ilk karşılaşmaa

142 29 59
                                    

"Sonsuzluk kalesine." 

"orası neresi?" 

"biz iblislerin evi gibi bir yer." 

"vaay. iyiymiş." 

"hiçmi korkmuyorsun?" 

"neyden korkayımki?" 

"orası iblis kaynıyor. seni yiyebilirler." 

"şuan bir iblis beni kolunun altına almış götürüyor ve bu hiç korkutucu değil. iblisler korkutucu değil." 

"ilginç bir bakış açısı. ayrıca ben iblis olduğum zamandan beri ne kadınları nede çocukları bırak yemeyi kanlarından bile içmedim." 

"vaay kral adamsın." 

"sağol." 

"ne kadar yol kaldı?" 

"şu iblis avcılarından kurtulalım gerisi kolay."  

"peşimizdelermi?!" 

"evet. aşağıya bak." 

aşağıya baktığımda az önce beni gebertmeye çalışan iki iblis avcısını gördüm. peşimizdelerdi.  

"havadan gitmek yerine ormanın içinden ağaçların sık olduğu yerden gitsek izimizi daha kolay kaybettirmezmiyiz?" 

"bilmem. deneyeyim bi." 

akaza yere indiğinde ağaçların arasından çook hızlı koşmaya başladı. 

"nasıl bu kadar hızlı koşuyorsun ya?" 

"iblisler insanlara göre daha çeviktir. yani insanlardan güçlüyüz."  

"iyiymiş."  

biraz daha ilerledikten sonra akaza durdu. 

"izimizi kaybettirdik. şimdi sonsuzluk kalesine gidebiliriz." 

"nasıl gideceğiz?" 

"gözlerini kapat." 

"peeki." 

gözlerimi kapattım ve akaza nın birşeyler mırıldandığını duydum. sonra hafif sarsıntı gibi birşey oldu.  

"aç gözlerini."  

gözlerimi açtığımda başka bir yerdeydik. burası değişik bir yerdi. merdivenler tavandan falan dönüyordu. ilginç. birde etrafta iblis olduğunu düşündüğüm birkaç kişi vardı. hiçte korkunç değillerdi. hatta bazılarına şirin bile diyebilirim. örneğin şuan bize doğru gelen sarı uzun saçlı elinde yelpazesi olan gökkuşağı renginde gözleri olan bir iblis şirindi. onunda gözlerinde birşeyler yazıyordu. 

"aaa akaza bakıyorumda sonsuzluk kalesine güzel bir bayanı getirmişsin. merhaba!" 

bana el sallayan iblise bende el sallayıp konuştum. 

"merhaba!" 

"akaza bayanları yemediğini sanıyordum." 

"hala yemiyorum."  

" yoksa banamı getirdin arkadaşım?" 

iblis birkaç adım yaklaştı ve elimi tutup öptü. 

"adınızı öğrenebilirmiyim güzel bayan?" 

çok nazikti ya. 

"adım yok kibar iblis." 

"oh. öylemi? öyleyse ben kendi adımı söyleyeyim. adım douma. akaza nın en iyi arkadaşıyım." 

"biz arkadaş değiliz douma." 

"neden öyle diyorsun canım arkadaşım? üzüldüm." 

iblis surat asınca konuştum. 

Demon Slayer Büyüleyici YıldırımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin