Herkese merhaba. O kadar heyecanlıyım ki ne diyeceğimi bilmiyorum.
ilk bölümle sizlerleyim. bu yolda hep beraberiz. Umarım zevkle okursunuz.
Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Yorumlarınız benim için çok değerli. Ayrıca yorumlarınıza tek tek cevap vereceğim. Bilgisayarın başında yorumlarınızı bekliyor olacağım. İyi okumalar <3
-Nida Işıl-
İmzamı atıp odama doğru yönlendim. Sonunda nöbetim bitmişti. Doktor olmayı ne kadar çok sevsem de nöbetlerden gerçekten haz etmiyordum. Koridorda yürürken oluşan adım sesleri bile baş ağrımı arttırıyordu sanki. Acilen ağrı kesici almam lazımdı. Odama girdiğimde eşyalarımı alıp çıktım.
Nöbetler insanı gerçekten çok yıpratıyordu. Özellikle bu nöbet epey yorucu geçmişti. Acil çok yoğundu. Oturup dinlenmek için bir dakikam bile olmamıştı. Genelde bu kadar yoğun olmuyordu. Dün gece yaşanılan zincirleme kaza yüzünden çok fazla yaralı getirilmişti hastaneye. Çoğu doktor arkadaşım gece yataklarından kalkıp koşarak geldiler. Bu mesleğinde bu zorluğu vardı. Gerçi her mesleğin kendine has zorlukları vardı.
Hastaneden çıkarken birkaç doktor arkadaşıma selam verdim. Onların mesaisi yeni başlıyordu. Şükür benimki bitmişti. Hastaneden çıkmamla yüzüme çarpan soğuk rüzgarı hissetmem bir oldu. Soğuk havayı içime çekmem ile içim ferahladı sanki. Baş ağrımın ise hafiflediğini hissettim. Bazen insanın bir rüzgara kapılıp gidesi geliyordu. Sonunda hasta olacağını bilse bile.
Hızlıca arabama binip sürmeye başladım. Nöbet sonrası içimde oluşan bu heyecanı çok seviyordum. Sonunda eve gidip uyuyacağım için çok heyecanlıydım açıkçası. Uyku kadar güzel bir şey var mıydı ya. Olacağını hiç sanmıyorum. Her ne kadar uyku için ölüp bitsem de, bugünlerde çok uyuyamazdım. Zira bugün abim evleniyordu. İçimde öyle bir heyecan vardı ki. Sanırsın ben evleniyorum. Zaten bu gidişle ben evlenemezdim. Kendime zor vakit buluyordum.
Arabamı garaja park edip indim. Binaya girmem ile kendimi evde bulmam bir olmuştu. Eşyalarımı kapının yanına öylece bıraktım. Gözlerim yarı açık yarı kapalı odama çıktım. Üstümü değiştirip yatağıma girdim ve hızlıca uykuya daldım. Düğüne kadar ne kadar uyuyabilirsem o kadar iyiydi.
Uzaktan duyduğum bir zil sesiyle gözlerimi araladım. Galiba kapı çalıyordu. Yataktan doğruldum. Gerçekten zil mi çalıyordu yoksa ben hala uyuyor muydum bilmiyorum. Hala çok yorgun hissediyordum kendimi.
Eğer kim geldiyse çok büyük hata yapmıştı. Çünkü ölümü birazdan benim elimden olacaktı. Benim uykumu bölmek her yiğidin harcı değildir. Umarım silahlarını kuşanmıştır. Adil bir savaş olmasını temenni ederim çünkü.
Büyük bir hışımla kapıyı açtım. Karşımda Ceylin'i görmeyi beklemiyordum. Çatık kaşlarımla boş boş baktım ona. Ceylin ise elinde bir tencere ile bana gülümsüyordu. Şeytan diyor ki al tencereyi vur kafasına. İnsanlar sabah sabah nasıl bu kadar pozitif oluyordu anlam veremiyordum. Ceylin büyük bir mutlulukla konuşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
En Derin Nidam (Asker Kurgusu)
Romanceİki insan ister istesin ister istemesin, kader onları sürekli bir araya getirir. Kaderi şansa çevirip çevirmemek ise iki insana kalır. Bu iki insandan biri öldürür biri iyileştirir. Bazen bu iki insanın hikayesi derin nidalara dönüşür. Bu da kaderin...