1.2

7.3K 391 85
                                    

12. bölüme hoşgeldinizz. Acı anlar yaşanacak... Umarım beğenirsiniz. Hafize Teyze'ye çok az yer veriyordum. Şöyle bir tık artıralım. Bölümü okurken eski müzikler dinlemenizi isterim özellikle ~sezen aksu geri dön.

Lütfen oy verip yorum yazmayı unutmayın.3 bölümü de birden atacağım.

İyi okumalarrr!

***

Merdivenlerden inmeye başladım. Bugünle beraber 2 hafta 3 gün olmuştu. Yiğit'ten asla haber alamıyordum. Sürekli arayıp mesaj atıyordum.

Yiğit

-Yiğit biliyorum görmeyeceksin belki fakat ben yazarak şansımı denemek istiyorum. Bugünle beraber 2 hafta 3 gün oldu. Toplam 17 gün. Lütfen dön artık. Timin burada fakat sen yoksun. Yüzünü göremesem bile bari sesini duyayım. Lütfen telefonunu açar mısın? (09.58)

Görmüyordu. Ne mesajlarımı ne de aramalarımı. Artık dayanamıyordum. Ondan haber alamamak içimi acıtıyordu. Cansu ve Erdem beni ne kadar teselli etse de içim yanıyordu.

Merdivenlerden inerken arkamda bir ses işittim. Ses Hafize Teyze'dendi. Gerçekten şuan da onunla uğraşamazdım. Yiğit kayıptı ve ben onunla her zaman ki gibi oturup dedikodu yapamazdım.

"Asena kızım"

Arkama döndüm ve tebessüm ettim. Hâli ve neşesi hâlâ yerindeydi. Herkes ben değildi ki. Herkes benim gibi Yiğit için üzülmezdi...

"Buyur Hafize Teyzeciğim" Mutlu görünmeye çalışıyordum insanlara karşı fakat olamıyordum ya da onsuz yapamıyordum.

"Kızım gel seninle şöyle bir konuşalım" Hafize Teyze önden ben ise arkasından lojmandan çıktı. Bir bankın önüne geldik. Hafize Teyze yavaşça dizlerini tutarak oturdu.

"Tabi konuşalım Hafize Teyze" Tebessüm ederek konuşmuştum fakat içim kan ağlıyordu.

"Kızım ben senin Yiğit'ten hoşlanacağını ta o gün anlamıştım fakat bu denli olacağını düşünmezdim. Kızım bir erkeğe bu kadar bağlanamazsın. Özellikle o bir askerse. Ne zaman öleceğini ne zaman yaşayacağını bilemezsin. Onun gecesi de gündüzü de aynı. Yıpratma kendini bu kadar. Hani nerede senin o makyajın, topuklu ayakkabıların, dalgalı saçların... Nerede kızım?"

Üzerime baktım. Dışarıdan o kadar mı berbat görünüyordum? O kadar mı iğrençtim. Haklıydı fakat olmuyordu işte. Gönül bu, kimi seveceği kime ne zaman bağlanacağı bilinmiyordu...

"Olmuyor Hafize Teyze. Elimden hiçbir şey gelmiyor. Beni bu kadar kısa sürede nasıl kendisine bağladı bilmiyorum. Canım yanıyor. Kalbim ağrıyor sanki Hafize Teyze. Sesine bile muhtacım"

"Yapma güzel kızım. Yıpratma kendini bu kadar. Bak ben kendimi yıprattım da ne oldu? Eşim geri gelmedi. Ne kadar ağlasan geri gelmeyecek"

Dediği cümle ile sebepsizce sinirlenmiştim. Ne demek geri gelmeyecekti? O nasıl söz öyle? Gelecekti. Bundan emindim.

"O nasıl söz Hafize Teyze? Daha öldü mü kaldı mı onu bile bilmiyorum. Demeyelim öyle ya. Lütfen demeyelim Hafize Teyze"

Sesim gittikçe boğuklaşıyor, sesim kısılıyordu. Göz yaşlarım artık kendini tutamadı ve kendilerini yavaş yavaş bıraktılar. Dayanamıyordum. İnsanların ümitlerini kesmesine dayanamıyordum. Ölemezdi. Ölmemeliydi...

Dayanamayarak kendimi Hafize Teyze'nin göğsüne yasladım. Hıçkırıklarımı dışarı verdim. Ağlıyordum. Evet ben ilk defa herkesin içerisinde ağlıyordum.

FISILTI |Ara Verildi...|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin