Cinayetimden sonra güzelce temizlenmiştim ve şimdi koltuğumda oturmuş sigaramı içiyordum. Yanda duran viski bardağını dudaklarıma götürdüm.
Uyumak zor oluyordu benim için, uyuyunca görmemem gereken şeyler görüyordum.
Biten sigaramı küllüğe bastırdım ve viski bardağını kafama dikledim. Oturduğum koltuktan kalkıp belki bir ihtimal uyurum diye yatağa yattım.
Telefonuma düşen bildirimle yatakta dönmeye son verdim ve telefonu elime aldım. Kapıdaki kameradan bildirim gelmişti yine.
"Ben bu senaryoyu bir yerden hatırlıyorum amına koyayım." Hızlıca bilgisayar odasına girdim.
Yine o gelmişti.
Siyah eldivenlerimi takıp kapıyı açtım. Bu sefer üstümde siyah tişört ve eşofman vardı. "Sana buraya gelmemeni söylemiştim."
"Rollerimize çalışmamız gerekiyor."
Oflayarak kapının önünden çekildim. Gözleri eldivenlerime kaydı. İçeri girdi, ağır adımlarla evi inceledi. "Ne o, hoşuna mı gitti?"diye sorduğumda ifadesiz suratıyla bana döndü.
Mimiklerini kim yedi bu adamın?!
"Ne demezsin."dedi bana, sonra dosyayı uzattı. "Gerçek isimlerimizle gireceğiz içeri, eğer bizi araştırmaya kalkarsa sahte bilgilerimize ulaşacak."
"Sahte bilgileri ezberle diyorsun yani?"
"Aynen öyle."
"O iş kolay."dedim ve elimdeki dosyayı alıp koltuğa oturdum.
"Evli bir çifti oynamamız gerek ama senin hastalığın bizi biraz zorlayacak." Gözlerimi ona çevirdim, hâlâ ayaktaydı.
"Eldivenle dokunabilirim."dedim ve tekrar dosyaya çevirdim gözlerimi.
"Ama ben sana dokunamayacağım."
"Çok mu meraklısın?"diye sordum alayla. Derin bir nefes çekti içine.
"Tedavisi var mı hastalığın?"
"Bende zeki olduğunu sanardım. Bir de doktora mı ellettireceĝim kendimi, komiksin."
"Evli olduğumuzu o adamın gözüne sokmamız gerek, zeki biri."
"He illa sana dokunacağım diyorsun yani?"
"Şu alaycı tavrından vazgeç!" Sert çıkışıyla gözlerimi üzerine diktim, kafam yana yattı. Yavaşça dosyayı bırakıp ayağa kalktım ve üzerine yürümeye başladım.
Ayaklarımızın ucu birbirine değerken konuştum. "Bana sesini yükseltme cesaretini nereden buluyorsun?" Tamam kabul, şuan kesinlikle korkutucu görünüyordum.
"Dayanılmazsın. Ben bile kendimi kontrol edemiyorum karşında."dediğinde işaret parmağımı yüzünde gezdirdim, ardından yavaşça boynuna indirdim.
"Demek Bay Duygusuz'un kimyasını değiştiriyorum."dediğimde ifadesiz suratıyla yüzüme bakıyordu. İlk defa birbirimize bu kadar yakındık.
Sarıya çalan gözleri vardı, kahverengi uzun saçları ve ferah kokusu.
"Öyle birşey dediğimi hatırlamıyorum."
İşaret parmağımı boynuna sertçe sürttüm. Aynı bıçakla kesmiş gibi. "Aklını başına topla V, karşında en az senin kadar tehlikeli bir katil var."
Geri çekildim ve mutfağa gidip kendime viski doldurdum. Tezgaha tutundum, sağ elim titriyordu, hızla içtim viskiyi.
"Ben kendim çalışırım, siktir git hadi."dediğimde kafasını dosyadan kaldırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vegas'ın Gölgesi {Taekook}
FanfictionÜlkenin, hatta dünyanın her yerinde aranan Zero birgün V adında bir seri katille işbirliği yapar. Bu kitabın tüm hakları @hayatsizme hesabına aittir.