14. BÖLÜM~ İLK

1.1K 44 11
                                    

Merhaba. Sonunda yeni bölüm ile geldim. Kısa bir bölüm ama haftasonu için söz vermiştim. O yüzden atıyorum. Her ne kadar kısa olsada sonunu çok seviceğinizi düşünüyorum. İyi okumalar diliyorum. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Çokça kalppp.

 Çokça kalppp

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🌙

Gecenin karanlığı sokakları ele geçirmişken geceden daha karanlık olan evime baktım. Oturduğum koltukta bağdaş kurdum. Cihan'ın salonunda, pencerenin hemen yanındaki tekli koltukta oturmuş, öylece bakıyordum evimin camlarına.

Polisler evi inceledikten sonra ayrılmışlardı. Saat gecenin bilmem kaçıydı. Gerçi önemi de yoktu şu an. Cihan salona elinde kupalarla girdiğinde ona döndüm. Yorgun olduğu her halinden belliydi. Hafifçe gülümsemeye çalıştım.

Karşımdaki tekli koltuğa yerleşip kupalardan birini bana uzattı. Uzanıp aldım nasırlı ellerinden kupayı. Tatlı böğürtlen kokusu her tarafımı sardığın da istemsizce sırıttım. Acaba böğürtlen çayını sevdiğimi biliyor muydu? Yoksa tamamen tesadüf mü?

"Sever misin böğürtlen çayını?" Dedim her şeyi unutmaya yemin eder gibi. Biliyordum, bu yaptığım her şeyi yatağın altına süpürmek gibiydi. Birikecek ve beni de içine çekecekti. Önemli değildi. O yanımda olduğunda bunların hiç biri benim için bir şey ifade etmiyordu belki de.

"Sevmem." Dedi gizlemeye çalışsa da sesinin tınısında belli ettiği yorgunluğu ile. Sevmediği bir şeyi niye evinde tutuyordu. Bunun sebebini kendime yormak istiyordum. Ama bunu sevdiğimi bilmesine imkan yoktu. Başımı ümitsizce tekrar cama çevirdim.

"Sen seviyorsun ama." Demesiyle bakışlarım yine gözlerine döndü.

Kaşlarım çatılmıştı istemsizce. Nereden biliyordu? Yine aklımı mı okumuştu o. Daha doğrusu gözlerimi. Şaşırdığımı anlamış olacak ki ben sormadan konuşmaya başladı.

"Mutfağında bir açılmış paket böğürtlen çayı..." Başını dışarı çevirdi. "Üç pakette açılmamış duruyordu tezgahta."

Gülümsemiyordum belki, ama gözlerim gülüyordu ona bakarken. En ince detayları bile fark etmesi mesleğinden dolayı mıydı? Başımı onaylar anlamda sallayıp pencereye döndüm.

"Sana odanı göstereyim." Dedi ve ayaklandı. Daha iki yudum anca aldığım çayımı hayal kırıklığı ile kenara bıraktım. İki adımda odadan çıkan Cihan'a yetişmek için hızlı adımlar attım. Kafam yerinde olmadığı için evine hiç detaylıca bakmamıştım.

Kapıdan girdiğinizde sağ da mutfak, solda ise salon vardı. Kapının tam karşısında ise uzunca bir koridor. Koridora adımladığım da biraz ileride sağımızda bir oda vardı. Kapısı kapalı olduğu için içeriyi görememiştim. Merakla önüme döndüğümde Cihan biraz daha ilerideki odaya girdi. Yine sağda olan bu oda çok büyük görünmüyordu.

En Derin Nidam (Asker Kurgusu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin