Bölüm-24

426 28 69
                                    

Kapıyı Tolga önden gidip açmıştı, aşağıdan duyduğum kadın sesiyle bende yanlarına gittim.

"Hoş geldin Çiğdem"

"Hoş buldum Alıca"

"Yasemin de lütfen, Alıca hoşuma gitmiyor"

"O Temmuz'a özel mi Yasemin?"

"Özel falan değil artık ona pes ettim, kapatın Temmuz konusunu da"

Fazla çıkışmamı beklemiyor olsa gerek şaşırmıştı. Şuan da Temmuz ismini duymak dahi istemiyorum, Tolga ne kadar haklı olsa da haklılığı işime gelmiyordu. Ona olan sinirimi dindirmiyordu haksız olmam.

Bu sinirle bir şey yapasım dahi yoktu ama onları tek başlarına bırakırsam ayıp olur diye mecburen yanlarında duruyordum.

Gecenin geri kalanı oldukça sessiz geçmişti Tolgayla yaptığımız pizzayı yemiş ve havadan sudan konuşmuşup televizyonda önümüze çıkan rastgele kanalları izlemiştik, şuan ise sabah olmak üzereydi.

Ve Temmuz hala ortalıkta yok, umarım başına bir şey gelmiştir.

Yapacak bir şeyim olmadığı için koltuğa uzandığı sırada kapı çaldı. Bu saatte gelebilecek tek kişi temmuzdu, umarım o değildir.

Yerimden kalkıp kapıyı açtığımda karşımda Temmuzu görünce göz devirmemek için kendimi zor tuttum.

"Gelmeseydin"

Sinirlenmişti, bu bir ilkti.

"Önemli olmasaydı gitmezdim Alıca şu tavırlarına bir son ver"

"Benimle böyle konuşma hakkını sana kim veriyor Temmuz?!?!"

Sesim benden bağımsız yüksek çıkmıştı aramızdaki gerginlik elle tutulur cinstendi.

"Ben senin için neyim Alıca??"

Sesimi çıkarmadığım için devam etti.

"Ben senin için neysem sende benim için o'sun. Bu yüzden haddini aşma Alıca"

"Kovuldun."

Gözlerinden ufak bir şaşkınlık geçtiğinde bende onun kadar şaşkındım düşünmeden konuşmuştum. Hafif güldü.

"Kovuldum... Öyle mi Alıca... Öyle olsun Alıca, bundan sonra benim için hiçsin bunu bil"

Daha ben konuşmadan arkasını dönüp hışımla gitti.

Ben ne yaptım?!?

Arkasından ne kadar baktım bilmiyorum ama bir süre sonra eve geçtim ve odama çıktım. Masadaki kağıt güllerin hepsini toplayıp odamdaki çöp kutusuna attım ve yatağıma geçtim.

İçimde oluşan kırgınlığa anlam veremiyordum. Temmuz benim hiç bir şeyim değildi sadece anlaştığım basit bir korumaydı elbet onun yerine birisini bulurdum.

Gerçi bulmama gerek yoktu, başından beri istediğim şeye ulaşmıştım... Ama adlandıramadığım bir hüznün esiri olmuştum çoktan.. Uzandığı gibi örtünün altına girip gözlerimi kapattim ve uyumaya çalıştım.

Ne kadar zaman geçti bilmiyordum ama gözüme bir damla bile uyku girmemişti. Neden bilmiyorum ama Temmuzun yokluğu çok fazla hissediyordum ve bundan sonra olmayışını da öyle...

Hıçkıra hıçkıra aglamak istiyordum ama bu isteğimin benim için hiçbir anlamı yok. Bir süre sonra kapının çaldığını duyduğumda hızlıca yerimden doğruldum ve aşağıya indim.

Gelen Erimdi...

Pınar bile yoktu, Temmuz kesinlikle gitmişti. Erim hızlı ve endişeli adımlarla bana doğru geldi. O sormadan anlatıp kurtulmak istedim.

"Ben bir şey yaptım..."

Tolga da Erim de bana merakla bakıyordu.

"Temmuzu kovdum"

"NE??!?"

Cümlemi bitirir bitirmez gelen tepki Tolgadandı.

"Akşam ne konuştuk Yasemin? Nasıl yaptın bunu?"

Koridorda volta atmaya başlamıştı, göz ucuyla Erim'e baktığımda hala cümleyi idrak etmeye çalışıyordu sanırım.

Kapı tekrar çaldığında Çiğdem de koridora gelmişti, hızlı adımlarla ve büyük bir hevesle kapıyı açtığımda hayal kırıklığına uğradım. Gelen pınardı...

"Neler oldu?"

Erim Pınar'ı elinden tutup içeriye geçirdi.

"Yasemin, Temmuzu kovmuş.."

Evdeki herkes bana bakıyordu ben ise yerdeki parkeyi inceliyordum..

"Haberim var, Temmuz bana söyledi. Yasemin sana, bugüne kadar ki patroluğun için teşekkür ettiğini ve en azından gülleri saklamanı istediğini söyledi."

"Temmuza söylesen de geri dönse? Bakmasın Yasemin'in lafına salak salak konuşmuş. Yasemin yapmış ama o yapmasın bari, gelsin geri"

Benim söylemem gereken cümleleri söyleyenler kişi Tolgaydı..

"Temmuz istediği şeyi elde edemeyince vazgeçen tiplerden"

"Temmuz hakkında düzgün konuş Çiğdem. Ona laf söyletmem"

Üstüme doğru geldiğinde ufak bir adım geriye gittim.

"Nesi olarak konuşuyorsun Yasemin? Sen onun hiç bir şeyisin. Bu yüzden sakın ablam hakkında söylediklerime karışma"

Yüzüne tokatı patlatsam ne yapabilirdi ki? Kulağıma yankılanan ses ile Çiğdem geri çekilir gibi olsa da kendi attığım tokata şaşırmamı kullanıp yakama yapıştı ve beni duvara yasladı.

"Ben Temmuz değilim Alıca bu yüzden hareketlerine dikkat et. O sana anlayış gösterebilir ama ben senin gırtlağını keserim. Sakın, bir daha bana bu şekilde davranmaya kalkma"

Söylediklerini sindirmeye çalışıyordum, o beni tehdit mi etmişti? Tolga Çiğdem'i kendisine çevirdi.

"Saçmalıyorsun Çiğdem, kendine gel hiç bir şey ortağımıza bu şekilde davranman için bir mazeret değil."

Bana gelince kaplan kesilen Çiğdem Demir Tolgaya sesi çıkarmamıştı. Pinara döndüğümde onlar kenarda Erimle konuşuyorlardı.

"Üzgünüm ama Temmuz oyuncak değil, gelmesi için konuşmayacağım "

Kalan son umudumuzda elimizden kum gibi akıp gidiyordu. Tolga kapıya doğru ilerledi.

"Pınar Temmuzun nerede olduğunu biliyor musun?"

Pınar bakışlarını Erimden Tolgaya çevirip başını olumlu anlamda salladı.

"Bana konumu at Temmuzla konuşucağım"

Pınar Tolganın dediğini yaptığında Tolga çıkmak için kapıya gitti ve bana döndü.

"Biz gelene kadar hatanı nasıl telafi edersin onu düşün Yasemin. Temmuza bur şekilde kendini affettirmen lazım"

Daha fazla konuşmadan evden çıktı.

...

I'M COME BACKKK

bölümü nasıl buldunuz🙃

umarım bölümü sevmişsinizdir

okuduğunuz için teşekkürlerrr

blume [gxg]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin