Episode 21

202 22 68
                                    

Namjoon

"RAP MONSTER!"

Duyduğum ses ile dalgın bakışlarımı omzumun üzerinden arkaya baktım ve anında ayağa kalktım. Oradaydı. Terlemişti, ellerini yıkadığı belli oluyordu, sinirli ve hızlı hızlı nefes alıp veriyordu. Sıçtım, dedim içimden. 

Seokjin koşarak bana gelirken hemen Şefler ve Patronlar ayağa kalkıp beni koruyacaklardı ki durmaları için elimi kaldırdım. Bu yaptığım en adi şerefsizlikti. Biliyordum. Şerefsizliğin böylesiydi cidden. Ama... İntikam arzusu vardı içimde. O meyve suyunu ona verirken içimden sadece bana lavaboda yaptıkları ve beni zor duruma düşürdüğü için kızarak yapmıştım. Ama bu kadar nefretin neye dayalı olduğunu bilmiyordum. Bir kaç dakika önceye kadar... 

Yoongi ve Jeongguk ile konuşmamda bir çok şey anlamıştım. En önemlisi aşık olduğumu anlamıştım. Doğrusu aşk neydi gram bilmezdim. Hele gay olduğumu aklımdan geçirmezdim. Daha önce bir ve ya iki tane sevgilim olmuştu ama hiç biri ile ilişkimiz uzun sürmemişti kçünkü konuyu cinselliğe getiriyorlardı. Bu yüzden ayrılmıştım onlardan. Bu yüzden nefret etmiştim onlardan.

Düşüncelerimi bölen yakama yapışmış olan Seokjin böldü. Gözleri kızarmış ve dolmuştu. Onu böyle görmek istemiyordum. Onu ben o alaylı tavrını, mutlu yüzünü ve küstah tavırlarını görmek istiyordum.

Seokjin sinirle bakarken ilk dudaklarını ısırmış, sonra ise beni mahvedecek o iki kelimeyi söylemişti yüzüme tükürür gibi.

"Sana güvenmiştim."

Yıkıldım. Tek kelime ile yıkıldım. Duygularım, hislerim, mantığım... Hepsi yıkılmıştı. Vursa, dövse ve ya sövse bu kadar etkilenmezdim. Ama o bana, beni yıkacak iki kelimeyi söylemişti. "Sana güvenmiştim." Bana güvenmişti ve ben o güvenini boşa çıkarmıştım. Ben çok büyük bir şey yapmıştım ve affetmesi çok zordu.

Gözlerimi kapattım onun bu halini görmemek için. Artık dayanamıyordum. Onu böyle görmeye dayanamazdım. Ama Seokjin buna inat "Aç gözlerini RM, bana bak. Yüzüme bak, beni gör!" diye tıslamıştı. 

İstemiyordum. Onu böyle görmek istemiyordum. Ne bunu hazmedebilirdim, ne de bir daha aklımdan silebilirdim. Daha da sıktım gözlerimi. Sanki açmamaya yemin etmiş gibi daha da sıktım.

"AÇ GÖZLERİNİ RM!" Seokjin'in bağırması ile titrek göz kapaklarımı aralamak zorunda kaldım. Ama açmaz olaydım. Keşke şu an gözlerim görmeseydi, kör olaydım. Evet, o an Tanrı'ya dua ettim görmemek için. Ama çok geçti. 

Seokjin'i görmüştüm. Gözlerine bakıyordum sadece. Beni en yakanı da gözleriydi, gözlerinde sakladığı duygularıydı. Sinir? Hayır, sinir yoktu. Hayal kırıklığı? Üzüntü? Pişmanlık? Evet, bunlar kesinlikle ama kesinlikle vardı. Ve tek bir suçlu vardı, o da bendim.

Küfürler ettim o an kendime. Aklıma hangi küfür geliyorsa ettim kendime. Yetmedi ama, yeni küfürler oluşturdum o pis zihniyetime. Ve o küfürleri de kendime ettim. Ama yetmedi. Kendime sinirim geçmemişti.

"Küfür et," diye mırıldandım Seokjin'e doğru. "Küfür et, bağır, çağır, döv, söv... Yap bunları bana, sesimi çıkarmayacağım..." Ama Seokjin dediklerime başını sağa sola salladı. İlk bir iç çekti kırgınlıkla, ardından yakalarıma daha çok asılıp "Sana saydıklarını yapmayacağım," dedi titrek sesiyle. "Bende kırdığın güven gibi kıracağım seni." 

Ve işte o an. O an her şey beynime oturdu. O da aşıktı bana. O da seviyordu beni. İstediğimiz kadar inkâr edelim, bağıralım, çağıralım, dövelim birbirimizi; bu değişmeyen bir şeydi. Biz birbirimize aşıktık.

I'm Bad Boy | Namjin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin