldırmıştı.

ASKER HATTI |TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin