23.bölüm

26.2K 1.2K 251
                                    

Alaz ile kafede tam 4 saat oturmuş ve sohbet etmiştik. Günün bitmesini tabi ki de hiç istemiyordum ama havanın kararmasına da az kalmıştı.

Eve geç kalmamı istemediği için ben de ona hayır dememiştim.
Şimdi de otobüsten inmiş yan yana yürüyorduk.

Bir yanım mutlu iken bir yanım üzgündü.
Günüm çok güzel geçmişti, bugünün bitmesini hiç istemiyordum. Böyle düşünen tek ben değildim. Alaz'da otobüse bindiğimizden beri surat asıyordu.

Kapının önüne yaklaşmışken bir anda önümde diz çökmesiyle şaşırmıştım.

Napıyordu bu çocuk?

Kafamı eğip ne yaptığına bakmamla bugünkü düşme kotamı çoktan doldurduğumu fark ettim.
Ama yine de düşmüştüm.

Çünkü Alaz açılan bağcığımı bağlıyordu...

Kafasını kaldırıp, bana kedi gibi bakmasıyla gülümsemeden edememiştim.

-Bağcığın açılmış, düşersen kollarım sana her zaman açık. Ama yine de dikkat et güzelim.

- Daha öncesinde sana çok tatlı olduğunu söylemiş miydim?

-Mesajlaşırken evet, ama yüz yüze hayır.

-Halt yemişim.

Sözlerimden sonra, ikimiz de kahkaha atmaya başlamıştık.
Utanç mevzusunu da yavaş yavaş atlatıyordum sanırım.
Ama bunun sebebi Alaz'dı. Çünkü kafede olduğumuz süre boyunca o kadar tatlı ve düşünceli davranmıştı ki, ben de ister istemez rahatlamıştım.

En azından ağzımdan bir kaç tane de olsa güzel söz çıkıyordu.
Gerçi Alaz daha iyilerini hak ediyordu, ama olsundu.

-Evin önüne geldik, ama ben senden hiç ayrılmak istemiyorum.

-Alaz, öyle dersen şu kaldırıma çöker ağlarım valla.

-Tamam güzelim tamam, demiyorum bir şey. Ne de olsa daha buluşacağımız çok gün var.

-Umarım öyle olur.

-O ne demek şimdi? Buluşmayacak mıyız yani?

-Ya hayır, öyle demek istemedim. Sadece sınavın açıklanmasına az kaldı ve açıklandıktan sonra modum yüksek olur mu bilmiyorum.

-Modun düşük olsa da önemli değil Ezgi. Buluşmak istemezsen seni zorlamam, ama daha iyi hissedeceğine eminim.

-Bunu sonra konuşsak olur mu?

-Tabi güzelim, sen nasıl istersen.

- O zaman vedalaşma vakti geldi sanırım.

-Daha gelmedi.

-Nasıl yan-

Sözümü tamamlamama izin vermeden, bir anda beni kendine çekip sarılmasıyla Alaz'ın  göğsünde sırıtmıştım.

Alaz'ın saçıma minik bir öpücük kondurmasıyla, kalp atışlarım hızlanmıştı.
Bu çocuk çok tehlikeli şeyler yapıyordu. Eve gidene kadar bayılmazsam, bugünden sonra bir daha da bayılmazdım.

Zor da olsa birbirimizden ayrılıp, birbirimize gülümsemiştik.
Tam arkamı dönüp gidecekken, Alaz'ın seslenmesiyle durmuştum.

-Bekle, bende sana ait olan bir şey var.

Kaşlarımı çatıp, ne olduğunu anlamaya çalışırken Alaz cebinden papatyalı ve kenarında kalp olan bir kolye çıkarmıştı.

Papatyanın yapraklarının içinde kalp vardı ve kolye çok hoşuma gitmişti.
Daha öncesinde böyle bir kolye görmemiştim.

ASKER HATTI |TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin