üç

7.2K 346 35
                                    

Pedalları hızla çevirirken bizimkileri arkamda bırakmış olmanın sevinciyle bir çocuk gibi kahkaha attım. Evet evet tam olarak bisiklet yarışı yapıyorduk ve ben hayatımdaki tüm azmi burada gösteriyordum.

"Lan yavaşlasana," diyen Tekin..

"Bekle sen bekle, eceline mi koşuyorsun kızım? Dur lan," diyen Gülay..

"Amaç yarışmak değil mi, niye dursun kız?" diyen mantık abidesi Sinan..

Tabi trafiğin kenarında kendime engel olamadan onlara bakmaya çalışmam sonucu hepsi bir ağızdan adımı bağırmışlardı, biraz geç kalsamda. Sonuç mu? Bir arabanın önüne tepetaklak yuvarlanıvermiştim. Hem suçlu hem güçlü halimle başıma üşüşen bizimkilere aldırmadan arabadan inen adama sinirle saçlarımı geriye iteleyip kafamı kaldırıp baktım. Malum kıymetlim yerle buluştu da.

"Ya siz ne tür manyaksınız? Üzerime üzerime mi sürülür bu araba? Nerden aldınız ehliyetinizi? Kasaptan mı?"

"Hanımefendi burası anayol ve önüme fırlayan sizsiniz. Yani iyi misiniz diye sorup insanlık bile yapamadan suçunuzu bana atıyorsunuz. Önünüze niye bakmıyorsunuz? Sanki sokak ortası."

Yerimden hışımla kalkıp gözlerimi kıstım. "Ben bakmıyorsam sen baksaydın. Ölmüş insanlık. Dur bir Sinan," derken Sinan çoktan beni çekiştirmeye başlamıştı bile. "Yahu bir durun. Haddini bildireyim şu herife," diye söylenirken adamın "Şu herif mi?" diyen şaşkınlık nidasını işittim.

İşin özü yol boyu sinirle popomu ovuşturup söylenmelerimi de sürdürdüm.

Aklıma üşüşen anıdaki adam şimdi tam karşımdaydı işte. Poyraz Ekinci o kişinin ta kendisiydi.

"Evet?" derken sorgularcasına kaldırdı tek kaşını. Aman buna da bir şey denmiyor. Pek alıngan bir tip galiba.

"Ha şey, kahvaltınız hazır ama siz daha hazır değilsiniz diyecektim."

İfadesini düzeltip ensesini kaşıdı. Ne sandın aslan parçası anıyı anlatıp saçmalayacağımı mı?

"On dakikaya inerim ben," dedi ve merdivenlerde kayboldu anında.

...

Poyraz Bey on dakika diye çıktığı merdivenlerden ışık hızıyla inip masada yerini aldı. Hiçbir şey söylemeden odun gibi halleri insanı gerçekten çileden çıkaran cinstendi. "Böyle başımda mı dikileceksiniz?" diyen sesle düşünlerimi bertaraf edip "Arabada bekleyeyim isterseniz?" diye sordum.

Başıyla onaylayıp kendiside kafasına tek seferde diktiği kahve bardağını masaya bıraktı ve "Çıkalım. Vakit kaybetmeden günüde özetle bana arabada."

Fazla çalışkan bir tip. Yani daha çok ukala, okul derslerinden kalan havada ama neyse.

"Bir şey mi dedin?" derken arabanın yanına gelmiştik çoktan. Sesli mi konuştum ben?

"Yok hayır demedim," diyerek saçmalama üzerine aynı anlama gelen ifadeleri peşin sıra kullandım tabi. Allah'ım aklıma mukayyet ol.

Gökhan abi arabanın kapısını açarken ona, bende öne oturdum hemencecik. O sırada titreyen telefonumla üst üste gelen bildirimler merakla telefona sarılmama sebep olurken ismi görünce fenalık an meselesi oldu.

Şengül Hanım: Ne yapıyorsun?

Şengül Hanım: Başladın bugün işe değil mi?

Şengül Hanım: Bir sorun var mı?

"Bir sorun mu var Hale? Mesajlar peş peşe geldi," diyen Gökhan abiyle kaşlarımı kaldırıp hemen "Yok hayır. Sorun yok," dedim. Ben niye aynı anda aynı anlamı veren ifadeleri kullanıyorum? Deliriyor muyum?

Hale: Hayır Şengül Hanım. Her şey yolunda. Lütfen böyle peş peşe yazıp dikkatleri üzerime çektirmeyin.

"Programı anlat istersen Hale," diyen Poyraz Bey'le hemen telefonu çantaya atıp ajandayı çıkardım.

"Saat 10'da yeni koleksiyonun sunumu var. Hemen ardından Yakup Bey'le toplantınız var. Ekstra olarak üretim için kontrole gidilecek ve mekan bakılacak defile için."

"Kim karar verdi o ekstralara? Neden öncesinden haberim yok benim?"

"Valla Poyraz Bey bana verilen bilgi bu şekilde. Bende ye-"

"Gökhan ilk önce babamlara uğrayalım. Alınması gerekenler var. Sonra şirkete geçeceğiz."

Sözümü kesmesine sinirle solurken Gökhan abi "Tamamdır Poyraz Bey," dedi ve yolu değiştirdi.

...

Araba son durak Ekinci malikanesinde durunca Poyraz Bey "Bekleyin ben geliyorum," diyerek indi arabadan. Zaten bende can atıyordum peşinden gelmek için. Şengül Hanım'la ne kadar az karşılaşırsam o kadar iyiydi.

Yanımdaki cam tıklatılmasıyla ne kadar büyük konuştuğumu anladım. Arabanın kapısını açıp direkt indim. Gökhan abinin yanında hiç tanımıyormuş gibi "Sen Poyraz'ın yeni asistanı mısın?" dedi.

Bozuntuya vermeyerek "Evet. Hale ben Şe-" diyecekken bir anda kesti sözümü. "Ah Şengül Ekinci. Poyraz'ın annesiyim."

Yanımıza gelen Poyraz Bey'le az kala pot kırmaktan kurtulmuştum. Harbi ben niye kadının adını zikrediyorum, tanımıyorsun sen bu kadını Hale.

"Annecim hemen tanıştın bakıyorum hemen Hale'yle. Biz geçelim şimdi akşam uğrarız."

Uğrarız? Çoğul eki ben değilim herhalde.

"Olur olur, şimdi geç kalmayın. Görüşürüz," derken sevecen bir ifadeyle vedalaştı oğluyla. Vay be, bu kadın da sevecen olabiliyor demek ki.

...

"Hale, bu dosyalar niye tam değil?" diyerek ortalığı inleten Poyraz Bey'le artık saçımı yolma haline gelmiştim. Camdan keskin bir bakış atmasıyla yerimden fırlayıp odasına daldım bodoslama. "Po-"

"Bahane duymak istemiyorum. Niye kafanıza göre iş yapıyorsunuz? Niye eksik bunlar?"

Hala bağırıyor ya. Lan biz sağır değiliz. Tövbe ya.

"Poyraz Bey, ben şimdi Yakup Bey'e götürür hallederim."

Sinirle dosyayı masaya atmasıyla kağıtlar saçıldı her yana. "Gün bitmeden üretim raporlarını da istiyorum. Halledilmeden gelme."

Sinirimi gülüşümle bastırmaya çalışıp masaya yaklaşıp kağıtları toplamaya başladım. İçimden söve söve, dışımdan güle güle. Tabi tüm kağıtlar toplandığında sinirden buruşturduğumu farketmemle gözlerimi sımsıkı yumdum. Hadi bakim ye şimdi bunun için azarı.

"O kağ-"

"Poyraz Bey ben halledeceğim. Sadece biraz bekleyin," diyerek sözünü kestim ve birazda yüksek tonda konuşma cesareti göstermiş olabilirim. Sonra mı? Masanın iki yanına kollarını yaslayıp üzerime eğilmesiyle "Hale," derken kısık tuttuğu sesi cinayet habercisi gibiydi daha çok.

Helva. Fıstıklı. Aynen fıstıklı olsun.

Anlamazca buruşan yüzü içimden değil dışımdan konuştuğumun kanıtıydı. "Cinayet için uygun ortam değil ama," dedi ve durdu. Sonra kurduğu cümle yanaklarımın kıpkırmızı olması için yetti bile.

"Bende diyordum kendime kendime şu içindeki çatlağı ne zaman ortaya çıkaracak acaba diye. Şaşırttın beni. Panterden kediye terfi."

👠

Destekleriniz bekliyorum. Lütfen oy ve yorumlarınızı esirgemeyin.

Seviliyorsunuz<3

İSTANBUL BEYEFENDİSİ | Yarı Texting ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin