0.3

12.2K 553 69
                                    

Herkese merhaba! Yeni bir bölüm ile karşınızdayım. Okuduğunuz için şimdiden teşekkür ederim. Lütfen yorum yapıp oy vermeyi unutmayın.

------------------------------------------------------------------

Gözler insanı yanıltan şeylerden birisidir. Ben bunu çok kez anladım ya da İstanbul'daki hayatım bana öğretti. Şimdi ise tek kaçış yerim olan Mardin'de, küçüklüğümden beri hayal ettiğim mesleğin içerisindeydim. Hayat bana öğretiyordu. Neyin doğru neyin yanlış olduğunu fakat şöyle bir sorun vardı. Ben bu gerçekleri çok erken yaşta öğrenmiştim...

Revire girdim ve montumu askıya astım. Yeliz abla ve Cansu içerideydi.

"Günaydınlar! Ne yapıyorsunuz bakalım burada?" diye bir soru yönelttim onlara.

Fısır fısır bir şeyler konuşuyorlardı. Üstelik bana bakarak! Ben montumu asmış, önlüğümü giyerken onlar ise kıkırdamaya başladı.

"Yok canım ne konuşacağız aa?" Yeliz ablanın konuşması ile bir şeyler olduğunu anlamam pek te zor olmadı.

"Yeliz abla bir sorun mu var? Neden bana bakarak konuşuyorsunuz?"

Yeliz abla ile Cansu daha da gülmeye başladı. Artık gülüşleri kıkırdama değil de kahkahaya dönüştü. Cansu tam konuşacaktı ki bir anda sustu. Onlar kapıya bakarken bende onlarla beraber gözlerimi kapıya yönelttim. Kapıya baktığımda ise Yavuz Bey'i görmem bir oldu. Tam konuşacaktım ki Yavuz Bey konuşmaya başladı.

"Doktor Hanım bir sözünüz vardı galiba?" diye bir soru yöneltti.

 Ne sözünden bahsediyor bu adam?

Cansu ile Yeliz ablaya kısa bir bakış attım. Yüzlerinde imalı bir sırıtış vardı. Gözlerim fal taşı gibi açıldı. Yanaklarımın al al olduğunu hissediyordum. Cansu ve Yeliz abla kaş göz yaparken kaşlarımı çattım. Yavuz Bey'e doğru döndüm.

"Aa Yavuz Bey sizi görmek ne güzel. Bende tam sizi arayacaktım."

Yavuz Bey'in dudaklarındaki sırıtış anında silindi. Niye, ne oldu be?

Hafif öksürdü ve tebessüm etmeye çalışarak konuşmaya başladı.

"Yağız, Asena Hanım, Yağız adım" güçlükle yutkundum.

Adamın adını yanlış söyledin ya, helal olsun sana Asena!

Arkama baktığımda Cansu ve Yeliz abla kahkaha atmamak için kendilerini sıkıyorlardı. Onları görünce benimde gülesim geldi fakat içinde bulunduğum durum buna pek te müsaade etmiyordu.

"Kusura bakmayın Yavuz- pardon Yağız Bey. Şu aralar biraz dalgınımda." dediğimde Cansu konuşmaya başladı.

"Ona biraz Yiğit çarptı da şu aralar"

Cansu'nun söylediği şeyle Yeliz abla kocaman kahkaha attı. Birde gülüyorlardı! Aptal gibi baktım yüzlerine. Neyden bahsediyorlardı bunlar? Kafamı tekrardan Yağız Bey'e çevirdim.

"Kusura bakmayın Yağız Bey hadi biz gidelim" dedim ve Yağız Bey ile beraber revirden çıktık. Yiğit kimdi acaba? diye düşünürken Yağız Bey konuşmaya başladı.

"Dün sizi aradım fakat bir sorun oldu galiba. Bir erkek sesi duydum?" dedi sorgularcasına. Bir de sorguluyor beyefendi. Adamın daha adını bilmiyorum, ne bileyim ben? Hafif bir tebessüm ile konuşmaya başladım.

"Sizi ilgilendirecek bir durum olduğunu düşünmüyorum Yağız Bey "

Karşımdaki adamın dudaklarında ki tebessüm silindi.

FISILTI |Ara Verildi...|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin