Episode 31

202 27 121
                                    

Seokjin

"Sokcin sokcin."

Gözlerimi yavaş yavaş aralarken üzerimde adımı tatlı tatlı mırıldanan Jimin'i görmem ile yüzüme tembel bir gülücük yerleştirdim. Jimin'i biraz ittirip doğruldum. Jimin hemen yanıma oturdu ve "Sokcin sokcin." dedi sinir etmek için. Gülerek göz devirdi ve "Hm?" diye mırıldandım cevap olarak. Jimin alaylı bir sırıtışla "Namjoon gelmiş mi senin için?" dediğinde utanarak "Sus len." diye atladım. Jimin sarı saçlarını dağıtmış, üzerine  kalın askılı beyaz bir tişört ve altına açık gri bir eşofman giymişti.

Gülümseyerek burnunu sıktım ve "Sen nasılsın bakalım. Diğerleri ne yapıyor?" dedim gülümseyerek. Jimin yanıma yattı ve kollarını kaldırıp "Hoseok şu an Yoongi'nin şarkılarını dinliyor. Az önce odasından full 'Haegeum' diye bağırma sesi geliyor." dedi, ikimizde kıkırdadık. Sonunda Hoseok aşkını kabul ediyordu. Ne trajedik ama, değil mi? Öldürmeye diye çıktığı adamla sarmaş dolaş oluyorlar. Daha dudakları bile deşmemişti birbirlerine, ya  da değmişti de biz basmamıştık. Tanrı bilirdi.

Alayla "Taehyung?" dedim. Ellerini gülerek vah vah dercesine vurup "O da full Jeongguk'u stalklıyor. Dün sınıfa bir geldi dudakları şişmiş ve kızarmış. Öpüştükleri bayağı belliydi. Yalnız net Teehyung seme çünkü dün sınıfa geldiğinde hiç birimizi siklemedi sırıtarak dolaştı. Sınıfa Jeongguk geldi, bizim yanımıza çağırdı Tae onu. Jeongguk geliyor ama elleri ayakları zangır zangır titriyordu. Biraz sizin hakkınızda konuşurken içeri bodozlama Yoongi girdi herkes şok!" dediğinde kahkaha attım. Zaten ne olay varsa hep ben olmadığımda yaşanırdı. Bu yüzden çok önemli yerleri kaçırmışlığım var, tıpkı şu an Jimin'in anlattığı olay gibi. 

Merakla "Ee?" dedim. Olayın devamını merak etmiştim. Fakat sakat arkadaşım sırıtarak "Ee'si sağlık." dediğinde tehditkar bir tavırla "Seni şu camdan atarım." dedim. Jimin gülerek doğrulurken "Dur baştan anlatayım." dedi. Büyük bir ciddiyetle ona döndüğümde bir kaç kere öksürdü ve boğazını temizledi. Ardından anlatmaya başladı.

"Şimdi dersin yarısında Taehyung tuvalet izni aldı ve çıkıp gitti. Ardından teneffüs çaldığında benle Hoseok Barcelona ve Arjantin maçını konuşuyorduk. Tam o anda içeri Taehyung kıpkırmızı ve kaparmış dudaklarla girdi. Yanımıza geldiğinde ben hızla sordum lan bu haline ne diye. Tam o anda Jeongguk geldi içeri. Ama nasıl biliyor musun, süt dökmüş kediden farksız!  neyse abi, içeri girdi Taehyung'un masasının üzerine oturdu Taehyung'a dönük şekilde. Hoseok dedi, siz mercimeği fırına vermişsiniz bile, diye ama tam o anda sınıfın boşalmasını fırsat bilip Taehyung Jeongguk'u kucağına bir çekti. Ama Jeongguk'u görmen lazımdı, far görmüş tavşan gibiydi! Sonra yan döndü Taehyung'un kucağında, bize baktı. parti hakkında konuşmaya başladık. Hangi içkileri içeriz, hangi içki bize vurmaz, ne yaparız, Rowoon'u görürsek nasıl tepki veririz falan diye. Tam o anda sınıfın kapısı pat bir açıldı! İçeri Yoongi girdi hırçınca. Hoseok'un oturduğu sırayı çekti ve Hoseok'u kucağına alıp sıraya oturdu. Ben ikinci şoku yaşadım tabii! Sonra biraz daha konuştuk. Ben hemen sordum, neden Namjoon Barcelona'ya gitti, diye ama şirketin patronu ölmüş o yüzden gitmiş. Eski arkadaşlarını da gördüğünde biraz dinlenmek adına da kafeteryada oturup biraz dinlenmiş. İşte birbirinize attığınız o göndermeli postlar varya, neyse neyse konuşacak daha zaman var. Öyle yani anlayacağın. Ayrıca biz plan yaptık, partiye giderken özel kulak tıpaçı ayarladım onu takacağız. Nedenini sorma takacağız. Keyfimin kahyasının canı öyle istiyor. Hadi kalk ayrıca, çık bir aşk acısı depresyonundan. Sirkelenen, gel kendine. Senin yemeklerini özledik kalk da bize zıkkımlanmak için iki üç parça bir şey hazırla. Ben bibimbbap ve jajangmyeon istiyorum. Hoseok kimbap ve ttaeogbokggi istedi, Taehyung ise yukhoe ve bingsu istedi. Kalk lan şimdi bize zıkkımlanmalık bir şeyler hazırla!" 

I'm Bad Boy | Namjin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin