-Kazuha'nın anlatımıyla-
"Kazuha.." dedi Miko keskin bir ses tonuyla. Ağzından çıkan her bir kelime zihnimin içinde yankı yapıyordu. Düşünemiyordum bile. Sadece yutkundum ve gözlerimi kapadım. "Emin misin? Yapacağın şey her şeyi düzeltecek mi?"
Düzeltecek miydi? Daha doğrusu yapabilecek miydim? Scara buna izin verecek miydi? Elbette vermeyecekti. Elimi saçlarıma götürdüm ve parmaklarımla perçemlerimi taradım. Terlemiştim. Saatlerdir konuşabilmek için izin aldığımız misafir odasında beyaz bir masanın yanına oturmuş çıkmaz hakkında konuşuyorduk. Miko her şeyi öğrendiğinde şaşırır diye beklemiştim. Kadın tepki bile vermedi. Sanki bunu zaten benden bekliyormuş gibi..
"Oğlun için yapıyorsun bunu." dedim terli saçlarımdan elimi çekerken. Ve başımı kaldırdım. "Değil mi?"
"Evet. Kazuha sen de benim oğlumsun hadi ama."
"Yaptığım doğru değildi ama."
"Herkes hata yapar." Miko saçlarını kulağının arkasına attı ve gösterişli bir tokayla kabaca tutturdu. "Önemli olan hatandan ders çıkarmış olman. Ve onu düzeltmek için çabalaman."
"Çabalıyorum ama.." yutkundum. "Eğer bu sefer de çuvallarsam Scara'ya söylemek zorunda kalırım. Ondan korkuyorum."
Miko bir süre durdu ve bakışlarını kaldırdı. Bir şey söylemek istediği barizdi ama bunu beni kırmadan yapmaya çalışıyordu. İç çekti.
"Kazuha." dedi tane tane. İsmimi telaffuz edişinde bile anlamlar yüklüydü ama sesimi çıkaramadım. Devam etti. "Eğer daha önce söylemiş olsaydın Scara senin için bizi karşısına alabilirdi. Ama bu saatten sonra senin böyle bir şey yaptığını öğrenirse kırılır. Kavga çıkartacak gücü yok ama zaten son sıralar Ei'ye hak vermeye başlamıştı. Senin onu sevmemeye başladığını düşünüyor. Hayır sevmiyorsun demiyorum ama ondan çok kısa sürede soğumuşsun gibi hissettiriyorsun. Dokunsan kırılacak durumda zaten. Bu sefer de her şeyi batırırsan toparlayamazsın."
Bu sefer yutkunamadım bile. Boğazımda bir yumru oluşmuştu ve geçiremiyordum. Odanın sonundaki gardiyan gelebileceğimizi söylediğinde resmen olduğum yere çivilenmiştim. İlk önce Miko kalktı ve kahvesinin dibini dikleyip boş bardağı önüme ittirdi. Ardından arkamdan dolaştı ve eliyle omzumu sıvazladı. Hissizleşmiştim. Birazdan babamla görüşmeye gidecektim ve hiç olmadığım kadar güçsüz hissediyordum. Ağzımı açarsam ağlayacak gibiydim. Miko da bunu hissettiğinden gardiyandan beş dakika isteyip odadan ayrıldı.
Geleceğim adeta beş dakikaya bağlı kalmıştı. Ve ben daha yerimden kalkacak cesareti kendimde bulamıyordum. Söz vermiştim. Her şey Scara içindi. Ona sevdiğimi hissettiremiyorsam bile bunu yapmaya mecburdum. Ayağa kalktım ve muhtemelen hayatımın en zor adımı attım.
-Yazarın anlatımıyla-
Mor saçlı genç topuklarına basarak sürüdüğü spor ayakkabısıyla birlikte çoktan erimiş olan kar suyunun içinden yürüyordu Saçları uzamaya başlamıştı ve ensesini kaşındırıyordu. Ayrıca henüz kış olmasına rağmen havada eritici bir güneş vardı. Terlediğini hissetse de soyunamıyordu. Sırf annesinin yanlış hava durumu yorumlamaları yüzünden en kalın kazağını giyip çıkmıştı evden. Derin bir iç geçirdi ve alnındaki ter damlalarını sildi.
Güneş batmaya yaklaşıyor gibiydi ve bu saatte neden iskelede yürüyüş yaptığı hakkında pek bir fikri yoktu. Muhtemelen o da ne yaptığını bilmiyordu. Ağzındaki neredeyse tükenmiş olan lolipop sapını yanından geçtiği bir çöp kutusunun içerisine tükürdü. Ardından yürüyüş yolundan köprüye saptı ve korkuluklara tutunarak yürümeye başladı. Güneş doğrudan gözlerine geldiğinden gözlerini kısması gerekmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Dizi Tesadüfler-2 [ScaraKazu]
Fanfiction"Lanet olsun Kazuha, sen eskisi gibi değilsin ve eskisi gibi hissettirmiyorsun." Serimin ikinci sezonu diyebilirim. İlk kitap gerçekten patladı ve baya bir ilgi gördü bende her ne kadar ilk kitap baya dolu geçmiş olsa da ikinci bir sezon yazmak i...