Temmuz Yıldırım
Eve geldiğimden beri ne yapacağımı bilemez bir haldeydim...
Yasemin Alıca beni kovmuştu.
En başında yapmak istediğini yapıp benden nihayetinde kurtuldu. Cidden bunu hak ediyor muydum?
Artık bu sorumun cevabı bir önem taşımıyordu. Pınar da geldikten sonra eşyalarımı toplayıp tamamen gideceğim.
Kahve makinesinin sesi ile kahvemi aldım ve salona geri geçip oturdum. Bir kaç dakika sonra yumruklanan kapı ile yerimden kalktım.
Kapıyı açtığımda karşımda gördüğüm tolga ile kapıyı geri kapatmaya çalıştığımda aradan sıyrılıp içeriye girip salona geçti.
"İkinizde fazla saçmaladınız otur konuşucağız"
Yasemini affedip geri dönmem için gelmişti..
"Çeneni boşuna yorma Tolga. Geri dönmüyorum, gidebilirsin"
Arkasından salona geçtiğimde koltuğa yayılmış oturuyordu. Ve başını olumsuz anlamda salladı.
"İkinizde de katır inadı var, ne bu çektiğim ya inat etme sende"
Başımı olumsuz anlamda salladım, dönmeye niyetim yok. Kırılan kalbim bir yana bu yaptığı çizgiyi aşmıştı.
"Sizinle ne yapıcam ben acaba... Şu sıralar cidden başı belada sana ihtiyacı olucak Temmuz. Biliyorum seni çok kırdı ama onu bırakamazsın en azından bir süreliğine bırakma Temmuz sonra istediğini yap."
Geri dönemem. Bunu kabul etmeli.
"Ölsem bile dönmem Tolga ısrar etme, Alıca kendisine yeni birini bulabilir. Ben yokum. "
Erim Ak
"Affeder değil mi"
Tolga gitti gideli salonun ortasında volta atıyordu. Çiğdem ise kenardan sırıtarak izliyordu. Bu kadın kesinlikle gıcık bir tip.
Pınar ise Yasemini avutmaya çalışıyordu ama söylediklerine kendisinin bile inanmadığı fazla belliydi ve bu Yasemini iyice panikletiyordu.
"Keşke dilim kopsaydı yada bayılıp kalsaydım da konuşmasaydım.."
Pınar da pes etmiş ve yanıma oturmuştu. Artık onu izlemekten başımın döndüğü bir raddeye gelmiştik.
"Otur artık Yasemin böyle yapman bir şeyi değiştirmez"
Cümlem ile yerinden bir kaç saniye durmuş sonrada hak vermiş olsa gerek koltuğa geçip oturmuştu ama tırnaklarını kemirmeye başlamıştı bu seferde gerginliğini atması için bu hareketine ses etmiyordum.
Çok geçmeden yerinden kalktı.
"Temmuza gidicem."
Göz ucuyla Pınar'a baktığımda hafifçe omuz silkip doğruldu.
"Bence gitme seni görmek onu daha da kızdırabilir. Tolgayı bekleyelim."
Kapıya giden adımları duraksamış bize dönmüştü. Bende başımla onayladığımda yerine geri geçip oturdu, bu sefer yerinden kalkan isim Çiğdem olmuştu.
"Tolgayı arayıp geliyorum, beklemekten sıkıldım"
Tolga açmamış olsa gerek memnuniyetsiz bir biçimde salona geri gelip oturdu.
Uzun bir süre süren sessizlik kapı zili ile bozulmuştu. Yerimden kalktığımda Yasemin çoktan kapıya varmıştı, bende yanına gittiğimde kapıyı açtı.
"Temmuz geldi mi?"
Tolganın çevresine göz gezdiriyordu ama kimse yoktu.
"Ölsem bile gelmem dedi"
Yasemin bir an için sessizliğe gömüldü..
"Ben gitsem konuşsam? Affetmez mi beni?"
"Bilmem affeder miyim?"
Temmuz'un sesini duyduğumda benim yüzümde bile bir tebessüm oluştu Yasemini düşünemiyorum bile Tolgayı hafif ittirip Temmuza sıkıca sarıldı.
Temmuzda kollarını yavaşça ona doladı.
"Bundan sonra patronum değilsin Alıca"
Cümlesiyle Pınarla göz göze geldik.
"Olsun... Patronun olmayayım ama sen korumam ol olur mu?"
...
hellooooooo
Aslında bu bölümü tamamlamak aklımdan geçmiyordu ama gelen bir anlık ilham ile yazdım
umarım sevmişsinizdir
okuduğunuz için teşekkürlerrr
ŞİMDİ OKUDUĞUN
blume [gxg]
Teen Fictionbabasından kalan çetenin başına yeni geçmiş olan Yasemin Alıca yardımcısının aklına uyarak kendisine bir koruma arar.