"Sen kimsin?"✓

491 36 20
                                    

Başladığınız tarihi buraya bıraka bilirsinizzz. Umarım fici seversiniz.

Boş boş sokakları gezdiğim günlerden birisi daha. Gök yüzü siyah bulutlarla kaplıydı gerçi hep öyle olurdu. Gök yüzünü açık görmedim hiç. Ama hiç sevmediğim tarih derlerinde bir zamanlar masmavi olduğu söylenilirdi. Hatta fotorafları bile vardı. Şu an dünyanın göre bileceğiniz en kötü halde olduğunu düşünün. Gerçir bazıları için öyle değil. Yeni model telefonlar, uçan arabalar, robotlar ve daha fazlaları. İnsanlar için bunlar çok iyi bir şey. Ama benim için aksine.

Kirli bir havayı soluyorum, çoğu şey tükenmek üzere ve kimsenin umrunda değil bunlar. Aslında bazen geçmişte yaşarsam nasıl olurdu diğe düşünürüm. Aslında hiç de fena olmazdı bence. Çok öncesi istemiyorum mesela 2000li yıllar ola bilir. Yeşillikleri kendi gözlerimle görmek isterdim.

Omzumdan kayıp düşen çantamla gerçekliğe geri döndüm, 3214-cü yıla. Ayaklarımı siyah asvaltda sürte-sürte eve doğru yürümeye devam ediyordum. Bu gün işim yoktu üniversiteden çıktığım gibi eve gidiyordum. Modern dans bölümü okuyorum. Dans etmek hayatımın bir parçası. Eğer buna hayat demek olursa.

Eve geldiğimde cebimden anahtarı çıkarp kapıyı açtım ve içeri girdim. Burada yanlız yaşıyordum. Kimsem yoktu bir yetimhanede büyümüştüm.Bu ev de ebeveynlerimden kalmıştı. Kendilerinin nerde olduğunu bilmiyorum zaten merak ta etmiyorum.  18 yaşım olduğu zaman çıkıp kendi başımın çaresine bakmaya başlamıştım. Şu an 21 yaşındayım.

Çantamı kenara atıp siyah saçlarımı karıştırarak mutfağa girmiştim. Buz dolabını açıp yemek için bir şeyler aradım. Dün akşam yaptığım birkaç şey vardı. Uzatmadan onları çıkarıp yedim. Daha sonra direkt telefonumu alıp yatağıma girmiştim. Ohh yatağım, güzel yatağım. Günün en sevdiğim kısımı resmen soğuk yatağıma girmek.

Telefonla uğraşırım diye düşünmüştüm ama kararımı değiştirip kenara attım ve gözümü kapadım. Yerimde biraz kıpırdanıp en rahat pozisyonumu almıştım. Ama yinede birşeyler tersti. Başım dönüyor sanki, rahatsız edici. İçin kıpır kıpır oluyor. Neyse ne ya uyurum biter diye düşünüp kendimi uykunun kollarına bıraktım.

"Jimiin" Sabah sabah kim ya beni çağıran. Gözlerimi aralamaya çalıştım ama gözüme güneş ışığının düşmesiyle yorganı kafama kadar çekmiştim

"Jimin hadisene uyan artık geç kalıcaz" ikinci kez duyduğum sese şaşırmıştım. Benim evimde benden başka kimse yoktu peki bu ses nerden geliyordu. Bunu farketmemle yerimde dik atıldım derhal etrafa baktım. Aman Tanrım burası da neresi?

Hiç bilmediğim bir yerdeyim nasıl geldim buraya ben? Her yerimde ağrıyor resmen. Ah tabi ya yerdeyim ben. Tüm gece burda mı uyudum? Kalkıp odayı incelemeye başladım. Çok büyük değildi fazlasıyla eski eşlayar vardı. Müzemi ne burası? Aynanın karşına geçtiğimde ağzımdan kısık bir çığlık kaçmıştı. Nasıl, nasıl ola bilir?

Benim bu halim ne? Kalçamın altında olan uzun saçlarım ve üzerimde olan hanbok da nereden? Tanrım deliricem neler oluyor burda?

Birkaç dakika sonra odanın kapısı açıldı ve içeri birisi girdi."Jimin-ahh sabahtandır sana seslenmiyormuyum?" Onunda saçları uzundu ve benimki gibi hanbok giyordu. Nasıl bir bokun içine düştüm ben

"Sen kimsin ve burası neresi?!"

!Evet sonunda söylediğim gibi hikayeyi baştan değişiyorum. Shifting diye bişey yok artık. Bölüm isminde (✓) olanlar düzenlenmiş bölüm. Baştan okusanız daha iyi olur bence devamında kafanız karışmasın. Hadi bana müsadee iyi geceler size muah💋💋

Cruel king || yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin