Bir olay yaşansa, gerçekler öğrenilse ve işler karışsa ne olur?
Bir okulun iki zorba çetesi: Patronlar ve Şefler.
Patronlar'ın başı Namjoon ve yandaşları Jungkook, Yoongi.,
Şefler'in başı Seokjin ve yandaşları Jimin, Hoseok ve Taehyung.
Okulda olan...
Bu bölüm ayı gibi bu şarkı vibe'ı verdi alın kulaklığı bu şarkıyı üstten açın bölümü okurken feci yakışıyor 🔥
Bunu yazmak için gelmiştim hadi haşin hrr konuşması burada bitti PKGKINSDPGHPA.
Namjoon
Lavabodan çıktığımda birden kapıya yaslanıp boynumda bir el hissetmiyordum. Gözlerimi sırıtarak açtığımda ise karşımda dolu gözlerle Seokjin asla beklemiyordum.
Seokjin'in gözlerinde yaşlar akarken kaşlarımı çatıp sakin bir ses tonuyla "Elini boğazımdan çek, adam akıllı konuşalım." dedim fakat bir tokat ile neye uğradığımı şaşırdım. Şu an kapı ve onun arasında olmasaydım onu feci dövmüştüm.
Seokjin sinirle boğazıma daha baskı yaparken "Bana yaptığın şeyleri biliyor musun? BANA NELERİ ZORLADIĞINI BİLİYOR MUSUN?!" dediğinde nefes alamaya çalışarak "Ne yaptım? Bana aşık mı oldun? Yalnız ben aşık olmu-" derken gene tokat yedim. Ne oluyor lan?
Seokjin çatallaşmış sesiyle "JEONGGUK TAEHYUNG'ABAĞLANDI FARKINDAMISIN?" dedi bağırarak. Kaşlarımı çattım ve "Gerçek isimleri kullanmayalım ve bağırma." diye uyarıda bulundum. Eğer okuldan birisi buradaysa ve gerçek isimleri kullanırsa bu yayılırdı ve elimizden kaza çıkardı. Ayrıca cıyak cıyak bağırmaya devam ederse aynı şekilde aklımda daha yüksek sesle inletecektim.
Seokjin sert sesle "Ya başlarına bir şey gelirse?" dediğinde göz devirdim. "Gelseydi bizim başımıza gelirdi." Seokjin'den bir tokat daha yiyecekken hızla elini tuttum ve lavabonun kapı kolunu indirip ikimizi içeri attım. O olayın şokunda iken hızla kapıyı kapattım ve onu kapı ile arama aldım. Hızla iki elini bileğinden tuttum ve başının üzerinde sabitledim. Boşta kalan elimi yanına destekleyip üzerine eğildim.
Seokjin gözlerini kocaman açıp bana bakarken sinirle kaşlarımı çattım ve "Bak Kim Seokjin," dedim kalın bir sesle. Siktir, sesim neden bu kadar ürkütücüydü?
Seokjin korkak gözlerle bana bakarken konuşmaya başladım.
"Onalar bir şey olmayacak, eğer buna izin vereceğimi düşünüyorsan düşmanını hiç tanımamışsın. Zaten biz mi dedik Jeongguk'a, git Taehyung'u ruh eşin seç, diye? Eğer öyle düşünüyorsan senin beynini sikeyim. Bak, biz de böyle bir şey olsun asla istemezdik ama ellerinde olan bir şey değil. Zaten evden nasıl çıktık bilmiyorum. Jeongguk bir anda başını tuttu ve telaşla 'Vye bir şey oldu galiba, gitmeliyiz.' dedi ve o vampir güçlerini kullanarak hızla koşamaya başladı. Arkasından motora atlayıp geldik ama o dokuz köy onu kovalıyor gibi koşarak buraya geldi. Nasıl bir şeyse birbirlerine bir şey olduğunda hissediyorlar. Bu nasıl oluyor bilmiyorum aralarında o günden beri bir bağ var. Kahretsin ki ne oldu bilmiyorum. Kahretsin ki neden oldu bilmiyorum ve kahretsin ki nasıl oldu bilmiyorum. O günden beri Jeongguk'un ağzından laf alana aşk olsun! Ağzını açmıyor ve full içiyor. Dövecektim cidden, Jeongguk'u çok iyi mi sanıyorsun? Biz güllük gülistanlık yaşıyorduk zaten anasını satayım!"
Sinirle söylediğim her sözü korkak bakan gözlerle dinlemişti. Sözlerim bitiğinde sertçe yutkunmuştu ve halen titreyen gözlerle bana bakıyordu. O kadar korkunç muydum...
Ellerini bıraktım ve diğer elimi de yanına koyup "Bakma öyle, çok mu korkutucuyum?" dedim. Hızla başını aşağı yukarı salladı. Sakinleştirmek için tam üzerine eğilecektim ki korkarak "Yaklaşma bana!" dedi.
Tanrı'm... Bu hiç konuşmuyordu ve konuştuğunda ise boktan şeyler söylüyordu. Susturacaktım o olacaktı!
Kulağına yaklaştım ve üfler gibi "Biraz sakin ol?" dedim. Beni göğsümden ittirdi ve "Düşmanımsın farkında mısın?" dedi ve tam yüzüme yumruk atacakken bileğini tuttum ve "Sence Jeongguk ve Taehyung bu durumda iken düşman mıyız?" dedim. Sesim neden hırıltılı çıkıyordu?
Seokjin diğer yumruğunu atarken diğer elinin bileğini tuttum. Sinirle "Sen beni ırz düşmanımsın!" dediğinde göz devirdim ve bileklerinde tutup kendime çektim. Göğsüme çarptığında şaşkınca bana baktı. Gözlerimi kıstım ve "Bana aşık olunca bakalım ırz düşmanımsın diyebilecek misin?" dedim erkeksi çıkan sesimle.
Seokjin derin derin nefes alırken sırıtarak "Seni etkiledim mi?" dedim ve tam bakışlarımı altına çevirecekken o alaylı kahkahasını atıp "Sen beni etkilemek mi?" demişti ve kendimi göz açıp kapayana kadar kendimi lavabonun üstünde bulmuştum. Sırtım ve belim lavaboda, ayaklarım sanki oturur gibi sarkıyordu.
Seokjin ilk uyluklarımın üzerine oturduğu an gözlerim kocaman açıldı. O ise sırıtarak bakıyordu. Ellerimi göğsümün üzerinde birleştirmişti ve parmaklarının uçları göğsümü gıdıklamaya çalışıyordu ama gıdıklama harici bir olay görüyordu.
Kısık çıkan sesimle "Ku-kucağımdan in..." diye kekelemiştim ama o kaslarıma sürünerek yanaşıyordu.
Hayır... Hayır...
Kalkamıyordum ve sürtünerek kaslarıma yaklaşıyordu. Hareket edemiyordum çünkü ellerimi göğsüme birleştirmişti.
Hayır... Ben kendimi kontrol altında tutmaya çalışacağım...
