Yüzlerimiz birbirine yakındı ve aramızda tuhaf bir huzur vardı. "Ağlıyor muydun?"diye fısıldadığımda kafasını hayır anlamında salladı.
"Eğer gelmezsen ağlardım muhtemelen, gözlerim dolmuştu." Gülümseyip yanağını okşadım, ona rahatça dokunmak çok güzel hissettiriyordu.
"Aman Tanrım, Yoongi şunlara bak!" Jimin'in tiz çığlığı kulağıma dolunca kapıya baktık ve bir adım uzaklaştık birbirimizden.
"İddiayı ben kazandım!" Yerinde zıplamaya başlayınca Yoongi'ye baktım. "Şunu yapmasanız ne olurdu sanki? Bir akşam yemeği eksikti zaten."diye homurdandığında kaşlarımı çattım.
"Ne yemeği?"diye sorduğumda derin bir nefes aldı.
"İddiaya girmiştik, yakınlaşıp yakınlaşmayacağınız konusunda. Jimin kazandığı için onunla bir akşam yemeği yemek zorundayım." Her ne kadar isteksiz görünmeye çalışsa da gözleri öyle demiyordu.
"Budapeşte'de böylesine tatlı bir adamla yemeğe çıkacağım, çok mutluyum!"
Jimin'in tepkisine ikimizde gülerken Taehyung konuştu. "Üzgünüz, dostum."
"Ben değilim."dediğimde Taehyung kolumu dürttü. "Ne? Gerçekleri konuşuyorum."
Yoongi bıkkınlıkla saçma sapan dans hareketleri yapan Jimin'e döndüğünde yüzünde hafif bir tebessüm oluşmuştu.
♧
Üç saatlik uykumdan uyanmış terasta sigaramı içiyordum. "Günaydın." Uykulu sesi beni gülümsetmişti.
"Günaydın."dedim ve sigaramı söndürdüm. Yaklaştı ve boynuma bir öpücük kondurup geri çekildi.
"Bugün Budapeşte'de gezelim diyorum, ne dersin?" Teklifi hoşuma gitmişti. Onunla sıradan birgün geçirecek olmanın merakı vardı üzerimde.
"Çok güzel olur derim."dediğimde gülümsedi ve içeri girdik.
"Gören de seni zorla götürüyorum sanar!" Jimin'in gürültüsü odayı dolduruyordu. Yoongi'ye baktığımda yüzünde keyif alan bir ifade vardı ama o eğlenirken Jimin'i üzdüğünün farkında değildi.
"Zorunda hissediyorsan gelme, seni hiçbirşey için zorlayacak değilim." Yeni sevgili olmuş ergenler gibi davrandıkları doğruydu fakat bu Yoongi'nin onu üzdüğü gerçeğini değiştirmezdi.
Jimin son sözünü söyledikten sonra çıkmıştı odadan, Yoongi arkasından bakıyordu. Taehyung, Jimin'in peşinden gidince Yoongi'ye baktım.
Onu üzmek istemediği çok belliydi.
Yoongi hayatı boyunca bir tohum tanesi kadar sevgi görmüş birisiydi o da benim tarafımdan, ailesi onu sürekli görmezden geldiği için sevgisiz büyümüştü, insanlar ve duyguları konusunda çok amatördü.
"Ondan özür dilemeli ve istekli olduğunu söylemelisin." Omzumu kapının pervazına yaslamış ve kollarımı birbirine bağlamıştım.
"Onu üzdüm değil mi?"diye sorduğunda kafamı salladım, gerçekçi olmak gerekiyordu.
Oflayarak kafasını geriye attı ve saçlarını karıştırdı. "Bu kadar duygusuz görünme Yoongi, çocuğa bakarken mimik oynamıyor yüzünde. Ona seni zorladığını düşündürtüyorsun."
Tabi Jimin'in neden bu kadar kırılgan olduğunu merak ediyordum, normal bir erkeğe göre bazı şeyleri fazla duygusal karşılıyordu. Muhtemelen geçmişi ile ilgiliydi.
"Biraz sakinleşsin, sonra konuşursunuz."dedim ve mutfağa ilerleyip masadan elma aldım. Hiçbir zaman çok yiyen biri olmamıştım, midem almıyordu. Çocukluğum acısını midemden ve uykumdan çıkartıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vegas'ın Gölgesi {Taekook}
FanfictionÜlkenin, hatta dünyanın her yerinde aranan Zero birgün V adında bir seri katille işbirliği yapar. Bu kitabın tüm hakları @hayatsizme hesabına aittir.