Multimedya:Ekinin arabası öykü
Kitabımın okuru çogalıyor bu kadar okuyucu beklemiyordum ve bazı yerleri önemsemeden yazıyordum o yüzden eksiklerimi düzeltmeye çalışdım mesela yaşları bazıları kitabımı begenmedigini dile getirdi nereleri begenmiyorsaniz bana soyleyin düzelteyim
İyi okumalar.....;)Ekin gittikten sonra çevreme bakındım. Okulda olmamıza ragmen burası çok güzeldi. Okulun içinde biyeri begencegim aklıma gelmezdi.
Ekin kokan yattıgım yastıkta dogrulup ayagıma baktıgımda hiç iyi durumda degildi sanırım çarparken ayagımı burktugum için şişmişti ve mosmordu. Daha fazla ayagıma bakmadan yastıga kendimi geri bıraktım.
Uyandıgımda Ekin'in sesiyle uyanmıştım sanırım uyuyakalmışım. Ekin yan tarafıma oturmuş üzerime dogru egilip "koca burun" deyince gözlerimi araladım. Ekinin o muhteşem gözlerine bakarak "efendim" dedim. Ekin "iyimisin" deyince ayagım aklıma geldi. Onu devindirmeye çalışınca hissetigim agrı aah diyince. Ekin ayagımı eline alıp "anneni ara gelsin doktora götürsün" dedi. Annem gelirdi ya bunu düşününce bir kahka attım. Ekin suratıma manasız manasız bakarken "komik bir şeymi var" dedi. Olumsuz anlamda başımı sallayıp "ne annem ne babam hiç biri gelmez" dedim. Ekin yine anlamsız şekilde bakarken "neden" dedi. Gülümsemeye çalışarak "boşver" dedim. Moraran ayagımı yere koyup kalkmaya çalışırken acıyla inledim ve geri oturdum. Ekin oturdugu yerden dogrulup yanıma geldi ve "hastaneye gitmemiz lazım koca burun" dedi. Nasıl gidecektik daha yürüyemiyordum bile "yürüyemiyorumki" deyince beni bir hamlede kucagına aldı. Şaşırarak ona bakıyoken "sen benim hayatımı kurtardın sonuçta" dedi. Hala şaşkınken "borcumu ödemiş oldum" dedi. Kucagında beni dışarı çıkardıgında herkezin derste oldugunu görünce "kaçıncı dersteyiz" dedim. Ekin bahçenin arka tarafına dogru yürürken "5" dedi.
Arka bahçeye Ekin'in kucagında geldigimde kocaman bir otopark gördüm. Hocaların arabaları olmalı çünkü ögrencilerin ehliyetleri yok ve servislerle gelmek mecburi.
Arabaların en güzeli siyah lamborginiydi ve biz tam onun önünde duruyorduk. Ekin tek eliyle beni tutarken diger eliyle cebinden anahtarı çıkarıp arabanın kilidini açtı. Beni kucagından yavaşca sürücü koltugunun yan tarafındaki koltuga oturturdu. Ekin'de sürücü koltuguna geçip kapıları bi tuşla kapattı. Şaşırarak "Senin ehliyetinmi var" dedim. Ekin "19 yaşındaki birinin ehliyeti olabilir" dedi. Daha fazla şaşırarak "19 mu" dedim. Olumlu anlamda başını sallayıp "okula geç yazdırmışlar" deyince bu sefer meraklanarak "neden" dedim. Ekin arabayı çalıştırıp gaza köklenirken "boşver" dedi.
Sessiz bir yolculuktan sonra hastanenin önünde bir yere Ekin arabasını park etti. Kendi koltugundan inip benim oturdugum yerin kapısının önüne geldi. Beni tekrar kucagına aldı. Kafamı göüsüne yaslayıp hastane kokusu çekecegime onun kokusunu çekerim mantıgıyla göğüsünde derin nefesler alarak kokusunu içime çekiyordum. Dışardan sapık gibi görünsemde bu kokuda huzur ve güven vardı. Ekin'in kokusu uzaklaşınca engelli arabasında oturdugumu farkettim.
Doktorun odasına geldigimizde engeli arabasını iten Ekin'e dönüp "sıra aldınmı" dedim. Olumlu anlamda başını salladı. Doktorun odasına dogru benim üzerinde oturdugum engelli sandalyesini itti. İçeri girdigimizde doktor Ekin'i görünce gülümseyip "oo başkan hoşgeldin" dedi. Ekinde gülümseyerek "hoşbuldum" dedi. Doktorun gözü bana kayınca "başkan noldu kızin ayagına" dedi. Ekin doktora bakarak "bir yere çarptı oraya çarpınca şaşkınlıktan bide burktu ve üzerine basamıyor" dedi. Doktor hemen egilip ayagıma baktıgında asistanına anlamadıgım bir şeyler söyledi. Tekrar bize dönüp "başkan rötgen çektirin" dedi. Ekin olumlu anlamda başını sallayıp beni tekerlekli sandalyeyle rötgen çekilen yere götürdü.
Rötgen çekilen yere girdigimizde Ekin beni kucagına alıp rötgen masasına otuturdu. Görevli gelip bir kaç ayagıma pozisyon verdi filimi çekip "doktorun yanına gidin" dedi. Ekin beni masadan kaldırmak için tekrar kucagına aldı. Engelli arabasına oturtup doktorun yanına tekrar gittik. Doktor bilgisayarda birşeylere baktıktan sonra ekine "sedyeye yatır ayagı çıkmış" deyince ekin beni kucagına alıp sedyeye yatırdı. Doktor asılarak ayagımı yerine oturturmaya çalışırken bir elimle Ekinin elini tutuyordum. Doktor ayagımı asıldıkça daha çok bagırdım. Sonunda asılmayı bırakıp krem sürüp bandaj sardı. Sonrada 5 gün rapor yazdı. Ekin beni kucagına alıp hiç tekerlekli sandalyeye bindirmeye ugraşmadan arabasına kadar taşıdı. Beni yavaşca sürücü koltugunun yan tarafına bırakıp sürücü koltuguna geçti.
Kapıları kapatıp hızla gazı kökledi. Sessiz bir yolculuktan sonra evimizin önüne geldigimizde tekrar beni kucagına aldı. Kapının önüne gidip zili çalmaya başladı. Kapıyı Sema açtı.
Ekin:
Kapıyı öykü açtıgında ilk şaşırsamda sonradan sinirlenip kucagımdaki koca burunu sert bi şekilde yere bıraktım. Öykünün kolunu sıkaca tutup"senin burda ne işin var" dedim. Öykü yüzünü buruşturup "bırak kolumu" dedi. Daha çok sinirlenerek kolunu tutarken koca burun kalkmak için bana tutunca öyküyü tutan elimi serbest bırakıp onu yerden kaldırdım. Öykü ikimize hem üzülerek hem şaşkınca bakıp aglamaklı bir sesle "siz sevgilimisiniz" dedi. Olumlu anlamda başımı sallayıp koca burunu belinden çekip sarıldım. Öykü beni omuzumdan itip tam yanımda durdu ve "bunları ödetecem" dedi. Yanımızdan aglayarak uzaklaştı. Önceden aglamsına dayanamadıgım kızı şimdi ben aglatıyordum. Bu aglamaları timsah gözyaşlarıydı. Ben artık bu aglamalarına inamıyordum. Eskiden sevgiyle baktıgım gözlere şimdi nefretle bakıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LÜZUMSUZ
ChickLitBelki sen karşıma çıkmasaydın o gün senin yerine oturmasaydım tanışmayacaktık ve ben hiç bir zaman aşkı tatmayacaktım aşk senle ne farklı Senin yeşil gözlerine bakmak ve orda kendimi görmek çok güzel beni hiç bırakmayacak bir adam...