Elimdeki kanlı eldivenleri çıkarıp yanan ateşin içine atmıştım. Adamın bedeni kül olurken ben zevkle onu izliyordum, ateş arzularımı harlıyordu.
O pisliğin kanına bulanmış ceketimi de atmıştım ateşe, soğuktu ama umrumda olduğu da söylenemezdi. Pantolonumun cebinden çalan telefonumu çıkardım.
"Söyle Vegas."
"Buraya gel, senin için bir işim daha var."dedi Vegas. Gittikçe yaşlanıyordu. Telefonu kulağımdan alıp saate baktım.
"Temizlendikten sonra gelirim."dedim ve Vegas'ın birşey demesini beklemeden telefonu kapattım.
Aceleci olmayan adımlarla beni bekleyen güzelliğe atladım ve onu gecenin sessizliğinde bağırtarak karanlık yolda hızla sürmeye başladım.
Hız bana zevk veriyordu.
Boş yolda zigzaklar çizerek -ki tamamen zevktendi- evime vardım. Evin kesinlikle hışırı çıkmıştı ve bu da yakalanma ihtimalimi azaltırdı. Motorumu park ettim.
Elimi duvar gibi gözüken ama aslında sensör olan makineye bastırdım. Kapı yavaşça içeri doğru açılınca girdim ve arkamdan kapadım.
Garajımı bulsalar bile -ki bu çok zor- evime girmek için sensörü bulmaları gerekirdi.
Bugün kullandığım tüm kıyafetleri küçük depomda yaktım ve güzel bir duş aldım. İyice temizlendikten sonra siyah boğazlı kazak ve siyah pantolon giymiştim. Asla yanımdan ayırmadığım deri eldivenimi taktım.
Yine siyah olan deri ceketimi giydim ve inşaatın altındaki araba koleksiyonuma baktım. Gözlerim ışıl ışıldı. Sanırım tek tutkum kan ve arabalardı.
"Hanginizi seçsem acaba?"dedim ve dudaklarımı büzdüm. Sekiz tane lüks arabam vardı, anahtarlarının asılı olduğu askılığa baktım.
Gözlerimi kapatıp anahtarların üstünde gezdirdim deri eldivenimin örttüğü parmağımı. Durup anahtarı elime aldım ve açılma tuşuna bastım. "Bugünün kazananı siyah Range Rover'ım oluyor!"
Arabama ilerlerken siyah traktör tekerleğini aratmayan botlarım ses çıkarıyordu. Arabama oturdum, anahtarı taktım, çalıştırdım ve garajın kapısını açıp dik yokuştan yola çıktım.
♧
Yaşlı Vegas'ın oldukça sade malikanesine girmiştim. Vegas'ın yardımcısı beni salona yönledirmişti, bu ihtiyar yine kitap okuyordu.
"Bıkmadın be ihtiyar."
Koltuğa oturdum, ev benimkinin aksine kahverengiydi. Açık renkleri sevmezdim. Benim geldiğimi zaten önceden fark ettiğini biliyordum, ekstra bir çaba sarf etmemiştim zaten.
"Okumak seni dahada bilgilendirir evlat, ne kadar bilgi o kadar tecrübe."
"Bu sefer kimi gebertiyorum?"
Masanın üzerindeki dosyayı bana doğru itti. Ardından kitabı kapattı. "Bu seferki işte tek değilsin, karşında insanları denek olarak kullanan bir mühendis var."
İlk söylediği cümle diğerlerini duymama engel olmuştu. "Ne demek tek değilim? Ben hep tek çalışırım Vegas."
"Bu adam en zevk aldığın davalardan. Çok dikkatli ve sabırlı olman gerek." Beni dinlemiyordu. Lanet adam, daha fazla sinirlenmeme sebep oluyordu.
"Kabul etmiyorum, tek çalışacağım." Verdiğim emiri dinlemiyordu. Pislik herif, Zero asla istemediği birşeyi yapmazdı. Yıllardır bunu öğrenmiş olmalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vegas'ın Gölgesi {Taekook}
FanfictionÜlkenin, hatta dünyanın her yerinde aranan Zero birgün V adında bir seri katille işbirliği yapar. Bu kitabın tüm hakları @hayatsizme hesabına aittir.