Merhabalar okuyucularım. Bu bölüme kadar gelen herkesin yeri benim için ayrı. Açıkçası kitabımın bu kadar okunacağı aklımın ucundan bile geçmezdi. Medayaya bıraktığım şarkı ile okuyun lütfen.
Bu geceyi sizin için bölüm yazmaya adıyorum.
Her yıldız bir umut olsun o zaman.
Umarım beğenirsiniz. Lütfen oy verip yorum yazmayı unutmayın.
İyi okumalarr!
***
Pınar Teyze ağzıma bir elma daha bıraktı. Şişecektim herhalde yakında. Meyveleri ağzıma dıktıkça dıkıyordu. Ağzımda boş yer kalmadı canım!
"Ee kızım, biliyorsun uzun bir süredir görüşemiyoruz. Ne yapıyorsun bakalım Mardin'de?"
Ağzımdaki elmayı hızla çiğnemeye başladım. Lokmam biterse eğer konuşabilecektim.
Mardin'de bir şey yapmıyordum açıkçası. Her gün askerden başka bir şey göremiyordum. Ne kadar farklı bir birey istesem de maalesef ki gerçekleşemiyordu.
Ağzımdaki lokmayı bitirince konuşmaya başladım.
"İyi gidiyor işte Pınar Teyze'm. Sen beni boş ver, sen ne yapıyorsun asıl?"
Bu kadını her gördüğümde kalbim acıyordu sebepsizce. Sanki ona bir haksızlık yapmışım da vicdan azabı çekiyormuşum gibi...
"İyiyim kızım bende. Seni de böyle ayaküstü çağırdım, kusura bakma"
Ne kusuru? O benim için bir parçaydı. Kalbimin parçasıydı Pınar Teyze. Annem gibiydi o benim. Annemin babamın veremediği o sevgiyi, şefkati o vermişti bana.
"Olur mu hiç öyle şey Pınar Teyzem? Sen düşünme bunları. Ne yapıyorsunuz mahallede biraz onları anlat bana. Yine ne dedikodular dönüyor bakalım mahallede?"
"Kız sen mahalleden gidince bir durgunlaştı buralar. Asena gelse de dedikodu çıkartsak diyecekler utanmasalar!"
Nasıl ya? Mahallenin dedikodu kaynağı ben miydim gerçekten? Bu hiç gururlandırıcı bir olay değildi.
"Nasıl yani Pınar Teyze?"
"Kız boş ver, Yiğit oğlum nasıl?"
Yiğit mi? Ne alakaydı o şimdi? Hem ne ara oğlu olmuştu?
"O da iyi işte Pınar Teyze. Zaten bugün akşam yola koyulacağız. Biliyorsun Mardin bayağı bir uzak"
Tebessüm ettim. Mardin'e gitmeyi çok istiyordum. Evim evim güzel evim! Hem Yeliz Abla ile de görüşebilecektim. Cansu ve Yeliz Abla'yı da çok özlemiştim.
Her gün konuşuyorduk fakat bana az geliyordu sebepsizce.
"Bilmez olur muyum kızım? Biz Fırat amcanla gezmeye, görmeye gitmiştik oraları. Şimdi bir sürü şey eklenmiştir ama önceden pek bir güzeldi"
Pınar Teyze aklına bir şey gelmiş olmalı ki hızla ayağa kalktı ve mutfağa geçti. Biliyordum ben bu hâllerini. Ağır dedikodu başlatacaktı şimdi. Çayımdan bir yudum aldım ve Pınar Teyze'yi beklemeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FISILTI |Ara Verildi...|
عشوائيHayat bana bir şans sunsaydı ailemin yaşayabilmesi için elimden gelen her şeyi yapardım. Bilinmezliğin bende açtığı yaralar, çocukluğumun benden esirgediği hayaller, belki de gençliğim benden soyutladığı o tüm gerçekler. Ben aile nasıl olur bilmede...