Bölüm-15

500 37 18
                                    

Sabah kalkar kalkmaz evden çıktım ve mekana gittim, evde durmak için hiçbir nedenim yoktu en azından biraz diğerleri ile ilgileniryordum.

Oyalanmaktan zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştım. Çoktan öğlen olmuştu ve Temmuz, Erim, Pınar hariç ekip tamdı. Temmuz erken gelir sanıyordum ama beni şaşırtmıştı, yaklaşık 1-2 saat bekleyişten sonra Pınar ve Erim de gelmişlerdi. Temmuz yoktu. Pınar'a sorduğumda telefonunu açmadığını söyledi.

Yiyorsa benim telefonumu da açmasın. Rehbere girip Temmuz'un ismine tıkladım ve odadan çıktım. Dün kimse gecikmesin deme rağmen gecikmiş üstüne haber de vermemişti, endişelendiğden değildi, bu emre itaatsızlığının sebebini merak ettiğimden aradım.

"Alıca? Bir şey mi oldu?"

"Neredesin sen Temmuz? Herkes seni bekliyor. Ben dün kimse gecikmesin dedim, değil mi?"

"Ah.. Evet öyle dedin üzgünüm Alıca."

Telefondan kıkırdama sesi geliyordu ama Temmuza ait değil gibiydi yanında birisi mi vardı? yada bir kadın? O kadın kıkırdamasını bir daha duyduğumda konuşmak için derin bir nefes aldım. Neden içimde huzursuzluk vardı?

"Kapatmalıyım Alıca merak etme hemen geliyorum endişelenme."

Bir şey söylememe fırsat vermeden telefonu kapattı. Bir an için sinirden telefonumu duvara fırlatacak gibi oldum ama derin bir nefes aldım ve içeriye geçtim.

"Ee nerdeymiş?"

Erim'in yanındaki sandalyeye oturum ve parmaklarımı ritimli bir biçimde masaya vurmaya başladım.

"Geliyormuş, öyle dedi."

Kimseden ses çıkmadı, ortamdaki gerginlik -benim gerginliğim- fazlasıyla hissediliyordu. Temmuz yaklaşık yarım saat geçtikten sonra geldi, o gelene kadar diğerleri azda olsa konuşmuştu.

"Neredeydin Temmuz?"

Sormamı beklemiyordu sanırım, bir şey demeden geçip oturdu. Bir cevap istiyordum ve alacaktım.

"Bir arkadaşımı bir yere bırakmam gerekti Alıca o yüzden geciktim"

"Hangi arkadaş o? Benim emrimden daha mı kıymetli bir arkadaş?"

Diğerlerinin tenis maçı izler gibi bizi izlediğini hissediyordum, Aysu'ya dönüp baktığımda gülmemek için zor duruyor gibiydi onun bu hali yüzünden bir an için gülecek gibi olsda ciddiyetimi toplayıp Temmuz'a döndüm.

"Hm kıyaslayamam ama onu bir yere kadar bırakmamı istedi ve bende onu kırmamak için bıraktım Alıca o kadar."

Sesi bu konu da daha fazla soru sormamı istemiyormuş gibi çıktığında kaşlarımı çattım, üstüne atlayıp tekme tokat dövmek istiyordum o kafasında tek tel saç bırakmamak istiyordum ama neden? Dediği gibiyse neden böyle hissediyordum?

Alt tarafı arkadaşını bıraktığını için gecikmiş bu kadar gerilmemem lazımdı ama o konuştukça saçını başını yolasım geliyordu resmen.

"Neyse, Tolga ne zaman geliyor Erim?"

"2 saatte gelir, o gelmeden önce bende size şu elmastan biraz bahsedeyim isterseniz"

Başımı olumlu anlamda salladım. Kalan zaman boyunca Erim elmastan ve elmasın geriye kalan kısımlarını almamız gerektiğinden bu alacağımız elmasın sadece bir parça olduğundan bahsedip önümüzdeki zamanlarda muhtemelen yapmamız gerekecek şeylerden söz etti. Erim'in telefonu çaldığında dışarıya çıktı, muhtemelen Tolga arıyordu. 5 dakika sonra içeriye geldi.

"Tolga Bey gelmek üzereymiş."

Yerimden kalkıp etrafta biraz dolandım Temmuz'un saçını başını yolma isteğim hala fazlasıyla yerindeydi. Daha fazla dayanamadım.

"Kimdi o kadın?"

Herkes bana ne yaptığımı sorgular giibi bakmıştı.

"Temmuz sana sordum, kimdi o kadın?"

"Arkadaşımdı Alıca dediğim gibi"

Beni resmen geçiştiriyordu. Kafayı yemek üzereydim ama bende Yaseminsem o kadının kim olduğunu öğrenirim.

"Hayatımdaki kadınlara karşı bu kadar meraklı olman beni şaşırttı Alıca."

Sesi bu defa tanıdığım Temmuz'un sesiydi az önceki o soğuk sesle alakası yoktu. VE KADINLAR DERKEN? Kadınlar mı demişti o? Hayatımdaki kadınlar. Bu detayı ona sonra soracaktım.

"Benim emrimden daha önemli olan şu arkadaşını merak ettim ki bence etmem gayet doğal."

Değildi.

"Çok yakın bir arkadaşımdı Alıca, şimdilik bu kadarını bilsen yeterli"

"Peki Temmuz"

Yerimden kalkıp odadan çıktım, Tolga Bey gelmek üzeredir. Hiç bari önden karşılarım. Odadan çıktıktan sonra hemen ardımdan bir kapı sesi duydu. Sanırım Erim de arkamdan çıkmıştı. Dışarıya çıktığımızda kendisine sigara çıkarıp yakmış bana da bir tane uzatıp çakmağı da vermişti.

"İçeride burnundan soluyordun resmen."

Belki birazcik haklı olabilirdi ama bunu bilmesede olurdu.

"O gün işim var diyip yüzüme kapattın söyle bakalım ne işin vardı?"

"Pınarla dışarıdaydık. Senle konuşurken de Tolga Bey aradı işte o yüzden kapattım."

Anladığıma dair başımı salladım. Bir kaç dakika sonra yanımızda motosiklet durduğunda sigaramı söndürdüm. Motosikletteki adam yanımıza geldi ve elini bana doğru uzattı.

"Tolga Açar, nihayet yüz yüze geldik Yasemin Alıca"

Uzattığı elini sıktım ve gülümsedim.

"Tanıştığımıza memnun oldum Tolga Bey, içeride konuşalım."

...

bu bolumler uzun olmaya basladi-
ve içime biraz sinmedi ama

umarım sevmişsinizdir
okuduğunuz için teşekkürler

blume [gxg]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin