Bölüm-12

542 34 17
                                    

Temmuz Yıldırım

Konuşma sesleri duyduğumda uyku sersemiydim. Yerimden doğrulduğumda salonda ufak bir sessizlik oldu.

"Günaydın ve gidin hadi yallah"

Erim bana göz devirdiğinde bende ona dil çıkardım.

"Neyse ne, Alıca nerede?"

Alıca'yı göremediğim için sorma ihtiyacı hissettim onunla uğraşmak hoşuma gidiyordu. Yaptığım imalara sinirlenmesi beni daha da eğlendiriyordu, onunla vakit geçirmeyi cidden seviyorum.

"Uyuyordu en son, niye ki?"

Erim hesap sorar gibi bana baktığında sırtımı geriye yaslayıp omuz silktim. Pınarda merak etmiş gibi bakıyordu. Öylesine sordum ya, niye böyle tepki veriyorlarsa?

"Öylesine sordum, ee siz ne zaman gidiyorsunuz siz?"

"Sen ne zaman gidiyorsan o zaman"

"Ben gitmiyorum hadi szi gidin Alıca'ya yemek falan yaparım fazla beceremiyor"

Bir şeyler geveleyip durdu. Yerimden kalktım. Yarım saat onları göndermeye uğraştıktan sonra mutfağa geçtim. Umarım becerebilirim. YouTube'dan krep tarifi açtım ve enseme gelen saçımı toplayıp kollarımı çevreyip işe başladım.

Kırılan yumurtanın kabuğu neden kaseye düşmek zorundaydı? Çenemi tezgaha yaslayıp cam kasedeki yumurta kabuğuna bakıyordum. Neden yer çekimi vardı ki? Bu kırdığım 5. yumurtaydı, kafayı yememe az kaldı.

"Yardıma ihtiyacın var gibi duruyor yaparken ıkınıyorsun resmen Temmuz."

Cenemi tezgahtan kaldırıp Alıca'ya baktım, umarım sabahtan beri izlemiyordu. Hem ben geldiğini nasıl fark etmemiştim?

"Günaydın Alıca, eğer etmek istersen yardımına asla hayır demem."

Gülümseyip onu yanıma çağırdım. Yüz ifadesinden benimle dalga geçeceğini anlayacak kadar biliyordum onu. Bu seferlik benimle eğlenmesine izin verdim.

"Ahh ahh Temmuz birde bana yardım ediceksin sözde."

Gülerek söylendi ve yumurtayı adam akıllı kırıp krebi yapmaya başladık. Uzun çabalar ve Alıcanın deyimiyle ıkınmalardan sonra krebi yapıp oturduk.

"Çok şükür bitti yaa"

Masaya gidip oturdu, krebi pişirme kısmını ben yapmıştım. Gülümseyerek tabağı önüne koydum ve dolaptan bir kaç tane kahvaltılık çıkarıp masaya koydup bende oturdum.

"Eğlenceliydi Alıca, sen nasıl buldun yemek yapmamızı."

Biraz düşünüyormuş gibi elini çenesine koydu bende kalkıp ona portakal suyu koydum, dolaplarında çay yoktu ve onu hiç çay içerken görmemiştim.

"Yalan mı söyleyeyim yoksa dürüst mü olmalıyım?"

"Dürüst ol bakalım."

Elimde bardaklarla yeniden yerime oturdum ve ona baktım tepkisini merak ediyorum.

"Hmm gayet eğlenceliydi hele o çırpınışların fazlasıyla eğlendirdi beni ama tadım olarak fazla yüksek bir puan veremem sanırım."

"Ahh ahh Alıca ben olmasam aç kalacaksın ve merak etme yedikten sonra giderim."

Başımı tabaktan kaldırıp bana baktı ama geri önüne döndü krebini yemeye devam etti. Yine başını kaldırıp tatlı tatlı bana baktı ağzını burnunu ısırasım gelemedi değil ama bende gülümseyip ona baktım.

"Acaba şey diyorum ya... Bugün diyorum gitmesen? Yemek yaparız, ne dersin?"

Gülümseyerek ona baktım, asla hayır demiyeceğim bir teklif sunmuştu. Bir de evet demem için şirin şirin bakıyordu.

"Hmm olur ama bu akşamda kalırım o zaman?"

Dediğimde başını hızlıca olumlu anlamda salladı, ahh ahh Alıca kendine keşke şuan dışarıdan bakabilsen.

"Pekii önündekileri ye hadi sonra devam edelim yemek yapmaya."

Yemek bittiğinde kalkıp etrafı topladık ve biraz sohbet ettik. Pizza yapmak istediğini söyleyince önce markete gittik ve gereken malzemeleri alıp çıktık. Ben malzemeleri hazırlarken o da tezgaha oturup beni izliyordu.

"Hadi Alıca sende kalkıp hamur için unu falan hazırla."

Yerinden kalkıp dediğimi yapıp diğer malzemeleri doğramaya geçtiğinde bende hamurun başına geçip yoğurmaya başladım.

SİKTİR! Bu lanet hamur elimden çıkmak bilmiyordu, niye bu benim başıma gelirdi ki? Elimden hamuru çıkarmaya çalışırken hamur daha da çok bulaşmıştı.

"O öyle çıkmaz ki"

Kahkahalarla gülerken söylemişti. Sanırım bu çırpınışlarım onu fazlasıyla eğlendiriyordu. Ve Yasemin Alıca fazla güzel gülüyordu.

"Temmuz?"

Hafifçe eğilmiş bana bakıyordu gözlerinde endişe mi vardı onun?

"Daldın gittin iyisin değil mi?"

"İyiyim iyiyim"

"Gel hadi çıkartalım şu hamuru elinden."

Hafif  gülerek söylendi. Biraz uğraştıktan sonra elimden hamuru çıkarmıştık. Ben hamurla cebelleşirken Alıca diğer şeyleri hazırlamıştı. Pizza hamurunu güzelce - ne kadar güzel olduğu tartışılır- açtıktan sonra  diğer malzemeleri de üstüne yerleştirip fırına attık.

"Ee Alıca nasıl bir gündü bakalım eğlendirebildim mi seni?"

"Fazlasıyla eğlendim Temmuz inan bana hele o hamurla çırmınışın var ya."

Gülerek söyledi fazla mutlu görünüyordu bu haline gülümsemeden edemedim.

"Seni eğlenirdirdim ya ne mutlu bana.  Yarın ne yapıyoruz söyle bakalım."

"Hmm bilmem yarın eve gidebilirsin mesela. Şaka yaptım bakarız bakalım yarın olsun hele bir bugünü sağ salim atlatalım da"

Cümlesini söylerken yerinden kalkmış televizyondan film açıyordu. Ne açtığını sormadım bile onu izlemek varken filmi ne yapıyım? Filmi açıp başlattı ve diğer koltuğa yerleşti.

Film başlayalı yarım saati geçmişti. Allah var oldukça sürükleyici bir şey açmıştı. Bir anda filmi durdurup bana döndü

"Sende yanık kokusu alıyor musun?"

Yanık? Ne yanığı be? Cidden bir yerden yanık kokusu geliyordu ama nereden? Etrafa bakınmak için yerimden kalktım.

"Siktir! Pizza vardı fırında!"

Mutfağa doğru koşar adım gitti, mutfak resmen dumanaltı olmuştu. Fırını kapatıp elime bir bez aldım ve pizzayı fırından çıkardım. Alıca da camları açmıştı. Pizza resmen kömür gibi olmuştu. Eliyle burnunu kapatmıştı.

"En iyisi dışarıdan söyleyelim."

"Bence de Alıca haklısın."

...

allahim cok şükür bitirdimmm yeyyyyy

umarım sevmişsinizdir
okuduğunuz için teşekkürler

blume [gxg]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin