Laçin
Telefonumun çalmasıyla güzelim uykumdan uyanmış olmuştum. Gözüm hala kapalıyken elimi sağ tarafa küçük masama doğru uzattım. Elimi masanın üzerinde gezdirirken telefona ulaşmıştım. Telefonu yüzünün hizasına getirip bir gözümü açtım ve arayana baktım. Arayan Asel'di. Telefonu kulağıma yaklaştırdım ve uykulu sesimle konuşmaya başladım."Umarım güzelim uykumu bölmek için geçerli sebebin vardır Asel?"
"Uyanmadan mı kız daha?"diyen Asel'i şuan Aşkın Erizgi yöntemleriyle öldürmek istemem normal mi?"Kızım daha kargalar bokunu yemeden niye arıyorsun beni?"
"Kanka saat 11"
Asel Karan'a beyin nakli lütfen. Boş konuşan içsesimi susturduktan sonra Asel'i yanıtladım.
"Asel,canım, yavrum hani siz Kanada'dasınız ya. Hani saat farkı varya!" dedim sonlara doğru yükselen ses tonumla.
"Haaa... Senin sinirin ondan. Orda saat kaç?"Saat kaçmaz.
" Gece yarısı 3. Neyse Uykum açıldı daha uyuyamam. Asil nasıl?"
"Bak bak... Nasılda sattın beni? İki günde unuttun demek?"
"Boş boş konuşma Asil nasıl dedim. Soruma cevap ver."
"İyi iyi o da seni soruyor."
"İyiyim bende. Okul,ev, kütüphane üçlüsü arasında gidip geliyorum."
"Şey bende şey demek için aradım."
" Ne demek için"dedim kaşların hafif bir şekilde çatılırken.
"Biz tatilde oraya gelebiliriz."
"Ne? Ciddi misin?" dedim şaşkın ve heyecanlı bir sesle.
"Evet ciddiyim. Ama şey..."dedi Asel şey kısmını uzatarak.
"Ne Asel, şey ne?"
"Şey... Galiba temelli." dedi heyecanlı ve mutlu bir ses tonuyla.
"Allah be! Sonunda. Şükürler olsun."dedim üstümdeki yorganı tekmeleyerek.
"Evet şükürler olsun. Sonunda kavuş-" diyen Asel'in cümlesi arkadan ona seslenen annesiyle bölünmüştü.
"Asel koş kızım Yağmur ve Yağız ağlıyor. Durmuyorlar. Yağmur'u alda yardım et. Belim koptu sabahtan beri."
"Neyse Asel'im sonra konuşuruz hadi sen Yağmur presesime bak. Yağız'ı, Yağmur'u ve Asil'i öp yerime."
" Tamam hadi baayy." diyen Asel ile konuşmamız sonlanmıştı.Asel ile Asil'i 10 yaşındayken bir aile evler edinmiş ve onları Kanada'ya götürmüştü. 5 yıl önce Asel'in annesi Binna teyze Yağmur ve Yağız'a hamile kalmıştı. Binna teyze Kore'liydi. Ve Yağmur ile Yağız annelerine benziyorlardı. Binna teyze ve Demirkan amcanın tanışmaları çok komikmiş.Ama size şimdi bunu anlatmıycam azıcık merak edin.
Ayağa kalktım ve yatağımın başında duran ledleri yaktım. Etrafa sarı ışık yayıldığında gülümsedim. Masanın üstünde duran iki kokulu mumuda yaktım. Aklıma gelen şeyle hemen gittim ve biraz daha kokulu mum alarak onlarıda yaktım. Mumları yatağının etrafına sırayla dizdim. En son okuduğum kitabı alarak okumaya devam ettim.
1 saat sonra
Canım sıkılmıştı. Dikkatim sürekli farklı yerlere kayıyor bu da kitaba odaklanmamı zorlaştırıyordu. Kalktım ve yerdeki mumların hepsini söndürdüm. Mumları yerden alıp eski yerlerine geri koydum. Baş ucumda duran masanın üzerinde duran ve hâlâ yanan mumları aldım ve çalışma masamın üstüne kattım.Bilgisayarımdan Alacakaranlık serisinin en son kaldığım kısmını açtım ve izlemeye başladım.
4saat sonra
Birbirine kenetlenmiş kipriklerimi ayırırken boynunda bir ağrı vardı. Yavaş yavaş kendime gelirken, hafızam geri geliyordu. Dün akşam masamda Alacakaranlık izlerken uyuya kalmıştım. Bu yüzden boynum tutulmuş olmalıydı. Aşağıdan sesler geliyordu. Aşağı inecektim ki aklıma kıyafetlerim geldi. Hızlıca üstüme dün yaptığım kombini giydim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Laçin /Gerçek Ailem ( Gerçek Serisi 1. Kitap.)
HumorMonoton bir bir hikayemi istiyorsunuz? O zaman bu kitaptan hemen çıkın! Çünkü burası hayatı hem yalan hemde macera ile yaşayan Laçin'in evreni. Hayattan ümidini kestiği an kitapları ve müziği bulan, Acılarını içine gömen, Yaralarını sarmayı kendi öğ...