Bölüm-17

464 29 0
                                    

En sonki buluşmamızın üzerinden bir kaç gün geçmişti. Henüz elmas için net bir planımız yoktu. Bugün Tolga ve Temmuz bana geliyorlardı. Umarım yolda karşılaşmazlardı. İkisininde birbirinin geleceğinden haberi yoktu.

Kapı çaldığında yerimden kalkıp kapıya gittim.

"Günaydın Yaseminn"

İçeri geçer geçmez mutfağa geçtiğinde bende peşinden koştum

"Niye erken geldin?"

Soruma cevap vermeden uğraştığım kurabiye harcının başına geçti.

"Sen bana kurabiye mi yapıcaktın?? Vallahi ağlarım oturur"

Dediğinde göz devirdim hala soruma cevap vermiyordu. Ellerini yıkadı ve benim kaldığım yerden kurabiyeleri yapmaya başladı. Hayretle ona bakıyordum.

"Napıyorsun be ?!?!?! Sal kurabiyelerimi"

Duymazdan gelip devam edince bende onu izlemeye başladım. İyi olduğu her halinden belli oluyordu. Pes etmiş bir şekilde sandalyeye oturdum.

"Ee Yaso Temmuz ile olayınız ne?"

Yaso? Yaso derken? Şaka mıydı bu adam?

"Öyle bakma ya, uzun süre ortağın şimdiden iyi arkadaş olmamız gerek hem cidden Temmuzla aranızda ne var merak ediyorum."

"Aramızda bir şey yok sadece korumam o kadar"

"Hmm öyle diyorsun... O zaman Temmuzla flörtleşsem rahatsız olmazsın?"

Flörtleşmek? Temmuzla? Ufak bir kahkaha attım. Hayatta olmazdı öyle şey hem olsa bile Temmuz ona bakmazdı.

"Hayatta olmaz, imkanı yok inan bana Temmuz sana bakmaz"

"O kadar emin olma derim."

Kapı çaldığında yerimden kalkıp kapıya gittim.

"Beni özledin sanırım Alıca"

"Ne demezsin geç hadi içeriye"

Lafımı bitirdiğim gibi içeriye geçti ve montunu çıkardı.

"Mutfaktan gelen kokular ne Alıca? Yakmamışsın bir şeyleri hayret"

"Gel Temmuz gel Yasemin değil ben yapıyorum."

Gülerek mutfağa geçtiğinde bende arkasından geçtim. Temmuz Tolga'nın
yanına geçmiş konuşmaya başlamışlardı bile bu ikisi ne ara bu kadar yakın oldu ya?

"Alıca ben çok kalmasam? işim var da dışarıda"

"Bugün beraberiz diye konuştuk ne işin var?"

"Özel bir iş Alıca"

"İptal et. Bugün benimlesin."

Tolga bur bana bir Temmuza bakıyordu. Temmuzun sesi soluğu çıkmıyordu aramızdaki kısa sessizlikten sonra Temmuz yerinden kalktı.

"Nasıl istersen Alıca, telefonla konuşup geliyorum ben"

Yerinden kalktı ve yanağımdan bir makas alıp mutfaktan çıktı.

"Oha yani Yasemin yok bir de dövseydin kızı alt tarafı işim var dedi"

"Karıya kıza gidicek bilmiyorum sanki geçen günde aynısını yaptı otursun oturduğu yerde."

"Sen kıskançlıktan ölüyorsun kardeşim"

Dediğinde göz devirdim. Temmuzzu kıskandığım falan yoktu. Sadece burada olması gerekiyordu ve olacaktı, o kadar. Temmuz yanıma oturdu.

"İşimi neden iptal ettirdiğini öğrenebilir miyim Alıca?"

"Ben paşa gönlüm keyfim ve kahyası öyle istedik Yıldırım, başka bir sorun?"

Sırıtıp yok anlamında başını salladı. Kurabiyeler olana kadar sohbet ettik.  Kurabiyeleri çıkartırken konumuz elmasa gelmişti. Temmuz fırından tepsiyi çıkartırken Tolga'nın yüz ifadesi ciddileşmişti.

"Dün gece bir telefon aldım, elmas için benimle daha doğrusu bizimle çalışmak isteyen birisi daha var. Dediğine elmasları bir araya toplayacağımız demir kendisindeymiş."

Ne? Fırsat resmen ayağımıza gelmişti. Demirin kimde olduğu tam bir gizemdi ve o kişi bize ulaşmıştı. Devam etmesi için Tolga'ya işaret verdim.

"Başka bir şey demedi benden geri dönüt bekliyor."

"Ya yalan söylüyorsa?"

Temmuza döndüm hakkı vardı. Yalansa sıkıntıya girebilirdik.

"Orasını onunla görüşürsek görürüz bence."

"Yalansa ne yapmayı planlıyorsun?"

Sorumun üzerine biraz düşündü. O arada kenarda duran Temmuz yanıma gelip oturdu ve başını bana yasladı.

"Siz yapmazsanız ben hallederim rahat olun."

Tolga ne demek istediğini anlamadığı için Temmuza garip garip baktı. Gerçi Temmuz'un katil olduğundan haberi yoktu.

"Bakma öyle Açar kiralık katilim ben"

Dediğinde Tolga biraz güldü ama bizden ses çıkmayınca ciddi olduğumuzu anladı yüzündeki ifade değişti.

"Hadi canımm ciddi misin Temmuz?"

Diye sorduğunda Temmuz gülümseyip başını olumlu anlamda salladı. Onlar bu konuda konuşurken bende kurabiyelere yöneldim.

Biraz daha oturup konuştuktan sonra Tolga bize bahsettiği kişi ile konuştu. 3 gün sonrasında görüşebilecektik, yarında diğerleri ile bu konuyu konuşacaktık.

Temmuz Yıldırım

Akşama doğru Açar gittiğinde Alıca ile başbaşa kaldık.

"Ne diyorsun Alıca? Sence doğru mu yoksa bir terslik olabilir mi?"

Sorumun üstüne biraz düşündü, gözleri masanın üzerinde gezindi ve bana baktı.

"Bilmiyorum desem"

Cümlesine hafif güldüm, çok tatlı görünüyordu. Tolga'nın gitmeden önce yaptığı makarnadan iki tabak daha koydum. Şerefsiz iyi yemek yapıyordu.

"Ee Alıca bu kadar kıskanç olmak yorucu mu?"

Çatalını bırakıp bana baktığı ya dediğimi anlamamıştı yada anlamamış gibi yapıyordu.

"Ne kıskanması Temmuz, ne saçmalıyorsun?"

"Hayatımdaki kadınları sorgulanman özel hayatıma engel olman Alıca, ben kıskançlık olarak yorumluyorum haksız mıyım?"

Çatalla önündeki makarnayla oynamaya başladı, dudaklarını birbirine bastırdı. Onu kızdırmayı başarmıştım.

"Sende doğru olduğunu kabul ediyorsun yani Alıca."

"Doğru olduğu falan yok Temmuz hiç bir şey benim emrimden önemli olamaz o yüzden göndermedim seni ve patronun olarak özel hayatında beni ilgilendirir."

Hızlı hızlı soluk almadan konuşmuştu. Gülümsedim, daha fazla üstüne gitmemeye karar verdim. Yemeğe devam ettik ve bir kaç saat oturup sohbet ettikten sonra evinden çıktım.

...

VUUUU BITIRDIMMMM
içime sinmedi ama..

umarım sevmişsinizdir
okuduğunuz için teşekkürler

blume [gxg]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin