Bölüm-26

73 11 2
                                    

Yasemin Alıca

Temmuzun geri dönmesinin üzerinden neredeyse 2 hafta geçmişti ve o da bu bir hafta boyunca beni köle gibi kullanmaktan çok hoşnut kalmış gibi duruyordu.

Dediğini yapmadığım zamanda "bak giderim sonra korumasız kalırsın" diyerek tehdit ediyordu.

Mecburen bende dediğini yapıyordum. Onu çok sevdiğimden değil ama varlığına alışmıştım artık, iyi kötü yanımda olması beni rahatlatıyordu.

"Alıcaa~~"

Gözlerimi devirerek ona baktım.

"Yasemin."

"Adım temmuz, Alıca biliyorsun değil mi?"

"bende Yasemin Temmuzcum memnun oldum"

"Neyse Alıca yaa ben senden bir şey isteyecektimm"

Söylenerek oturduğu yerden kalktım.

"Söyle başımın belası dinliyorum"

Yüzünde oluşan sırıtıştan beni sinirlendirecek bir şey yapacağını artık biliyordum.

"Şu en son yaptığın çiğ börekten yapsana"

Şirin olduğunu düşündüğü bir biçimde bana bakıyordu. Ama değildi.

"Temmuz."

"Ya ama alt tarafı güzel ellerinden bir şeyler yemek istedim"

"İyi tamam seni zehirliyimde gör sen"

Gülümsemesi hafif solar gibi oldu.

"Cidden yapar mısın?"

Bu kezde ben onun gibi sırttım.

"Hiç yapmaz mıyım temmuzum zamanında diyordun hem senin elinden zehir olsa yerim diye ne değişti ki?"

omuz silkti,

"çok şey"

Şakalaşmasına rağmen dramatik bir şekilde onu kovmamı yüzüme vuruyordu.

"yapma temmuz pişman olduğumu kaç kere söyledimm"

"bende sana son pişmanlığın fayda etmediğini söyledim"

Ne kadar kabul etmek istemesemde haklılık payı vardı. Derin bir nefes aldım.

"Ama şuan yanımdasın"

Konuşmak için bir süre bekledi, hafifçe tebessüm ederek beni cevapladı;

"İstediğim zaman giderim"

"Kusura bakma da bok gidersin"

Tolga'nın bu atılgan cevabı beni epey şaşırttı. Sen hayırdır oğlum? Benim olana kimse-

Ne diyorum ben ya? Neyse.

Temmuz'a baktığımda gülerek tolgaya laf yetiştiriyordu. Gözlerimi devirip oturduğum yerden kalktım ve salondan çıktım.

Temmuz Yıldırım

Yasemin'in bu hareketine bir anlam veremesemde arkasından biraz baktım.

"Oho ooo kime diyorun ki ben? Sana diyorum kızın ebi yanmış hacı, EVİ!"

Bıkkın bakışlarla tolgaya döndüm. Ulan bir insan evladı bu kadar mı sıfatsız, bu kadar mı meymenetsiz olur?

Çiğdem'den sonra.

"Evi yanmışsa yanmış, itfayeci değilim ben"

Bir kaç saniye - belki de daha uzun- yüzüme bön bön baktı ve suratını ekşitti.

"Çok komiksin Yıldırım, gözlerimden yaş geldi gülmekten. Yasemini de bu komikli şakalar ile etkiledin sanırım?"

Bu çocuk mal mı yoksa taklit mi yapıyor bazen anlamakta zorlanıyorum. Son kez! açıklama yapmak için derin bir nefes aldım.

"Bak Tolga, son kez söylüyorum. Benim Ya- Alıca'yı etkilendiğim falan yok. Sok şunu artık kafana, zaten 1 2 hafta sonra benimle işi bitince siktir olup gidicem. Anladın?"

Tolga biraz durdu, saniyeler içinde dehşetle eliyle ağzını kapattı.

"Yasemine neredeyse Yasemin diyordun??"

Şok olmuş bir biçimde verdiği tepkiye alnımı ovsam da bir yerde doğruydu.

O artık benim için sadece Yasemindi.

Zamanı geldiğinde bunu ona da söyleceğim.

...

SHES BACKKKKKKK

hellooo
ay 1 yildan sonra nasil giris yapsam bilemedim açıkçası ve sizler için ufak bir ara bölüm ile baslamak istedimm
umarim sevmissinizdirrrr

okuduğunuz için teşekkürlerrr

sonraki bolumlerde (ins) veya kitaplarda gorusmek uzereeee

blume [gxg]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin