Kan görmekten korkmazdım, belki de yanılmıştım. Ölüm görmeye alışık mıydım ki ben, ya da alışık olmam mı gerekiyordu? Değildim. En azından bu kadar korkunç bir şeye...
Önümde kanlar içinde yatan bedene daha fazla bakamadım, böyle olmamalıydı. Nerde yanlış yapmıştım, her şey normal değil miydi? Etrafımda bir sürü ses vardı ama pek duyduğumu söyleyemezdim, kafam çatlayacakmış gibi hissediyordum. Lanet olsun, bir hata yapmış olmalıydım! Nasıl kurtaramamıştım onu, nasıl bu kadar aptal olmuştum! Gözümün önünde yavaş yavaş ölüyordu ve bunu görmemiş miydim?
Kanada bugün her zamankinden daha kasvetliydi, şehir yas tutmaya başlamıştı sanki. Kar yağışı şiddetlenmiş, tüm suçları gizlemeye çalışmıştı âdeta. Havanın olacaklar hakkında ipucu verdiğini anlamam uzun sürmüştü biraz, bir hayata mâl olacak kadar...
( Malum olaydan 48 saat önce.)
Her gün olduğu gibi erken saatlerde uyanmış ve son zamanlarda sıklaşan kabuslarla lanet okumuştum. Genellikle kabuslar, çok stres altındayken ya da travma gibi sebeplerden dolayı görülür. Ya da hiçbir sebep yokken, sadece canı istiyor diye. Büyük bir travmam olduğunu söyleyemezdim, şu anda stres altında olduğumu da söyleyemezdim. Belki, biraz.
Aslında kabuslar her zaman korkutucu değildir. Ama asıl önemli olan sizi korkutmuş olmasıdır. Örneğin eski sevgilinizi rüyanızda öylece otururken görmek bile sizin için kabus olabilir. Aslında bu sizin ona olan olumsuz hislerinizden kaynaklanıyordur. Yani, her şey beynimizde nasıl düşündüğümüze bağlıdır.
Peki sizce, kabusları neden normal rüyalardan daha çok hatırlarsınız da güzel rüyaları kolayca unutursunuz? Bu sorunun cevabı basit aslında. Negatif duygular hep daha fazla hatırlanıyor ve iz bırakıyor. Bu yüzden de uyandıktan sonra da bir süre siz kendinizi kötü hissetmeye devam edersiniz. Ancak uzmanlara göre siz kabuslarınızı unutmaya yoğunlaştıkça ve düşündükçe daha çok kabus görürsünüz. Bu yüzden çok hatırlamamaya çalışıyorum, kafama takarsam büyük ihtimalle her gecem kabuslarla dolu olurdu.
Yine dediğim gibi, her şey beynimizin içinde büyüttüğümüz korkulardan kaynaklanıyor. Beynimizi bir telefon uygulaması olarak düşünün, en çok neyi aratırsanız karşınıza da en çok onunla ilgili şeyler çıkar. Mesela sevdiğiniz bir ayakkabıyı ararsanız, her yerde karşınıza onunla ilgili resimler ve reklamlar çıkar. Beynimiz de aynı şekilde çalışıyor aslında, en çok neyi düşünüyorsak rüyalarımız da ona göre şekilleniyor. Ve elbette bu her zaman olumlu yönde olmuyor.
Dışarıda hâlâ kar yağıyordu, bugün hava çok daha kasvetli sayılırdı. Sanki kar yağışı şehre ayrı bir üzüntü katmıştı bugün, ya da ben dramatize etmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayaletin Fısıltıları
Mystery / Thriller"Kimseye güvenme, kendine bile..." Ethan Williams Kanada'da yaşayan bir psikiyatrist'dir. Bir hastasının ani intiharı nedeniyle tüm hayatı değişir. Peki işin aslı, gerçekten intihar mı etmiştir? Görünmez yaratıkların onu öldürmeye çalıştığını söyle...