*Bu bölüm Emir Can İğrek/ Müzik Kutusu dinleyerek yazılmıştır.*
Laçin
Sırtımdaki ağrıyla uyandım. Bu ne ağrıdır yiğidim. Sanki belini kırmışlar. Yavaşça birbirine yapışmış kirpiklerini açtım. Gözlerim etrafımı taradığında kaşlarımı çattım. Dün gece kapının önünde mi uyuya kalmıştım?Arkadaki kapının tıklatılmasıyla hızla ayağa kalktım. Boy aynasında yüzüme baktığımda gözlerimin kızardığını fark ettim.
"Laçin. Uyandın mı?" Efes'in sesini duymamla kapıya tekrar yaklaştım. Kapıya doğru konuştum.
"Şey... Uyandım ama müsait değilim."
"Peki. Kahvaltı için çağıracaktım. 20 dakika sonra kahvaltı yapıcaz. Hazır olursan iyi olur"
"Tamam. Teşekkürler."
"Rica ederim."
Efes'in adım seslerini duyduktan sonra banyoya girdim. Aynadan kendime baktım ve cık cıkladım.
"Cık cık cık. Sen bu hallere düşecek kızmıydın be."diyerek musluğu açtım. Yüzüme birkaç defa soğuk su çarparak kendime gelmeye çalıştım. Yüzümü kaldırıp aynaya baktığımda mavi gözlerim kırmızın damarların belirginleşmesiyle iyice ortaya çıkmıştı. Saçlarımı tarayarak çantalarımın yanına gittim. Getirdiğim eşofman ve sweatshirt giydim.İrmik ve Şeker'i çantalarından çıkartarak saldım. Telefonumu ve kulaklığımı alarak aşağı indim. İlk kata geldiğimde önümden geçen Nida hanımı gördüm.
"Pardon bakarmısınız? Yemek odası nerde?" Konuşmamla bana dönen Nida hanım bana samimiyetsizce gülümsedi.
"Buyrun Laçin Hanım. Sağdan ilk kapı."diyerek önüne döndü. Onun dediği yere gittiğimde içeriden gelen sesler ile durdum.
"O kızı burda istemiyorum. Bunu anlamak bu kadar zor olmamalı."
"Alar,kardeşin hakkında doğru konuş. O senin kız kardeşin. İstesende istemesende o burada kalacak."diyen bio baba ile kapının kulpunu indirerek içeriye girdim.
"Günaydın." diyerek boş bir yere oturdum. Yanımda Alaz ve Efes vardı. Önüme dönerek tabağın bir kaç salatalık,yumurta ve peynir aldım. Yavaşça önümdekileri yerken. Alar'ın sesi geldi.
"Ne o diyette falan mısın? Erkeklere güzel mi görünmeye çalışıyorsun?"demesiyle tek kaşımı kaldırarak ona baktım.
"Sence güzel görünmek için çabalamama gerek var mı?" dediğim de susmuştu. Önüme dönerek mırıldandım;
"Bende öyle düşünmüştüm."diyerek yemeğine devam ettim.Önümde ki tabağın bitmesiyle kızarmış ekmek aldım ve üzerine kaymak ve bal sürerek yedim.
"Sen neden hep siyah giyiyorsun? Cenazen mi var hergün?" diyen Alar ile kitlendim kaldım. Diyemedim.Çocukluğumun cenazesi var.Lena'mın cenazesi var . Nur tanemin cenazesi var. Yaslarım var.
Diyemedim.
Sessiz kalarak yemeğine devam ettim.
"Hey! Kime diyorum" diyen Alar ile başımı tekrar ona çevirdim.
Kontrol benim?
Senin.Kafamı sağa ve sola çevirdim yavaşça. Sanki birini arıyormuş gibi. Sonra ona doğru döndüm tekrar. Kaşlarımı çattım ve konuştum.
"Kime diyorsun?"diyerek tek gözümü kırptım.
"Dalga mı geçiyorsun benle! Sana diyorum ya! Yürüyen cenaze!"demesiyle gerçekten sinirlenmiştim. Ama onun aksine sakin tutmaya çalıştığım ses tonuyla konuştum.
"Sensin yürüyen cenaze. Siyah rengini sevmek suç değil. Hem ne dalga geçmesi? Ben sadece değer verdiğim insanlarla dalga geçerim." Konuşmam bitmeden onu baştan aşağı süzdüm.
"Eee. Sende onlardan biri olmadığına göre?"dedim ve ayağa kalktım. Bio anne ve bio babaya bakarak naifçe gülümsedim.
"İzninizle. Ben doydum. Ve kendi evime gitmek istiyorum..."
"Ben annen Mercan o da baban Devran."
"Ben kendi evime gitmek istiyorum Mercan Hanım."dediğimde Mercan Hanımın yüzü düşmüştü.
"Tabi kızım. Ama akşam geri gelmelisin."
"Peki gelirim."diyerek onları geçiştirdim. Akşam gel demişlerdi. Akşam 9 dan önce gel dememişlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Laçin /Gerçek Ailem ( Gerçek Serisi 1. Kitap.)
HumorMonoton bir bir hikayemi istiyorsunuz? O zaman bu kitaptan hemen çıkın! Çünkü burası hayatı hem yalan hemde macera ile yaşayan Laçin'in evreni. Hayattan ümidini kestiği an kitapları ve müziği bulan, Acılarını içine gömen, Yaralarını sarmayı kendi öğ...