yirmi yedi

3.7K 218 67
                                    

Sahnenin ışıltısı herkesi etkisi altına alırken yanımdaki adamın dakikalar önce yaptığı açılış konuşmasında takılı kalmıştım ben. Yine hayran bırakmıştı beni kendisine.

"Güzelim sıkıldın mı?" diye kulağıma yaklaşıp sormasıyla gülümseyerek kafamı iki yana salladım. "Bunaldıysan çıkabiliriz," derken endişe hissettim sesinde. Bunun sebebi dün geçirdiğim panik ataktı. Kazadan sonra bana kalan ufak çaplı bir hastalık. Tabi Poyraz bunu öğrendiğinde kendine çok yüklensede her şey geride kalmıştı ve biz mutlu olmayı hakediyorduk artık.

"İyiyim ben. Oldukça güzel geçiyor. Endişelenme lütfen," diyerek düşüncemi dile getirdim.

Yinede yerinde kalkıp "Telefonla konuşacağım zaten. Sende gel hava alırsın yanımda," diye pes etmeden uzattı elini tutmam için.

Teklifini reddetmeyip onunla ilerledik çıkışa doğru. Kenarda bekleyen gazeteci yığınlığına yakalanmadan korkulukların olduğu balkon kısma geçtik.

"Oldukça şık gözüküyorsun," diyerek belime kollarını doladı. Lacivert diz üstü elbisemle oldukça sade ve şıktım. Dağınık topuzum, lacivert topuklu ayakkabım ve lacivert el çantamla tamamlamıştım kombinimi. Abartı benlik değildi. Sadeliği seviyordum. Buraya gelirken yanına yakışabilir miyim endişesi vardı içimde ama onun bakışları her defasında dünyadaki tek kadınmışım hissiyatı uyandırıyordu. Hayranlık ve büyük beğeni hakimdi gözlerinde.

"Yanına yakışmaya çalıştım diyelim," diyerek hafif alaylı cevap verdim düşüncelerimin ardından. Ellerimi boynuna dolarken burnunu burnuma sürtüp dudaklarını alnıma ulaştırdı.

"Bakman gereken benim yanına yakışıp yakışmadığım olmalıydı. Her halinle nefesimi kesiyorsun yavrum."

Birbirimize sarılı vaziyette durduk dakikalarca, bir ses anımızı bölene kadar.

"Ay bunlarda barışmazlar, barışınca her ortamda koklaşırlar. Defile var içeride Poyraz. Sen burada ne halt ediyorsun? Ay bu çocuk beni öldürecek," diyen Furkan Bey'den başkası değildi. Hal ve hareketleri gülmeme sebep olurken yandan gözlerini kısarak baktı bana. "Ne gülüyorsun kız sen? Adamın çeldin aklını tabi. Doğru içeri geçin. İnsanların gözleri çift görsün ayol."

"Furkan," diyen Poyraz derin nefes alıp tek elini belime doladı. "Defol git kardeşim. Gir içeri bak ne yapıyorlar hadi," diye tamamladı. Sanki üzerine atlayacak gibi bir hali vardı.

"Ay iyi be gidiyorum ben. Sizde çok koklaşıp durmayın. Gazetecileri üzerinize salarım ona göre."

Kıkırdamama engel olamazken Poyraz göz kırpıp "Hayırdır yavrum çok mu komiğine gitti?" diye yandan bir gülüşle sordu.

Elimle yanağını okşayıp "Gitmiş olamaz mı Poyraz Bey?" diyerek tek kaşımı kaldırdım.

Elleriyle belimi çepeçevre sararken beni ağaçların arasına çekti hızla. "Daha çok hoşumuza gidecek bir şey biliyorum," diyerek dudaklarıma yapıştı.

...

Poyraz: Güzelim daha kaçmayı düşünüyor musun?

Poyraz: Hayır sadece öpüştük. Bunun için kaçılmaz ki ama. Gel biraz seveyim seni.

Hale: Poyraz Bey eski çalışanınıza neler diyorsunuz siz öyle?

Hale: İş ahlakı nerede kaldı? Ayıp bunları olmamış kabul ediyorum.

Poyraz: Sen Furkan'ın yanında falan mısın? O mu işliyor böyle saçma şeyleri kafana?

Hale: Aşk olsun ben bunları düşünemeyecek biri miyim? Kırıcısın.

İSTANBUL BEYEFENDİSİ | Yarı Texting ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin