I'm Bad Boy | Namjin ✓

Episode 35

Jimin

Namjoon ile Seokjin, öpüşme ve hasret giderme işlemini bitirdikten sonra yanımıza geldi. Hepimiz ikisine bakıp 'SEVİŞMEDİĞİNİZ KALDI' bakışları atarken Namjoon bize göz kırpsada, Seokjin kaş göz yaparak 'SUSSANIZA OĞLUM' bakışı attı bize. Kıkırdadığımda Namjoon bana bakıp göz kırptı ve "Bak Jim, sözüne uydum. Öptüm sevgilimi." dediğinde ilk alaylı nidalar çıkardık. Hepimiz kıkırdarken Seokjin'in kulakları kızarmıştı. Ve hepimiz bilirdik, Seokjin utanınca kulakları kızarırdı.

Çiğdem çitlerken Namjoon'a baktım ve "Arabayı kaça aldınız lan?" dedim merakla. Klasik erkek milletiydik. Ne yaparsın.

Namjoon baş parmağıyla gerisindeki arabayı işaret etti ve "Bunu mu?" dedi dirgin sesiyle. Taehyung gözlerini kocaman açıp "Lan başka var mı?" dedi şaşkınca. Namjoon başını salladı ve "Mercedes Benz AMG G siyah ve Range Rover siyah var. Yakında Bugatti La Voiture Noire alacağım." dediğinde ben, Seokjin, Taehyung ve Hoseok şok içinde ona baktık. Hoseok duygu patlamasıyla "OHA CİDDİ MİSİN?" dediğinde Yoongi güldü ve Namjoon'a dönüp "Kaç var elinde lan?" dediğinde Namjoon ilk biraz düşündü. Jeongguk elini yüzüne vurdu ve "Hyung, siyah kartımız var, neden bu kadar düşünüyorsun?" dediğinde gözlerimiz kocaman açıldı.

Seokjin çatlayan sesiyle "Ney?! Siyah kart mı? Oğlum siz ciddi misiniz?" dediğinde Yoongi başını salladı ve "Enişte, koskoca Cypher'ın CEO'su. Tanrı aşkına ne bekliyordun? Normal kart falan mı?" diye alaylı ses tonuyla konuştuğunda Hoseok Yoongi'nin kolunu cimcirdi ve "Düzgün konuş len eniştenle!" dedi yapmacık bir atarla. Yoongi Hoseok'a sadece tek yan bakışı ile Hoseok şirince sırıtıp Yoongi'ye baktı. Yoongi histerik şekilde gülüp önüne döndü ve Hoseok'un beline elini sarıp kendine çekti. Hepimizden alaylı nidalar çıksada sonra gülüp geçtik.

Taehyung bakışlarını eve çevirip gözlerini kıstı ve "Bu ev ne kadar acaba?" diye mırıldandığında Yoongi ve Seokjin aynı anda "Aylık on bin." dedi. Hepimiz gülerek onlara baktığımızda Yoongi ve Seokjin şaşkınca birbirlerine baktılar. Namjoon gülerek kolunu Seokjin'in ince beline doladı kaslı kollarını. Seokjin utangaç şekilde gülümserken başımı eğip "Fıkı fıkı mada fakı..." diye sessizce mırıldandım gülerek. Sesimi sadece şefler duymuştu. Taehyung öksürerek güldü, Hoseok kahkaha atmaya başlamıştı ve Seokjin ise iyice kızarmıştı.

Yoongi anlamış gibi sırıttı ve konuyu değiştirerek "Kim kim kalacaklarmış?" diye sordu dirgin sesiyle. Jeongguk omuz silkti ve "Jisoo'nun dediğine göre Lisa ve Chaeyoung'da onlarla kalacakmış." dedi. Başımı salladım ve "Hadi be ne duruyoruz geçelim içeri! Hem acıktım be, Jisoo yemek yapmıştır değil mi? Fazlasıyla açımda!" dediğimde Seokjin gözlerini pörtleterek bana baktı ve "Tanrı aşkına, evde o kadar yemeye doymadın mı?" dedi şok içinde, omuz silktim ve cevapladım sorusunu "Neden ki doymam için sebep yok?" 

Namjoon güldü ve hafif adım atıp "Hadi hadi, içeri ilk bir şeyler atıştırıp ardından parti alanını kurmaya yardım edelim." dedi ve hepimizi içeri adımlattı.

İçeri geçtiğimizde Jisoo, Jennie, Lisa ve Chaeyoung bizi mükemmel şekilde karşılamıştı. Jisoo bize zaten büyük bir masa hazırlamıştı ve afiyetle bir yemek yemiştik. Namjoon, Seokjin ile sevgili olduğunu söylediğinde ilk çok şaşırsalar da sonra güzelce kutlamışlardı. Ardından partinin kuruluş amacını anlattı bize Jennie. Dediklerine göre partiyi kurmak için asıl sebepleri şarkı söylemekti. Ve okuldan da herkes davetli değilmiş. Biz davetliymişiz, Chrisler davetliymiş, Nayeonlar davetliymiş ve Ryujinler davetliymiş. Yani burada otuz kırk kişi anca olacaktık. 

Yemeği kaldırmaya hepimiz yardım ettikten sonra çok beklemeden arka bahçeye geçip hazırlıklara başladık. Seokjin ve Namjoon ışıkları asma işini üstlenmişti. Taehyung ve Jeongguk ise içeride Jisoo ve Jennie'nin hazırladığı atıştırmalıkları Hoseok ve Yoongi'nin düzenlediği masaya götürüyorlardı. Lisa ise orkestra için gerekli malzemeleri getirtiyordu. Bende masaları yerleştirmeye Chaeyoung'a yardı ediyordum.

Chaeyoung sarı saçlarını geri attı ve gergince "Jim." dedi. Masanın üzerini silerken başımı kaldırıp ona baktım ve "Young?" dedim. Chaeyoung derin bir nefes aldı ve "Sana bir soru soracağım, istersen cevap ver istersen cevap verme sana kalmış." dedi ellerini silmesini yarım bıraktığım masanın üzerine koydu. Elleri tir tir titriyordu.

Başımı olumlu anlamda salladığımda  beni sarsacak bir soru sordu. "Yetimhaneden kaçtın, değil mi?"

Bedenimin uyuştuğunu ve zihinim karıncalandığını hissettim. Ellerim titremeye başlamıştı ve net şu an Jeongguk'un ten rengi kadar açık bir ten rengine bürünmüştüm. Bedenim zangır zangır titrerken ne diyeceğimi çok iyi biliyordum çünkü kendimi açık etmiştim.

"Evet, yetimhaneden kaçtım." Söylediğim kelime ile Chaeyoung kan vücudundan çekilmiş gibi beyazladı. Derin bir nefes verdikten sonra "Kaç yaşında ve nasıl verildiğini biliyor musun?" dedi. Sikeyim, bu sorular beni germekten başka bir boka yaramazdı!

Ellerimi yanıma indirdim ve yumruklarımı sıkıp kendimi sakinleştirmeye çalışırken "İki yaşında, yanımda yeni doğmuş bir kızla." dedim titreyen sesimle. Bedenim uyuştuğu gibi sesimde titremeye başlamıştı. Bir günümüz olaysız geçmezdi ya, bir günümüz!

Derin bir nefes verdi, "Bende," dedi ve derin bir nefes alıp devam etti. "Bende yurttan kaçtım. Ve yanımda iki yaşında bir erkek çocuğu varmış."

Tüm kan işte şimdi beynime fışkırdı. Ellerim ayaklarım boşalırken masaya tutundum. 
Kan beynimden de çekilip sanki tüm vücudumu terk etmişti.

Olabilir miydi? Park Chaeyoung benim kardeşim olabilir miydi?

___________________________________________

Annyeong yorobun! Nağber?

Ben iyi işte aynı kaos falan ldkdms

Umarım sizde iyisinizdirr yorobunie

Bu kitabı bitireceğim ama bu olayı yazmasam olmazdı ehehehhe

Baktım Jimin bir olaysız dedim olmaaz jimininde olayı olsun!

Birde diğerleri geldi mi işler iyice kızışsın ohh miss

Siz diğer bölğmde namjini okurken bayılmazsanız bende Areum değilim lan! ŞDLDJSKLS

İyi geceleriniz olsun yorobunn!

Namjinlendiniz, knock. Byeee <3