Yoongi
Korkuyla Jeongguk'a bakıyordum. Her an sinrlenip vampire dönüşürse burda sıçardık çünkü vampirler en son 10 yıl önce hepsi özel bir aletle kafaları kesilip yakıldı. Ama bu bokluktan kurtulan sadece biricik Gguk'umuz vardı.
Jeongguk'un kahve rengi gözleri açılırken Namjoon hızla elini tuttu ve kulağına sakinleştirmek adına bir şeyler mırıldanmaya başladı. Fakat bu kez Jeongguk'a pek bir şey sağlamıyordu çünkü gözleri açık kahve ve kırmızı arasındaydı.
Hızla gitarımı geri aldım ve birkaç nota çaldım. Yaptığım akor ile Jeongguk bana baktı ve eski haline geri döndü. Gözleri tekrar koyulaştı ve kendini rahatlatarak yaydı sandalyeye.
Eğer biz burada Jeongguk'u bıraksaydık yerdi hepsini. Ve ben bunu mecazen söylemiyorum.
Jeongguk bize baktı ve nefes nefese "Biz kalkalım mı artık? Çişim geldi." dedi. Biz ise uyarıyı anlamıştık ve hızla gitar çantasını yerden alıp içine gitarımı yerleştirdim. Çantayı kapattım ve yerden okul çantamı alıp "Kalkın gidelim." dedim. Bizim acil buradan çıkmamız gereken konular vardı.
Arkadan bir anda "Daha karpuz kesecektik!" diyen Kim'in sesini duyduğumda sinirle arkamı döndüm. Siktiğim.
Sinirle nefes alıp veren Jeongguk bize baktı ve "Gidelim artık." dedi, kendini zapt etmeye çalışıyordu.
Kim arkadan "Karpuz keseceğiz Jeon'cuğum, otur götünün üstüne." dedi ve kıkırdadı. Fakat bir anda Namjoon'u sinirle yerinden kalkıp Kim'e doğru emin adımlarla yürümesini beklemiyordum.
Hızla Kim'de ayağa kalktı ve kısa bir ıslık çalıp "RM sinirlenmiş." dedi kıkırdayarak. Tam o anda Namjoon yumruk atacağı sırada Namjoon'un elini tutup "Değmez." dedim. Jeongguk Namjoon'u vampir güçlerini kullanıp hızla geri çekti ve "Bana diyorsun birde!" dedi sinirle. Haklıydı Jeongguk, biz ondan daha sinirli ve agresiftik.
Kim piç gibi gülerek "Jeon, büyüklerine saygılı olmalısın çocuğum." dedi. Eğer büyüklere saygı duymamız gerekiyorsa biz burada 423 yaşında olan Jeongguk'a saygı duymalıydık!
Jeongguk kıkırdadı ve "Neyse, çişim geldi eve gidelim." dedi. Namjoon Jeongguk'a yandan bir bakış attı ve "Lavabo var içeride." dedi içeriyi göstererek. Jeongguk başını hızla sağa sola sallarken "Olmaz, evdeki tuvalete girmem lazım!" dedi.
Jay hızla "Jeon, istersen sana lavaboyu gösterebilirim?" dediğinde kaşlarım istemsiz çatıldı ve hızla "Ne münasebet! Ben götürürüm kardeşimi." dedim. Adını bile tam bilmediğim düşmanıma bir şeyler hissetmek beni kahrediyordu.
Ve evet. Kahretsin ki Jay'e içimde anlamını bilmediğim bir his besliyordum. Gerçekleşmeyecek bir rüyada açmayacak bir çiçek büyütüyordum...
Jeongguk bana baktı ve hızla "Ödevler?" dedi. Hızla ne dediğini anladım ne Namjoon'a dönüp "Ödevler!" dedim. Eve gidip kehanet kitabını inceleyecektik. Ve Jeongguk'un geleceği için yardım edecektik.
Namjoon kaşlarını çattı ve "Ne ödevi?" dediğinde 148 İQ arkadaşıma küfürler ettim içimden.
Jeongguk hızla "RM, hani kıvrımlı yılanlar ile ilgili bir ödev vardı! Sonra da Harry Potter'da kaldığımız Kehanet dersinden islemeye devam ederiz!" dediğinde şu an Jeongguk'a "Helal koçum be!" diye bağırmamak için zor duruyordum.
Namjoon anlamış olacak ki hızla çantasını alıp "İyi ki hatırlattın, Jeon. Agust D hazırsan hemen eve gidelim zaten maratonumuz yarıda kalmıştı!" dedi.
İşi topladıkları için arkadaşlarıma şükürler edip tam gideceğimiz sırada Şefler önümüzü kesmişti ve orospu çocuğu başları olan Kim alayla "Karpuz kesecektik?" dedi. Namjoon kollarını sıvadı ve "Al sana karpuz!" diyerek Kim'e bir yumruk atmıştı. Kim sadece başını çevirdi ve eliyle silah yaptı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'm Bad Boy | Namjin ✓
FanfictionBir olay yaşansa, gerçekler öğrenilse ve işler karışsa ne olur? Bir okulun iki zorba çetesi: Patronlar ve Şefler. Patronlar'ın başı Namjoon ve yandaşları Jungkook, Yoongi., Şefler'in başı Seokjin ve yandaşları Jimin, Hoseok ve Taehyung. Okulda olan...