Multimedya: Asena'nın istemede giydiği elbise
Bölümleri uzatacağım arkadaşlar.
Umarım beğenirsiniz. Lütfen oy verip yorum yazmayı unutmayın.
İyi okumalarr!
***
Revirde işlerimi halletmeye devam ediyordum. Bugün sebepsizce çok az asker gelmişti revire. Bu yüzden canım sıkılıyordu. Cansu ve Yeliz Abla da yoktu bugün. Sanırım biraz hava almalıydım. Her gün revir her gün revir bunaltıyordu insanı. Askeriyenin bahçesine doğru ilerlettim adımlarımı. Merdivenlerden teker teker inmeye başladım. Merdivenlerden inmeye devam ederken yanımda bir hareketlilik hissettim. Başımı sağa doğru çevirdim.
"Merhaba Asena Hanım"
Bu adam hâlâ yanıma yanaşabiliyor muydu? En son bekar olup olmadığımı sormuştu dağ ayısı. İnsan hâlimi hatırımı sorar. Keşke evli olduğumu söyleseydim. Şöyle 3,4 çocuk falan. Güzel olurdu. Yüzüğümü neden takmadığımı sorsaydı da evde unuttum der geçiştirirdim. Sonra bir de güzel bir yüzük alır, bu askeriyedeki bütün erkeklerden kurtulurdum.
Hafif bir tebessüm ettim. İyi görünmem gerekiyordu yoksa bu adamı öldürecektim.
"Merhaba Yağız Bey"
"Merhaba Asena Hanım. Nasılsınız? Epeydir görüşemiyoruz ne yazık ki"
Ne yazık ki mi? Güleyim de başıma gelsin bari.
"Ya ya öyle. Maalesef ki görüşemiyoruz. İyiyim sağ olun, siz nasılsınız?"
Konuşurken merdivenlerden inmeye devam ediyorduk. Salsana adam peşimi. Ben Yiğit diyorum karşıma çakma Çin malı Yiğit çıkıyor. Bu ne ya?
"Bende iyiyim. Bir hâlinizi hatırınızı sorayım dedim"
Eğer bu soruyu o gün bankta konuşurken sorsaydın, şuan gözümde birinci numara olabilirdin Yağız. Her şey için çok geç. Bizim aşkımız daha başlamadan bitti ne yazık ki.
Merdivenlerden indim ve çıkış kapısını açtım. Eğer daha fazla askeriyenin içerisinde, özellikle bu adamla yan yana kalırsam kusardım herhalde. Zorla tebessüm etmeye çalışıyordum bir de. Umarım inandırıcı oluyordur.
"Asena Hanım aslında sizinle bir konu hakkında konuşmak istiyordum fakat biliyorsunuz ki ben bir askerim. Görevlerim çıkıyordu bu yüzden sizinle bu konuyu konuşamadım"
Neymiş bu konu da bu kadar konuşmak için can atıyormuş? Banka oturdum. Yağız Bey'de aynı şekilde banka oturdum. Bacaklarımı üst üste attım. Ellerimi bacaklarımın etrafına sardım.
Karşımda koca bir tim vardı. Yiğit'in timi! Hepsi bana 'Yapma' dercesine bakıyordu. Neyi yapmayacaktım? Başımı Yağız Bey'e çevirdim.
"Ha evet Yağız Bey. Buyurun, dinliyorum"
Timdeki herkes bana baktığı için Yiğit'te merak etmiş olmalı ki başını arkasına doğru çevirdi. O başını çevirince bende başımı Yağız Bey'e çevirdim fakat Yağız Bey ile bu kadar yakın olacağımı tahmin etmiyordum. Burun burunaydık!
Şuan Yağız Bey in yerine yanımda Yiğit olabilirdi! Tabi aşkını itiraf etseydi. Adamda keçi inadı mı ne var? Söylemiyor bir türlü!
Yanaklarım ısınmaya başladı. Hızla yüzümü başka tarafa çevirdim fakat Yiğit'in sinirle bakan yüzüyle karşılaştım.
"ŞINAV POZİSYONU AL!"
Sesi hem sinirli hem de çok şiddetli çıkmıştı. Onun sesiyle ben bile irkilmiştim. Yiğit diğer askerlerin yanına geçti ve şınav pozisyonu aldı. Allah timdekilerin yardımcısı olsun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FISILTI |Ara Verildi...|
RandomHayat bana bir şans sunsaydı ailemin yaşayabilmesi için elimden gelen her şeyi yapardım. Bilinmezliğin bende açtığı yaralar, çocukluğumun benden esirgediği hayaller, belki de gençliğim benden soyutladığı o tüm gerçekler. Ben aile nasıl olur bilmede...