Dün saat 5'te uyuduğum için öğlen saat 2'ye kadar yatmıştım. Uyandığımda başımın ağrısı ile gözlerimi sıkıca yumdum.
Ne zaman geç yatsam sinüzitim tutardı ve bugün de o günlerden biriydi.
Ağrı kesici alsam bile fayda etmezdi. Çünkü bu ağrıyı hep çektiğim için ilacın pek fayda etmeyeceğini biliyordum.Yataktan kalkıp banyoda rutin işlerimi hallettikten sonra kendime kahvaltı hazırlamaya karar verdim.
Evimizde kahvaltı düzeni yoktu. Kim ne zaman uyanırsa o zaman kendine kahvaltı hazırlar ve sofrayı toplardı.Annem ve ablam her zamanki gibi içeride oturmuş televizyon izliyorlardı.
Sınava gireli 1 hafta olmuştu.
Ben de bir haftadır odamda tek başına vakit geçiriyordum.
Ablamla gerekmedikçe sohbet etmek istemiyordum, çünkü beni sürekli ezen bir ablam vardı.Gerçekten onlardan sıkılmıştım. Bazen keşke bu sene yeteri kadar çalışıp kazanıp gitseydim diyordum.
Çalışmadığım için çok pişmandım ama faydası olmayacağını da biliyordum.Bu yüzden 1 hafta sonra ders çalışmaya başlayacaktım. Kaybedecek zamanım yoktu. Hayat ertelemeye gelmiyordu çünkü.
Ben düşüncelere dalmışken ablamın sesi ile ara vermek zorunda kaldım.
-Biz annemle alışverişe çıkacağız birazdan, sen de zaten 1 haftadır evden çıkmadın gelsene bizimle.
-Hayır siz gidin başım çok ağrıyor ben gelmeyeceğim.
-Evden çıkmıyorsun, oksijen almıyorsun o yüzden başın ağrıyor kızım gel işte ne olacak gelsen?
- Hayır abla ısrar etme, gelmeyeceğim sinüzitim tutmuşken bir de dışarının gürültüsünü çekemem.
-Peki sen bilirsin, biz çıkıyoruz.
-Görüşürüz.
Ablam ve annem dışarı çıktıktan sonra yatağıma uzanıp dünü düşünmeye başladım.
Dün, gerçekten uzun zamandan sonra kendimi iyi hissettiğim nadir zamanlardan biriydi. Tanımadığım birisinin sözleri bana ağladığım bir zamanda o kadar iyi gelmişti ki bir an için onunla arkadaş olmak istemiştim.
Ama tanımadığım biri ile arkadaş olmak ne kadar doğruydu orasını da bilmiyordum.
"Tanıdıklarla oldun da ne oldu" diyen iç sesime hak veriyordum.
Hepsi beni yarı yolda bırakmışlardı.
Sınav bittikten sonra resmen postayı yemiştim. Ya da daha öncesinde yemiştim ama fark etmemiştim, pek umrumda değildi açıkcası.Ama istesem de dün konuştuğum Alaz'la bir daha konuşamazdım. Çünkü askeri hata yazmıştım. Herhalde her gün farklı birileri nöbet tutuyordu çünkü bana onu ima etmişti.
Bir daha konuşamayacak olmak beni biraz üzse de dünyanın sonu değildi.Gözlerimi kapatıp tekrar uyumaya karar vermişken gelen telefon sesi ile ayaklandım.
Mesajı gördüğümde ise iki duyguyu aynı anda yaşadım.
Şaşkınlık ve mutluluk.0537**** : Dün şanssız biri olduğunu söylemiştin ama değilsin.
0537****: Dertleşmek istediğin zaman yazabilirsin.
0537*****: Alaz ben numaramı kaydedebilirsin istersen Ezgi :)
Ezgi: Çok teşekkür ederim...
Ezgi: Ne diyeceğimi bilmiyorum gerçekten çok iyi birisin.
Ezgi: Arkadaşlarım bile yanımda olmamışken tanımadığım birinin böyle yazıp ilgilenmesi çok hoş, çok sağ ol.
Alaz: Rica ederim, her zaman sıkıntını benimle paylaşabilirsin.
Alaz: Beni tanımasan bile, anlatmak iyi gelebilir belki.
Ezgi: Teşekkür ederim, dediğin gibi yaparım :)
Alaz: O zaman şimdilik görüşürüz :)
Ezgi: Görüşürüz :)
Yüzümdeki gülümseme ile telefonumu kapattığımda gerçekten mutlu olduğumu fark ettim. Birinin desteği bana iyi gelmişti.
Ailem bile bana hep köstek olmuşken tanımadığım birinin böyle demesi güzel bir şeydi.Başım ağrıdığı için gözlerimi tekrardan kapatıp,uykuma kaldığım yerden devam ettim.
Belki de mutlu olacağım günler yakındı, kim bilir?ben bilirim ezgicim.
arkadaşlar hikaye şimdi yavaştan başlıyor umarım beğenirsiniz ama aklımda çok güzel şeyler var benden demesi :Piyi okumalar oy verirseniz cok sevinirim öpüldünüz...
bayü<3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASKER HATTI |Texting
HumorHer şey Ezgi'nin içini dökmek için rastgele bir numara sallayıp askeri hatta yazmasıyla başlamıştı. O gün askeri hatta nöbetçi olan Alaz ise bu mesajlara şaşkınlıkla karşılık vermişti. Ezgi: O kadar yalnızım ki yazacak kimsem bile yok Ezgi: Umarım b...